24
Nisan
2025
Perşembe
MUĞLA

O BİR TURİZM VALİSİ...

Kış nüfusu 790 bin yaz nüfusu 8 milyon olan Muğla’da göreve geleli daha bir yıl olmasına rağmen Vali Altıparmak’ın hayata geçirdiği projeler konuşuluyor

Bu haftaki konuğum yılda 7 milyon yerli ve yabancı turisti barındıran Muğla’nın tepe yöneticisi Muğla Valisi Dr. Ahmet Altıparmak. Haftalardır Bodrum’da tatil yapan iş adamların düşünce ve görüşlerine yer veriyorum. Düşündüm ki yaz tatillerini bu turistik bölgede geçiren turistlere hizmet verenlerin de görüşlerine yer vermek gerekiyor. Ben de bu çerçevede, bir anlamda Turizm Valisi olan Dr. Ahmet Altıparmak’la bu röportajı yapmaya karar verdim.

Muğla Valisi Dr. Ahmet Altıparmak, yanında küçük kızı Azra Altıparmak ile Bodrum Yalıkavak yolu üzerindeki Yaka Köyü’nde Cenap ve Gülay Tezer tarafından kendi arazileri üzerinde yaptıkları Dibeklihan Sanat Köyü’ne gittik. Dibeklihan’ı görünce önce buranın restore edilmiş tarihî bir kale olduğunu sandım. Öğrendim ki burası Mühendis Cenap Tezer ile mimar eşi tarafından sıfırdan inşa edilmiş. Ancak yüzyıllar önce yapılmış bir kale görünümünde... İçinde kır kahvesi ve çeşitli el sanatları, halı, kilim, antik eşya üretim atölyeleri ve satış mağazaları ile restoran ve avlusu var. Burada çeşitli gösteri ve konferanslar da yapılıyor. Vali Ahmet Altıparmak ile Dibeklihan Sanat Köyü’nü dolaştıktan sonra başladık Muğla ve ilçeleri ile ilgili değerlendirmeye...


Mayolarıyla yüzenleri görünce insanın ’keşke’ dediği oluyor

Bodrum, Marmaris, Datça, Fethiye, Göcek, Akyaka ve Dalyan gibi turizm cenneti olan ilçe ve beldelerin bağlı olduğu ilin Valisi olmak nasıl bir duygu?
Yerli ve yabancı turistlerin gelip tatil yaptığı, eğlendiği bu güzel ilçe ve beldelerimizde onların huzur içinde yaşamaları için çalışmak çok güzel. Ne kadar çok yorulsanız da bu duygu bütün yorgunluğunuzu alıyor.

Muğla bir turizm cenneti. Böyle bir cennette tatil yapanların huzurunu sağlarken “Siz de keşke ben de burada sorumlu makamda değil de tatil yapan biri olsaydım” dediğiniz oldu mu?
Aydın Bey, bunu çok düşündüm. Bir program için Bodrum veya Marmaris’e gidiyorsunuz. Hava çok sıcak. Herkes gözünüzün önünde mayosu ile güneşleniyor, denize giriyor, siz de kravat ve takım elbise ile oturup onları seyrediyorsunuz. İster istemez keşke ben de buradakiler gibi yazın tadını çıkarsaydım dediğiniz oluyor. Ancak o kadar kişinin huzur içinde bir yaz geçirmesinden sorumlu olmak da sizi en az o kadar mutlu ediyor.

Muğla sınırları geniş bir alanı kapsıyor. Doğru mu?
Toplam 2 bin 500 km karelik alanı kapsıyor. Kıyı şeridi uzunluğu ise 1124 km’dir. Ada çevresi ile beraber yazları 1700 km olduğu hesaplamaları da var. Muğla’da 7 deniz hudut kapısı ile iki havalimanı (Bodrum-Milas ve Dalaman) var.

