Türk-İş Sendikasına bağlı sendikalar Muğla’da Tekel işçilerine destek amacıyla bir günlük açlık grevine başladı. Muğla Merkez’de Pazar yerinde kurdukları çadırda yağmura rağmen Tekel işçilerine destek vereceklerini belirten sendikalar, Tekel işçisinin iş güvencesi ve 4C’yi kabul etmemek için verdikleri mücadeleyi desteklediklerini söylediler.
Türk-İş Muğla temsilcisi Süleyman Girgin, sabah saat 1000’da kurdukları çadırda bir günlük açlık grevi gerçekleştirdiklerini belirterek, “Emeği horlayan, aşağılayan ve emekçiler açısından ülkemizi cehenneme çeviren AK Parti hükümetine dur demek için Pazar günü Ankaradaydık. Duyana, anlayana, anlamak isteyene Tekel direnişinin; emeğin, alın terinin, güvenli bir geleceğin mücadelesi olduğunu hep beraber haykırdık. Bugün de uzaktan da olsa yanlarında olduğumuzu göstermek için buradayız. Türk-İş’e bağlı sendikalarımızın Başkan ve Yöneticileri olarak 1 günlük açlık grevindeyiz. Şu anda Türkiye’deki en önemli muhalefet partisi Tekel işçisidir. Bundan dolayı Tekel işçilerini şiddetle, tehditle, rüşvetle susturmaya çalışan, sıkışınca iftira eden siyasi iktidar büyüyen Tekel direnişinden çekinmeye başlamıştır. Miting akşamı Başbakan yardımcısı Bülent Arınç “Ben toplumsal muhalefetin genişlemesinden, büyümesinden bir cephe haline gelip sokaklara çıkmasından memnun değilim” diyebilmiştir.
Sermaye sınıfı da AK Parti hükümeti de ülkemizde dikensiz gül bahçesi istiyor. İstiyorlar ki emeği ile geçinen kesimler açlık sınırının altında çalışsın, örgütsüz ve iş güvencesinden yoksun çalışsın, istedikleri zaman işçiyi kiralık çalıştırsınlar, istedikleri zaman kolayca işten çıkarsınlar. Cumhuriyet tarihinde işçisine, memuruna, emeklisine eziyet eden böyle bir hükümet görülmemiştir. Ama Tekel işçileri AK Parti imparatorluğuna karşı ilk adımı atarak ve “dur bakalım” diyerek kolay lokma olmadıklarını haykırmaktadırlar. Tekel işçileri AK Parti’nin yağma düzeninde işten atılan, örgütsüzleştirilen, taşerona satılan, kölelik şartlarında çalışmaya mahkum edilen tüm insanların sesi olmuşlardır. Bundan dolayı herkes bu eylemi anlamalı ve desteklemelidir. Ya AK Parti’den yana olacağız, ya da Tekel işçisinden yana olacağız. Kaybedenler halka zulmedenlerdir. AK Parti kaybedecektir. İşçinin, memurun köylünün esnafın emeklinin işçinin haklı taleplerini görmezden gelen birçok siyasi oluşum siyaset tarihinin çöplüğünde nasıl yerini almışsa AK Parti’de emek düşmanı emekçi düşmanı tavırlardan ötürü yok olup gidecektir. Tekel işçilerinin mücadelesi ülkemizin emek tarihinde önemli bir dönüm noktasıdır. Yok sayılanların ayağa kalkmasıdır. Tekel’in öyküsü Türkiye’nin de öyküsüdür. Onlar Türk-İş’i de kolundan tutup ayağa kaldırdılar. Mücadeleleriyle zemheriyi bahara çevirdiler. Onlar emeğin, alın terinin üretimin onur mücadelesinin türküsünü söylüyorlar. Yan gelip yatanların yapacağı işler değildir bunlar.
Duyum-u Umumiye’ye bağlı Fransız reji idaresinin kolcuları tarafından öldürülen binlerce Anadolu insanından biri olan Halil Efe için söylenen çökertme Türküsü gibi Tekel işçilerinin Türküleri de söylenecektir. Dostlar Tekel işçileri üzerlerine düşen görevi fazlasıyla yapmıştır. Top emekten yana olan tüm kesimlerdedir. Bu mücadele ya kazanılacak, ya da kazanılacaktır” dedi.