Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, Türkiye'nin kalkınması gelişmesinin ve muasır medeniyetler seviyesine gelebilmesinin milli sanayinin kalkınmasıyla mümkün olabileceğini söyledi.

Gaziantep Dedeman Otel'de düzenlenen "Türk Makine Sanayi ve Kamu Alıcılar Buluşması" toplantısında konuşan Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, sanayide yerli malı kullanımının önemine değinerek, "Önceleri çok sıkça söylenen bir laf vardı. Yerli malı yurdum maı herkes bunu kullanmalı. Artık bunu değil, Yerli malı yurdum malı bütün dünya bunu kullanmalı demeliyiz" dedi.

Bakan Ergün, ihracatın yüzde 90'ının sanayi ile gerçekleştiğini hatırlatarak, "Amacımız yerli üretimi korumak himaye etmek rekabetten uzaklaştırmak değildir. Korumacılığın ne tür mahsurlar doğurduğunu gördük. Geçmişte sektör yerine kişilerin korunması tercih edildi. Önemli olan sektörü korumak ta değil önemli olan onu güçlendirmektir. Bu sektörün güçlenmesi için yapılması gerekeni yapmalıyız. Yapılacak olan modası geçmiş bir milliyetçilik değildir. Burada gerçekçi bir davranışta bulunuyoruz" diye konuştu.

Türkiye'nin 500 milyar dolar ihracatla dünyanın en yi ilk 10 ekonomisine girmeyi hedeflediğini de hatırlatan Bakan Ergün sözlerine şöyle devam etti: "İstihdam ve ileri teknolojide adımlar atmamız gerekiyor. Bir çok sektör için eylem planları hazırladık. Bunları yaparken kamu kurum kurulmuşlar, üniversiteler ve sivil toplum örgütleri bir araya getirerek görüşmeler yaptık. Makine imalatı ve sanayisi tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'nin de geleceği için önemli bir itici gücü olacaktır".

Makine üretiminde Türkiye'nin yerli girdi kullanımının yüzde 90'larda olmasının da sevindirici olduğunu ifade eden Bakan Ergün, "Bir çok sektörde bu rakamlara çok uzak. İhracatımız için yüzde 8'e sahip olan makine sanayi daha iyi seviyelere gelmesi gerekiyor. 2002 yılında 2 milyar dolar ihraç ederken 2008 yılında 5 kat artarak 10 milyar dolar seviyesine gelmiştir. Ama ithalat rakamların bakıldığında bu rakam 20 milyar dolar rakamlarındadır. Buradaki kaybımız 10 milyar dolardır. Bu rakamları aşağı

çekmemiz gerekiyor. Türk sanayisinin makineleri de tıkır tıkır çalışmaktadır. Baktığımızda 136 ülkeye ihraç ediyoruz ama kendimiz kullanmıyoruz. AB ve ABD'ye ihracat yaparak kalitemizi ortaya koyuyoruz. Kendi ürettiğimizi de mutlaka kullanmamız gerekiyor. Bizim bir çok gelişmiş ülkelere ihraç ettiğimiz makinelerin son derece kaliteli olduğuna inanıyorum. Makine alımlarında ülkemizde yerli malı terci edilmesine dikkat etmeliyiz. Ama üreticilerimiz tüm dünya için üretsinler. Kendi malımızı tercih ederek dış

bağımlığımızı da azaltacağız" şeklinde konuştu.

Kamunun makine alımlarında yerli malını yüzde 15 daha pahalı olmasına rağmen yasalar gereği tercih edilebileceğini vurgulayan Bakan Ergün, "Kamu alımlarında yerli makinede yüzde 15 pahalı olsa bile alınabilir. Kimse neden bunu aldınız diyemez. Yasalar yerili malını tercih etme konusunda önemli imkanlar vermektedir. Buda makin sanayimizin gelişmesinde önemli rol oynayacağına inanıyoruz. Kamu alımı yapan tüm kamu kurum ve kuruluşlara büyük bir görev ve sorumluluk düşüyor. Türkiye dünyanın en nemli üretici

konumundayken makinelerin ithal edilmesi sanayicileri zor duruma düşürmektedir. Bazı belediyeler kendi ülkesinde üretilen malları almak yerine ithal edilmiş olan malları alıyor. Bunun rasyonel bir tarafı var mıdır? Küçük bir hassasiyet sanayimiz önemli katkıda bulunacaktır. Bunları yeni dönemde mutlaka çok dikkat etmemiz gerekiyor. Ülkemizin kalkınması gelişmesi muasır medeniyetler seviyesine gelebilmesi milli sanayimizin kalkınmasıyla mümkün olabilir. Gelişmiş ülkeler yasal düzenlemelerle yerli malların

kullanımı sağlanmaktadır. Bu ülkenin kalkınması sadece hükümetin çalışmalarıyla değil bilinçli tüketicilerle mümkün olabilecektir. Sanayinin rekabet gücünün kalitesini artırmadan yerli malının satışının mümkün olmayacağını bilmeliyiz. Önce üretimde kaliteyi artırmalıyız. Kaliteyi sağlayamadığımız sürece yerli malını kullanılması için söylemlerimizin dikkate alınmayacağını biliyoruz. Özel sektörün yapısal dönüşümler yapması gerekiyor" dedi.

Gaziantep Valisi Süleyman Kamçı ise açılışta yaptığı konuşmasında Gaziantep'in sanayi alt yapısını tamamlayarak sanayinin yanı sıra tarihi mekanlarla birlikte turizm merkezi haline geldiğini ve Gaziantep'in ülkenin kalkınma hedeflerine emin adımlarla ilerlediğini söyledi.

Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Asım Güzelbey ise yeni projelerle tarihi ve kültür mekanları AB fonları ile canlandırdıklarını belirterek, Gaziantep'i sadece bacalı sanayiyle değil bacasız sanayisi ile atılım yaptığını ifade etti.

Gaziantep Sanayi Odası Başkanı Nejat Koçer, Gaziantepli sanayiciler olarak ülkenin en zor dönemlerinde bile istihdamı sağlamaya çalıştıklarını ve katma değer oluşturmaktan hiçbir zaman vazgeçmediklerini belirterek, "Üreten bir şehir olarak istikrarlı ve sürdürülebilir bir büyümenin kalıcı olarak başlamasını ve bu durumun gerek üretime gerekte istindama pozitif bir şekilde yansımasını bekliyoruz. Türkiye'ye kaynak oluşturmak ve insanlarımızın refahına katkıda bulunmak üzere çalışan bu şehrin sanayicileri

olarak desteklerinizle birlikte kurulacak olan 5. Organize Sanayi Bölgesi ile birlikte Türkiye'nin en büyük OSB'sine sahip olacağız. Yatırımlarımız ve istihdamımız devamı için yeni bir sanayi atılımının başlamasını ve ülke gündeminin üretim ve istihdam olmasını yürekten diliyoruz" dedi.