Bölgenize özellikle yaz aylarında Cumhurbaşkanı, Başbakan ve bakanlardan da gelenler oluyor. Devlet büyüklerinin ağırlanması oldukça zor. Muğla’ya aynı anda birden fazla Bakan gelirse ne yaparsınız?
Böyle durumlar çok oluyor. Bir Sayın Bakan ile Bodrum’da bir programınız varken bir başka Sayın Bakanın da aynı anda 300 km. uzaktaki bir başka ilçede programı oluyor. Bir programı bitirip diğerine yetişmek için yoğun mesai harcadığımız oluyor. Bazen yetişemediğiniz yerlere sizi temsil etmek üzere bir Vali Yardımcısını göndermek zorunda kalabiliyorsunuz.

Muğla’ya gelen Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Bakanların hepsini karşılamak için havalimanına gidiyor musunuz?
Sayın Cumhurbaşkanı ve Sayın Başbakan ile Sayın Bakanlar bir program için bölgemize geliyor ise kendilerini havalimanlarında karşılar ve program süresince eşlik ederim. Ancak tatil veya dinlenme amaçlı geldiklerinde karşılama talepleri olmaz, biz de ziyaret etmez ve rutin işlerimize devam ederiz. Programları varsa eşlik ederiz.

Peki bu yoğun tempo sizi yormuyor mu? Veya Sayın Bakanlarla olmak yerine rutin işlerinize devam etmeniz daha yararlı olmaz mı?
Bu görevdir. Sorumlu makamlarda bulunanlar için yorgunluk olmaz. Görev görevdir. Sayın Bakanların gezileri resmi ise onların programlarına da katılmak asli görevinizdir. Bunu eksiksiz yapmak gerekir. Bu sizi yormamalı.


Rant yüksek olunca kaçak yapı kaçınılmaz
ama idareciler buna asla izin vermemeli


Muğla ve ilçelerinin en önemli sorunları nelerdir?
Sorun çok. Ancak iki temel sorun var. Bunlardan birincisi imar ve çevreye ilişkin konular, ikincisi ise turizm pastasından daha fazla pay alma konusunda yaşanan anlaşmazlıklar.

Nedense özellikle Bodrum, Marmaris ve Fethiye’de imar sorunları hep gündemde. Bunun sebebi ve çözüm yolu nedir?
Bu bölgelerde rant çok yüksek. Herkes bu ranttan nasıl daha çok faydalanırım diye bu güzelim turizm beldelerini çarpık bir yapılaşma ile berbat ediyor. Bizim gibi idarecilerin buna asla imkan vermemesi lazım. Belediye başkanlarını bu konuda iyi eğitmek gerekiyor. İmar durumu kötü olan beldelerin geleceği çok fazla parlak olmaz. Bu bölgelerdeki denetimi artırmakta yarar var. Ruhsata aykırı imara geçit verilmemeli. Yapılırken müdahale edip yaptırmayacaksın. Yapıldıktan sonra onu yıkmak milli gelirin yok olmasına neden olur ve haksızlıktır. Devlet, işi başından yasaklayacak ve onu denetleyerek yasal olmayan yapılaşmayı baştan yaptırmayacak.

Peki sorun teşkil eden bu konuları biraz daha açar mısınız?
İmar konusundaki sorun yerleşim alanı dışında mevzi imar planları ile yapılaşma talepleri, kaçak yapılar, kaçak iskeleler. Bu noktada en can sıkıcı olanlar da “yıkım”lardır. Beni en fazla rahatsız eden olay budur. Ancak cennet bölgeyi de korumanın bir başka yolu yok. Sivil toplum örgütlerinden bu konuda yeterli desteği görmemek bizi üzüyor.


Yılda 7 milyon turist geliyor

Muğla’daki turizm pastasındaki sorunlardan biraz bahseder misiniz?
İlimizin turizm yörelerinde turizm başlığı altında birçok sektör çalışıyor. Kendi aralarında birçok anlaşmazlıklar oluyor. Herkesin amacı mevcut pastadan daha fazla pay almak. Oysa bu anlaşmazlığın tarafı olmak yerine turizm sezonunu büyütüp pastayı da büyütmek en doğru yoldur. Pasta büyürse herkesin payı artar. Onun için kimse pastadan daha fazla pay kapma yarışına girmez. El ele verip mevcut pastayı birlikte büyütmenin yolunu aramalıyız. Sektör temsilcileri birbirlerinin taleplerine saygı göstermeli. Anlaşma sağlayamadıkları noktada bizim hakemliğimize başvuruluyor. Bu da can sıkıcı bir olay... Onun için işin başında, pastadan pay kapma mücadelesi yerine pastayı büyütmenin gayreti içinde olmaya çalışıyoruz.

