Dünya mirası kapsamında yer alan Datça'daki hazine arazileri "parselleniyor".
Hızırşah Köyü'nün Kemer Deresi Ölüsazağı bölgesinde 353 bin metrekare büyüklüğünde orman alanı özel bir kişiye 49 yıllığına kiralandı. Dev alanın kullanım hakkını eline geçiren Yasin Kolaşin, kiraladığı alana badem dikeceğini söylerken, köylüler doğal çevrenin ve arıcılığın darbe yemesinden endişe ediyor.
Hızırşah Köyü Muhtarı Mehmet Çengel'in verdiği bilgiye göre, 49 yıllığına kiralanan bozuk ormanlık alan Akdeniz maki topluluğunun bütün özelliklerini taşıyor. Burası bol miktarda, kekik, püren, adaçayı, yabani gül ve pek çok endemik bitkinin yaşama alanı olmasının dışında, zeytin, sandal, çam ve pırnar ormanları ile dikkat çekiyor. Köylüler, bu alanın kiralanması ve bitki örtüsünün ortadan kaldırılması ile temel geçim kaynaklarından biri olan arıcılığın biteceği görüşündeler.
Çengel, "Burası, arıcı bir köy. Dünyanın en güzel balları bu köyde yetişir. 6 bin civarında fenni kovanımız var. Burası kiraya verilirse, bu köy biter" diye konuşuyor.
Öncelik köylünün
Çengel, "Kiralanan araziyi köy tüzel kişiliğine kazandırmak için çok uğraştık. Ama dışarıdan biri masa başında imzalatıp işi halletmiş. Bu araziyi köy halkı mı daha iyi korur, yoksa dışardan gelen biri mi? Boşuna uğraşmasınlar. Ben burayı deldirtmem" diyor.
Araziyi Çevre ve Orman Bakanlığı'ndan kiralayan Yasin Kolaşın ise buradaki Akdeniz maki türünü sürerek, yerine Datça'nın ünlü badem türlerini dikeceğini söylüyor. Köylülerin kaygılarını paylaştığını, ancak tepkilerin projenin iyi tanıtılmamasından kaynaklandığını savunuyor. Bozuk ormanlık alanların plan ve projelerinin çok önceden yapıldığı ve bu yerlerin öncelikle "köy tüzel kişileri" tarafından işletilmesinin yasal bir zorunluluk olduğunu kabul ediyor, ancak yasal süre içinde köyden başvuru olmadığını iddia ediyor:
"Ağaçlandırma yönetmeliğine göre kiralamada öncelik köy tüzel kişiliğine ve köyde ikamet eden şahıslara verilmiştir. Bu nedenle herhangi bir kişi veya kurum, köy sınırları içerisinde yer alan bir araziyi kiralamak istediğinde bu dilekçe öncelikle köy panosunda 15 gün boyunca asılı olarak tüm köye duyurulur. Benim başvurum da aynı şekilde köyde 15 gün duyuruldu ve kimse talepte bulunulmayınca tarafıma kiraya verildi. Ayrıca kiralama talebim onaylanıncaya kadar Özel Çevre Koruma Kurumu, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu gibi birçok kurum tarafından bizzat yerinde keşifler yapılmak suretiyle yaklaşık 2.5 sene süren bir süreçten geçti."
Kiraladığı alanda yapacağı çalışmaların arıcılığa zarar vermeyeceğini savunan Çengel, "Badem çiçek açan bir ağaçtır ve arı bu çiçeklerden bal yapmak üzere faydalanır. Arı bu sırada çiçeklerin döllenmesine de yardımcı olur. Arı olmadan bademden verim almak neredeyse imkansızdır. Ne mutlu ki Hızırşah arıcı bir köy. Ben onların kovanlarını sokmamak bir yana, onlardan daha fazla arı getirmeleri için kendilerine yerler hazırlamaktayım. Buraya Datça'nın ünlü çeşitlerinden 15 bin adet badem fidanı dikeceğiz. Badem fidanları yetişirken aralarına aromatik bitkilerden kekik, adaçayı ekeceğiz. 3-4 sene içinde buranın örnek bir proje olduğunu herkes görecek. Köylülere iş olanağı çıkacak. En çağdaş yöntemlerle badem üretimi yapacağız ve bunu dünyaya tanıtacağız" diye konuşuyor.
Sıcak Nokta
Datça'nın tamamında olduğu gibi Hızırşah Köyü ve 49 yıllığına kiralanan alan da "dünya mirası" kapsamında korunması gereken yerler arasında yer alıyor. Dünya Mirası Konvansiyonu, 1972 yılında 128 ülke tarafından imzalanarak yürürlüğe girdi. Türkiye de bu sözleşmeyi 1985 yılında imzaladı. Sözleşmenin kurallarına göre, devletler yalnız kendi vatandaşları için değil, bütün dünya için korumayı garanti ettikleri kültür varlıklarını UNESCO'ya sunuyor ve gerekli değerlendirmeden geçen aday anıt ve siteler listeye alınıyor. Datça ve Bozburun da dünya mirası içinde yer alan Türkiye'nin "sıcak noktalarından" biri.