Bugüne kadar yaptığı başarılı ameliyatlarla Türkiye'nin en önemli plastik cerrahları arasında yer alan Gaziantep Üniversitesi (GAZÜ) Tıp Fakültesi Cerrahi Bilimler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mehmet Mutaf ve ekibi, 1 günde kopan 3 kolu yerine dikti.
Şanlıurfa'nın Birecik ilçesi Özveren köyünde ilaçlama makinesine ellerini kaptıran 12 yaşındaki 5. sınıf öğrencisi Mahmut Bozteke, kopan 2 kolu ile birlikte Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne getirildi. Her iki kolunun kopmasına bağlı aşırı kan kaybına rağmen küçük Mahmut'un hayatta kalması doktorları bile şaşırtırken, küçük çocuğun Adana'ya sevk edilmesine karar verildi. Ambulans yola çıkarken durumdan haberdar olan GAZÜ Tıp Fakültesi Cerrahi Bilimler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mehmet Mutaf, ambulans telsizine geçilen bir mesajla hastanın tekrar hastaneye getirilmesi istedi. Ambulansın yaptığı U dönüşü küçük Mahmut'un kaderini etkileyecek operasyonun da başlangıcı oldu. Kopan 2 kolu ile birlikte tekrar hastaneye getirilen Mahmut, hemen ameliyata alındı.
Ameliyatı gerçekleştiren ekibin Başkanı Prof. Dr. Mehmet Mutaf, operasyonla ilgili şu bilgiyi verdi:
"24 yıllık meslek hayatımda çok organ kopması gördüm ama 2 kolu kopmuş küçük bir erkek çocuğunu ameliyat masasında yaralı bir kuş gibi gördüğüm o ilk an hissettiklerimi anlatabilmem mümkün değildir. Ancak bu duygularla kaybedilecek zamanımız yoktu. Kol ve bacak gibi büyük organ kopmalarında kopan organın kan dolaşımı en geç 4-6 saat içinde yeniden sağlanmadığı takdirde dokularda oluşacak çürüme nedeniyle başarı şansı ortadan kalkmaktadır. Bu süre sıcak hava koşullarında daha da kısalmaktadır. Zaten 2-3 saat gibi büyük bir zaman kaybı sonrasında Gaziantep'ten yönlendirildikleri Adana'ya gitmek için en az 3 saat gerekiyordu. Orada ulaşacakları hastanede de giriş, ilk muayene ve yatış prosedürleri ile kaybedilecek zaman da göz önüne alındığında bu hatalı sevk nedeniyle Mahmut'un kopan kollarını yeniden kazanabilmesi şansı ortadan kalkacaktı. Bu nedenle hastanın zaman geçirilmeden geri döndürülmesi talimatını verdim. Ameliyatta asistanlarımın yanı sıra Kardiyo Vasküler Cerrahi Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Haşim Üstünsoy ve ekibi, Ortopedi Anabilim Dalı'ndan bir doktor büyük bir özveri ile çalışmışlardır. Bu örneği az bulunur bir ekip çalışması ile her iki kol da başarılı bir şekilde yerine dikilebilmiştir."
Küçük Mahmut'un parçalanarak kopan her 2 kolunu yaklaşık 8 saat süren bir operasyonla yerine diken Prof. Dr. Mehmet Mutaf ve ekibi, ameliyattan çıktıktan sonra acil olarak gelen bir başka kol kopması vakası için tekrar ameliyathaneye çağrıldı. 42 yaşında 5 çocuklu bir işçi olan Fettah Ekinci'nin sağ kolu, iş kazası sonucu omzun hemen altından kopmuştu. Hasta acilen ameliyathaneye alındı. Ortopedi bölümünce yapılan kemik fiksasyonunu takiben operasyona giren Prof. Dr. Mutaf ve asistanları, sabah saat 04.00'e kadar süren bir ameliyatla hastanın kopan kolunu işlevlerini görebilecek şekilde tekrar yerine dikti.