Bölgenize gelen turistler daha çok yerli mi, yoksa yabancı mı?
İlimizin turizm beldelerine hem yerli hem yabancı turist akını var. Yılda 3 milyon yabancı ve 4 milyon yerli turist geliyor.


Bodrum’da hayat pahalı personel burada görev yapmak istemiyor

Şehrin yaz ve kış nüfusu arasında büyük fark var. Bu hizmette sıkıntı yaratıyor mu?
Özellikle Bodrum ve diğer turizm ilçelerinde yazlık nüfus, kışlık nüfusu kat kat geçiyor. Gerek asayiş personeli ve diğer personel sayısı yasal nüfus olan kışlık nüfusa göre belirlendiği için yazın 10 katı geçen nüfusa yeterli hizmet vermekte güçlük yaşanıyor. Bu güçlüğü önlemek için de yaz aylarında turizm bölgesi olmayan ilçe ve beldelerinden personel takviyesi yapılıyor.

Bu personel takviyesi yeterli mi oluyor mu?
Elbette yeterli değil. Ancak elimizdeki imkanlar bu. Biz de mevcut imkanlardan mümkün olduğu kadar faydalanmaya gayret ediyoruz. İdarecilerimizin ve personelimizin özverili çalışmaları, sorunları en az düzeye indiriyor. Gerçekten Bodrum, Marmaris, Fethiye gibi ilçelerde çalışan personelimiz büyük özveri ile çalışıyor. Ancak bu ilçelerimize personel bulmada güçlük çekiyoruz. Çünkü burada yaşam pahalı. Kimse buralarda görev yapmak istemiyor. Genelde çalışan eşleri veriyoruz. Bu bölgede görev yapan personele ek imkanlar araştırılmalı.

Yoğun çalışma temposu personelin ruh sağlığını etkilemiyor mu?
Yazlık nüfusu 10 katına çıkan ilçelerimizde yoğun çalışma temposu ile çalışan personelimizde kronik yorgunluklar oluşturuyor. Bu durum da verimi düşürüyor.

Çalışanlarınızın en büyük sıkıntısı sizce nedir?
En büyük eksiklik lojman sıkıntısı... Bodrum ve Marmaris gibi yerlerde ev kiraları yüksek olduğu için kimse buralarda çalışmak istemiyor. Personele lojman temin etmek lazım ya da kira bedeli ayrıca ödenmeli. Ancak bu da bütçe imkanları çevresinde mümkün değil. Bizim görevimiz mevcut koşullar altında en verimli çalışmayı sağlamak.


Fethiye’deki Seki Eren Dağı’nda kayak turizmini başlatacağız

Yazın bölge nüfusu birkaç kat artıyor. Oysa hastane ve doktor sayısı kış nüfusuna göre planlanmış. Yaz aylarında sağlık tesisi ve personeli sıkıntısı da yaşanıyor mu?
Rutin sağlık hizmetlerinin verilmesi konusunda sıkıntımız yok. Hatta dünya standartlarında her türlü sağlık hizmeti sunan Alman Hastanesi gibi özel sağlık tesisleri var. Sağlıkta en büyük sıkıntımız emekliler... Uzun süreli tatil yaptıkları için en fazla sağlık hizmeti talebi onlardan geliyor. Bu da sağlık personelini yaz-kış dengesi çerçevesinde yetersiz kılıyor. Her tatil sitesi doktor tahsisi istiyor. Çünkü öyle tatil siteleri var ki 2000 nüfusa sahip. Bunların ihtiyaçlarına zaman zaman cevap vermek mümkün olamayabilir. Ancak tüm personelimiz büyük özveri ile hizmet veriyor.

Özel projeleriniz var mı?
2K-1G diye adlandırdığımız bir sistemimiz var. 2K, kalite ve kapasite artırılması. 1G ise güven tesis etmek. Düşündüğümüz ve uygulamaya koyduğumuz tüm projelerimizde bu konsepti desteklemeye özel itina gösteriyoruz.

