Mimar Emre Arolat ve Gonca Çırakoğlu’nun kaleme aldığı 'Dalaman Havalimanı / Dalaman Airport’, bir havalimanının nasıl zorluklarla doğduğuna tanıklık edilmesini sağlıyor
Mimarların kağıt üzerindeki projelerinin inşaata, ardından da tamamlanmış yapıya dönüşmesi, konuyla ilgili olmayanların dışarıdan takip ettiği, işin arka planında neler olup bittiğini pek de bilmediği bir süreç. Binanın ortaya çıkışına kadar geçen sürede yaşanan uykusuz geceler, projenin başlangıcındaki halinden uzaklaşması gibi sorunları çözme çabaları mimarların karşı karşıya kaldıkları kaçınılmaz zorlukların yalnızca birkaçı.
Yapı Endüstri Merkezi (YEM) Yayın, bu konuda gerek deneyimli mimarların gerekse henüz yeterli tecrübe kazanmamış mimarlık öğrencilerinin ilgisini çekecek bir proje monografisi yayımladı. Mimar Emre Arolat ve mimar Gonca Çırakoğlu’nun kaleme aldığı “Dalaman Havalimanı / Dalaman Airport”, bu havaalanının 1999 yılında başlayıp 2006’da sonra eren macerasını ikilinin ağzından anlatırken, okurun bir yapının nasıl zorluklarla doğduğuna tanıklık etmesini sağlıyor.
Övgüye değer bulundu
Temmuz 2006’da açılışı yapılan terminal, “AR Awards for Emerging Architecture” ödülleri kapsamında övgüye değer bulunan yedi çalışmadan biri olmuştu. Öncelikle kitabın ele aldığı konunun teknik ayrıntılara boğulmadan, akıcı bir dille, neredeyse bir macera kitabı gibi yazıldığını belirtmek gerek.
Öyle ki “Mimarlık ilgimi çekmiyor” ya da “Ben bu konudan anlamam” diyenlerin bile bir çırpıda okuyup bitirebileceği cinsten bir çalışma çıkmış ortaya. Arolat ve Çırakoğlu’nun Dalaman Havalimanı macerası, 1999’da Emre Arolat ile Bünyamin Derman’in projesinin Devlet Hava Meydanları İşletmesi tarafından açılan mimari yarışmada birinci olmasıyla başlıyor.
Kitap, 7 yıl boyunca yarışma için kurulan ortaklıklardan tasarım ve projelendirme çalışmalarına, işverenle ilişkilerden şantiye koordinasyon toplantılarına ve denetim çalışmalarına kadar tüm ayrıntıları okura aktarırken detaylara, tutanaklara ve belgelere de yer veriyor.
İki bölümden oluşuyor
İki bölümden oluşan kitabın ilk kısmını Emre Arolat kaleme almış. Bu deneyimi “Bir Terminal Macerası” başlığıyla ve duygusal bir yaklaşımla özetleyen Arolat, “Mimarlık yapmaya başlayalı 20 yıl oldu. Dalaman Havalimanı projesinin benim meslek hayatımın en önemli kilometre taşlarından biri olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim” diyor yazısında.
Projenin macerası daha teslim tarihinden başlıyor. 1999 yılında Devlet Hava Meydanları İşletmesi’nin Dalaman’da yapılacak havalimanı için açtığı yarışmada projelerin son teslim tarihi 24 Ağustos’tan, - 17 Ağustos depremi nedeniyle - ekim başına erteleniyor. Buna rağmen ucu ucuna tamamlanan proje, son anda Ankara’ya yetiştiriliyor. Havalimanı için açılan ihalenin sonuçlanması ise 2004 yılını buluyor.
Devamında olanları ise Gonca Çırakoğlu aktarıyor okura. EAA ve işveren firma ATM arasında proje ve inşaat üzerine yaşanan tartışmalar haftalar, bazen aylar boyunca sürüyor. Ekip zaman zaman da inanılmaz ayrıntılarla uğraşmak durumunda kalıyor.
Örneğin cam ve doğrama işlemleri bittiğinde, camlarda bombelenme olduğu fark ediliyor. Nedeni ise camların arasındaki sıkışmış Ankara havasının basıncının Dalaman havasınınkinden farklı oluşu... Sorun, camların tek tek delinip havasının alınmasıyla çözülüyor.
Sarf edilen emeğin ve yorgunluğun ardından ortaya çıkan bazı sorunlar, Arolat ve Çırakoğlu’nun projeden kırgın ayrılmasına yol açıyor.
Kitaplarında bu kırgınlığın da hikayesini anlatan ikili, Dalaman’a inen ilk uçağın haberini İstanbul’da alıyor. Orada bulunamamaktan ötürü pişmanlık duyarak...
merhabalar evet havaalanina hicbir odul yetmez cok iyi ve buyuk ama birde calisan memurlar egitimli olsa yani bir polis memuru pub'un ne oldugunu bilmiyorsa ve bir pc kullanmasinda takiliyorsa bir ingilizce ile musafirler ile anlasamiyorsa bir turk pasaportunun vizesinde takiliyorsa baska birsey diyemeyecegim havaalani oduller ile donatilmis neye yarar tesekkurler