Malabadi Köprüsü |
Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde, Diyarbakır İli’ne bağlı bir ilçe olan Silvan, batısında, Diyarbakır Merkez ilçe ve Hazro, güneyinde, Bismil, kuzeyinde Lice ve Kulp ilçeleri, doğusunda Batman ili ile çevrilidir. İlçe toprakları genellikle engebelidir. Yüksekliği 1.500 m.yi bulan Herbat Dağları Silvan’ın arkasındadır. Albat Dağları ova boyunca ilçeyi doğudan batıya keser. Batman Çayından başka önemli bir akarsuyu yoktur. Ova kesimi tamamen çıplak, dağ kesiminde ise yer yer meşe ve yabani meyve ağaçları ile kaplıdır. Diyarbakır’a 82 km. uzaklıktaki ilçenin yüzölçümü 1.379 km2 olup, toplam nüfusu 109.953’tür.
İlçe ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. İlçede yetiştirilen başlıca tarımsal ürünler, buğday, mercimek, arpa, üzüm, nohut, çiğit, pamuk, tütün, pirinçtir. Tününü ile ünlüdür. Az miktarda badem ve ceviz üretilmektedir. Pekmez üretimi oldukça yaygın olup, pestil ve ceviz içli sucuk yapılmaktadır. Hayvancılık önemli bir gelir kaynağıdır. Arap atı yetiştirilmesi çok eskiye dayanmaktadır. İlçede sanayi kuruluşları bulunmakta olup, yaprak tütün bakım evi, un fabrikası ve tuğla imalathaneleri bulunmaktadır. Ayrıca dokumacılık ta yapılmaktadır.
Ulu Camii |
Yöredeki ilk yerleşimin MÖ.3000’lerde Asurlular tarafından başladığı sanılmaktadır. Meyyafarikin, Mafarkin, Martiropolis adlarıyla bilinen Silvan, Asurlular zamanında ileri bir düzeye ulaşmıştır. Urartu döneminde Martiropolis isimli kentin burada olduğu söylenmektedir. General Mortge anılarında buraya değinmiştir: Romalı komutan Lukullus sonra da Nero’nun komutanı Karbulo (Corbulo) döneminde ele geçirilen ve VII.yüzyıl sonlarına kadar önemini koruyan, Büyük Tigran’ın İÖ 80’lerde kurduğu Tigranokerta kentinin Mayyafarikin ile aynı kent olduğundan söz etmiştir. Silvanlı tarihçi İbn ül-Ezrak ise, Silvanlı piskopos Mar Maruthan’ın (Marusa) Bizans İmparatoru ve İran Hükümdarı Yezdiğirt’ten aldığı izinle Hıristiyan şehitlerini bu yöreye gömerek bir kent kurduğundan ve kentin Martyropol (Şehitler Kenti) olarak adlandırıldığından söz etmektedir. Kent, VI.yüzyılda Bizans İmparatoru Iustinianus’ın en önemli askeri merkezlerinden biri durumunda olup, kentin etrafı surlarla çevrilidir.
Hasuni Mağaraları |
Malazgirt Savaşı’ndan (1071) sonra Türkmen boyları yöreye yerleşmiş, Mervaniler, Selçuklular, Artuklular ve Eyyubiler döneminde önemli bir kültür merkezi olmuştur. XII.yüzyılda yaşamış olan tarihçi İbnü’l-Ezrak orijinal nüshası British Museum’da olan Tarihi-i Meyyafarkin isimli yapıtıyla yöre tarihini anlatmaktadır. 1873 yılında ilçe merkezi olarak Diyarbakır’a bağlanmıştır.
İlçede günümüze gelebilen eserler arasında; Sur Kalıntıları, Silvan Kalesi , Ulu (Selahattin Eyyubi-Meyya Farkin) Camisi , Eyyubiler Camisi , Karabehlül Bey Camisi , Malabadi Köprüsü, Kemhük (Kemuk) Köprüsü, Pileken Köprüsü, Hasuni Mağaraları ve Diyarbakır Sivil Mimari örneklerinden evler bulunmaktadır.
Kenthaber Kültür Kurulu