Bu nasıl olacak?
Bir orkestra şefi olarak, tüm enstrümanların uyum içinde olmasına gayret gösteriyorum ve bu doğrultuda epey yol aldık. İş yapmamaya değil, yapmaya odaklı bir orkestra olmaya çalışıyoruz. Birbirleri ile kavgalı, birbirlerini dava eden, mahkemeye veren birim ve birim amirleri yerine, bir araya gelen ve sorunları tartışan bir yapı olsun istiyorum. “Müfettişe nasıl hesap veririm?” diyen değil de, vatandaşın hayatını nasıl kolaylaştıracağım zihniyeti yerleştirmeye çalışıyorum. Çalışmamız bu doğrultuda olacak.

Projelerinize dönersek...
En önemli projelerimizden biri Fethiye’deki Seki Eren Dağı’nı kış turizmine kazandırmak. Bu yıllaca konuşuldu. Adeta hayal olan bu proje bugün ısrarlı takibimiz sonucu gerçekleşti. Turizmin en önemli sıkıntılarından biri de şikayetçi olan turistlerin muhatap bulamaması... Bunu Türkiye’de ilk defa Muğla’da ALO 179 turizm hattı ile çözdük. Dört farklı dilde 24 saat esası ile turistlere hem danışma hem de yardım hizmeti veriyoruz.

Turistlerin en çok şikayet ettikleri konular neler?
Alıverişte karşılaştıkları sorunlar, faturaların yüksekliği, kalitesiz davranışlar (sulu tavırlar).


Tatilimi Ankara’da çocuklarımın yanında geçireceğim

Siz tatilinizi ne zaman ve nerede geçirirsiniz?
Muğla Valiliği’ne geçen yaz başı atandım. Geçen yıl tatil yapmadım desem doğru olur. Bu yaz da tatil yapmam mümkün değil. Belki sezon sonunda izne ayrılır, onu da Ankara’da okuyan çocuklarımla geçiririm. Bizim meslekte güzel yerde idareci olmak yerine, yakın ilde görev yapmak daha makuldur.

Böyle tatil bölgelerinde değil de fazla ilgi çekmeyen bir ilde valilik yapmak daha rahat değil mi?
Bizler bu göreve atanırken tercih etme durumunda değiliz. Devlet görevi; neresi olursa oraya gidip görevimizi layıkı ile yapmakla mükellefiz. İdareciler arasında şöyle bir söz vardır. “Tatil yeri bol olan bir ilin sorumlusu olacağına, o ile yakın bir ilin sorumlusu olmak daha iyidir.” Çünkü çok fazla gelen gideniniz olmaz, siz de komşu ilin imkanlarından faydalanırsınız. Tabii bu anlattığım sadece idareciler arasında dolaşan bir söylenti. Açıkçası ben böyle bir tercihte bulunmuyorum. Devlet benim görevim için nereyi uygun görmüş ise onu en iyi şekilde yapmaya çalışırım.


Mahkumlar yol kenarlarını temizliyor

Vali Ahmet Altıparmak turizm bölgesindeki mevcut karayolları ve ulaşım konularında yapılan çalışmaları şöyle sıraladı:
Karayolarımız ihtiyaca cevap verebilecek nitelikte planlandı. Sıkıntılarımız yok değil. Ancak, kısa bir süre içinde bu sorun kökünden halledilecek. Projelerimize devam ediyorum.
Gökova Körfezi’nin üzerinde bulunan Babadağ’a teleferik projesi üzerinde çalışıyoruz.
Fethiye’de bulunan Kaya Köyü’nün turizme kazandırılması konusunda çalışmalarımız son aşamaya geldi.
Karayolları üzerinde hem görüntü kirliliği hem de sürücüler için dikkat dağıtan ve tehlike oluşturan reklam tabelaları kaldırıldı. Sadece Bodrum ve Marmaris yolu üzerinde 2 bine yakın tabela kaldırıldı.
Muğla Cumhuriyet Başsavcılığı ile yapılan bir protokol çevresinde; karayolu kenarındaki çevre temizliği çalışmaları, yarı açık cezaevi mahkumları tarafından yapılıyor. Bu çalışma ile hem yol kenarları temizleniyor hem de mahkumlar çalıştırılarak rehabilite ediliyor. Bu çalışma ile yolu kirleten insanlarımıza çevreye karşı duyarlı olmaları gerektiğini hatırlatmaya çalışıyoruz.


