Kütahya Cumhuriyet Caddesi’nde, eskiden Kapanaltı, sonra da Tahıl pazarı denilen yerde bulunan Kapan Hanı XIV.yüzyılın sonlarında yapılmıştır. Evliya Çelebi 1671-1672 yıllarında bu handan söz etmiştir:
”Cümleden Kapan Hanı, demir kapulu, kal’a misaldir ve havlusunda bir havzı azimi üzre fevkâni bir zaviyesi vardır. Havuzun fıskiyesi adam gerdanı kalınlığı bertab ider, bu mescidi âli iki sütun üzre mebni maksure eşkâl bir meferrih dilküşa mescid-i rânadır. Ve cemi-i misafiriyn bunda ârâm ve istirehat edip ibadet ederler. Bu hanın canibi erbaasında fevkâni ve tahtani iki yüz ocaklı bir hanı azimdir, canibi garbe nazır bir kapısı, ketebesi üzre beyan mermer üzerine celi hatla kitabesi görünür”.
Hanın kapısı üzerinde iki satır halinde dört beyitlik bir kitabe bulunmaktadır:
“Binayı dilküşa kim buldu ikmal
İlâhı eylegül mâmur her sâl
Anın hakkında geldi işbu tarih
Ki daim sahibeş dürr-i izz û ikbal h.912 (1506-1507)”.
Kitabe üzerindeki bu tarih Karagöz Ahmet Paşa’nın Kütahya Valiliği dönemine rastlamaktadır. Karagöz Ahmet Paşa’nın isyan sırasında şehit edilmesinden sonra düzenlenen vakfiyesinde Kapan Hanı’nın da yapıldığı anlaşılmaktadır.
Kapan Hanı ilk yapılışında 77 odalı idi. Hanın ortasında bir mescit, mescidin altında bir çeşme, havuz, bir ahır ve helâ bulunuyordu. Hana bitişik ayrıca 20 dükkân bulunuyordu. Tamamen kesme taştan yapılmış olan bu hanın cephe görünümünde silmeler vardı.
İsmail Hakkı Uzunçarşılı’nın Kapan Hanı kitabesini, Menzilhane kitabesi demesinden ötürü bu hana birçok kaynakta Menzilhane ismi yakıştırılmıştır. Ancak, han ile yakınındaki menzilhanenin ayrı ayrı yerler olduğu sanılmaktadır. Prof.Dr.Metin Sözen’e göre Buğday Pazarı’nda görülen kalıntının menzilhanenin bir bölümü olduğu sanılmaktadır.
Kenthaber Kültür Kurulu