Ameliyatın başarılı bir şekilde tamamlanmasından sonra adeta dünyaya yeniden geldiğini kaydeden Fettah Ekinci, yaşadığı olayı şöyle anlattı:
"Miksere elimi attığım sırada bir anda çalıştı ve kolum koptu. 'Beni doktora yetiştirin' dedim, şuurumu kaybetmedim. İşletme müdürüne de yolu tarif ettim. Ancak 'Kolumu alın' dedim ve ambulansı beklettim. Şimdi sağlığıma tekrar kavuşuyorum. Koluma kavuştuğum için dünyalar benim oldu. Zaten hastaneye geldiğimde konuşmalar içerisinde Mehmet Mutaf ismini duyunca içim rahatladı. Allah'a binlerce kez şükürler olsun."
1 günde 3 kolu yerine dikerek büyük bir başarıya imza atan Prof. Dr. Mehmet Mutaf ise şunları söyledi:
"Bizim hastalarımızın gelişi bile farklı. Normalde 2 kol kopması vakayı nadir kılıyor. Ekip olarak beklemediğimiz şey, 2 kolu diktikten yarım saat sonra bir başka ciddi kol kopması vakası gelmesiydi. 1 günde 3 kol teorik olarak dikilebilir. Ancak 1 günde kopan 3 kolun aynı merkeze gelmesi çok nadir bir şey. Literatüre baktık, araştırdık, 1 günde 3 kolun aynı merkezde dikildiğine rastlamadık. Dolayısıyla başarımız dünyada bir ilk. 1 günde kopan 3 kolun aynı merkeze gelmesi ancak savaş ve felaketlerde olabilir."
Prof. Dr. Mutaf, dünya tıp literatüründe dikilen ilk kolun sahibi tarafından 20 yıl sonra cinayet işlendiğini kaydederek, "Bir eli, kolu dikerken, bizim ümidimiz o elin çocuğunun başını okşaması, ailesinin ekmek parası için çalışması olur. Güzel şiirler, sözler yazmasını veya bu ülke için, insanlık için olumlu eylemlerde bulunmasını düşünürüz. Ama bilemezsiniz. Diktiğiniz bir kol eşini ve çocuğunu dövebilir ya da başka olumsuz eylemler için kullanılabilir. Emek verirken bunları düşünmeyiz. Ancak mutlu olduğumuz 2 husus var. Birinci hastamız 12 yaşında köylü bir ilkokul çocuğu. Bu hastamızın ileride ne olacağını, bu ülkeye nasıl bir katkıda bulunacağını bilemezsiniz. Bir diğer hastamız ise 5 çocuğunun ekmek parasını koluyla, beden gücüyle kazanan bir işçi. En kutsal ellerden birisi. Her hasta ayrı hikaye. Her el ve kol başka bir hikayedir. 2 hastamızda da bizi mutlu eden çok ayrı özellikler var" diye konuştu.
Bu arada, Prof. Dr. Mehmet Mutaf'ın babasının da aynı gün ciddi bir sağlık sorunu nedeniyle aynı hastaneye yatırıldığı ve ameliyatlar sebebiyle babasının yanında bulunamadığı öğrenildi. Prof. Dr. Mehmet Mutaf, konuyla ilgili olarak, "Bunda abartılacak bir şey yok. Ben hekimlik yeminimin gereğini yaptım. Aynı durumda bütün hekim arkadaşlarım aynı şeyi yapardı. Tabii ki o anlarda babamın yanında olmak isterdim ama babam da ailem de bu konuda bana kırılmaz. Onlar bir doktor annesi, babası olarak evlatlarının mesleki sorumluluklarının her şeyin önünde geldiğini bilir. Hekim olmak böyle bir şey. Bu bizim meslebğimizin gerçeği" açıklamasını yaptı.