Tekneler ’Mavi Kart’la denetleniyor

İlinizin özellikle Fethiye, Göcek, Gökova ve Bodrum koyları dünyada benzeri olmayan koylar. Bazı tekneler günlerce bu koylarda kalıyor ve tüm pisliğini bu güzelim koylara boşaltıyor. Bu konuda neler yapıyorsunuz?
Teknelere Mavi Kart zorunluluğu başlattık. Göcek Koyu pilot bölge ilan edildi ve ilk uygulama orada başladı. Her teknenin bir Mavi Kartı olacak. (Kredi kartı gibi). POS makineleri ile atık sularını nereye verdikleri takip edilecek. Mavi kart uygulaması TURMEPA ile yürütülüyor. Bunun kontrolü de Sahil Güvenlik, Liman Başkanlıkları ve özel oluşturduğumuz ekipler tarafından yapılacak.


Bodrum çöplükten kurtuluyor

Sayın Valim, geçen ay Bodrum çöplüğünde çıkan yangın yüzünden Bodrum büyük tehlike atlattı. Gerek Bodrum çöplüğü, gerek Yalıkavak ve gerekse Gümüşlük çöplüğü Bodrum’a hiç yakışmıyor ve büyük tehlike. Yıllardır bu katı atık depoları şehir dışına çıkarılacak tartışması var. Ancak bir türlü çıkarılmıyor ve Bodrum’u tehdit etmeye devam ediyor. Bu konuda ne diyorsunuz?
Aydın Bey iyi ki bu soruyu sordunuz. Önümüzdeki hafta bunu kamuoyuna açıklamayı düşünüyordum. İlk kez size açıklayayım. Bodrum ve diğer beldeleri mevcut çöplüklerden kurtuluyor. Başkanlığımdaki Bodrum Turizm Alt Yapı Birliği tarafından önümüzdeki yıl bu çöplük taşınmaya başlıyor.
Finansman sorununu hallettik. Turizm Bakanlığı bu iş için Turizm Alt Yapı Hizmet Birliği’ne 20 milyon TL katkı sağlayacak. Bizzat benim başkanlığımda uzun süredir Bodrum’u tehdit eden bu sorun kökünden çözülecek.

Bu çok önemli bir müjde. Bugüne kadar hiçbir belediye başkanı ve yetkili bu konuda adım atmadı. Bu işi bizzat siz çözüyorsunuz. Nasıl olacak, çöplük nereye taşınacak?
Bodrum yarımadasında yer alan 10 belde belediyesinin katı atık problemine çözüm bulmak amacıyla yaptığımız çalışma sonucunda; Mumcular Belde Belediyesi sınırları dahilinde; Sazköy Mülki hudutları içerisinde Kılıçlar mevkiinde 305 bin 810 metre karelik bir alan belirlendi. Sahanın mülkiyeti Orman Bölge Müdürlüğü’ne ait. Bu alan katı atık deposu olarak tahsis edildi. 2010 yılı projeksiyonuna göre; yarım adada oluşacak atık miktarı 102 bin 986 ton/yıl olarak belirlenmiş. Seçilen bu alanda yaklaşık 40 yıl boyunca hizmet vermesi planlandı. Buna göre 2050 yılına kadar yarım adada oluşacak atık miktarı 10 milyon 130 bin 978 ton olarak öngörülmektedir. Atıkların yaklaşık yüzde 30’unun ambalaj atıkları olduğu göz önüne alındığında da (3.039.223 ton), yer seçimi yapılan sahada yaklaşık 7 milyon 91 bin 685 ton atık depolanması planlanlanıyor.
 

Aydın Ayaydın - Vatan
Yayın Tarihi : 30 Ağustos 2009 Pazar 13:54:19


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?