Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan, Türkiye'nin bugün faiz ve kur politikalarının ortaya çıkardığı sorunları yaşadığını söyledi.
Çağlayan, Gaziantep Sanayi Odası'nda (GSO) sanayicilerle bir araya geldiği toplantıda yaptığı konuşmada, kendisinin de daha önce bir sanayici olduğunu hatırlattı. Geçen 5 yıllık süre içerisinde Türkiye'de önemli ekonomik başarılar yakalandığını kaydeden Çağlayan, "5 yıl önce ihracat 32 milyar dolarken bugün 124 milyar dolara gelmiş. 5 yıl önce 130 milyar dolarlık GSMH'ye sahipken ülkemiz bugün 629 milyar dolar seviyesine gelmiş durumda. Bunu kendimize siyasetten pay çıkarmak için söylemiyorum. Benim çok inandığım, her yerde söylediğim bir söz var. Hani derler ya 'Tarlada izi olmayanın harmanda sözü olmaz' diye. Türkiye, 2008 yılı ihracat hedefimiz 125 milyar dolarken haziran ayında 124 milyar dolarlık ihracatı yakalamış ve dünyanın en büyük 17. ekonomisi olmuşsa burada söz sahibi olan, bu işin tarlasında izi, harmanda sözü olan siz sanayiciler, özel sektör temsilcileridir. Onun için ben burada size teşekkür etmek istiyorum" dedi.
Elde edilen başarıların arkasındaki en önemli girdinin ise siyasi istikrar olduğunu ifade eden Çağlayan, şunları söyledi:
"Başarılarda siyasi istikrarla beraber sağlanmış olan makro ekonomik yapısal değişim dönüşümün de katkısı büyüktür. Türk özel sektörü; önü açıldığı zaman, eli kolu serbest bırakıldığı zaman ne yapacağını göstermiştir. Şimdi bu kazanımların devam ettirilmesi lazımdır. Çünkü Türkiye her yıl 700 bin insanına iş ve aş bulmak zorundadır. Çünkü Türkiye'nin bulunduğu konum itibarıyla dünyada çok iddialı bir yerde olması gerekmektedir. Türkiye'nin 2023 yılında dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girmesi için ekonomik dizayn oluşmasını sağlamaya çalışıyoruz. Sıkıntılarımız yok mu, var. Türkiye'nin 5,5 yıl önce yüzde 8,5 küçüldüğü ortamlarda ben de sanayiciydim. Bugün Türkiye ortalama her yıl yüzde 6-7 büyüyor. Büyüme rakamları yüzde 4-4,5 olunca şikayet ediliyor. Haklısınız çünkü her yıl ortalama yüzde 6-7 büyüme var. Bizim yaptığımız bu. Bunu sürdürülebilir hale getirmek için çalışıyoruz. Ancak şunun da altını çizmek zorundayız. Dünya ekonomisinde olumsuz gelişmeler yaşanıyor. Bunu bahane üretmek için söylemiyorum. ABD'de mortgage kaynaklı başlayan kriz, faizlerin inmesine sebep oldu. Amerika ve İngiltere'de ekonomik kriz daha fazla hissedilmeye başlandı. Bugün Türkiye daha güçlü bir ekonomik yapıya sahip. Devletin kamu iç ve dış net borcunun toplamı GSMH'nin yüzde 30'udur. Bugün Merkez Bankası'nın 75 milyar dolarlık rezervi var. Bütçe açığı GSMH'nin yüzde 1,5'uğudur. Dün açıklanan verilerle gördük ki Türkiye bütçe fazlası vermiştir. Avrupa kriterlerinde kabul edilen bütçe açığı da yüzde 3'tür."
Çağlayan, yaşanan sıkıntının altında yapılan değişim ve dönüşüm sürecinin etkilerinin de olduğunu dile getirerek sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ben Ankara Sanayi Odası Başkanı iken söylediklerimi şimdi söyleyemiyorum, Niye, 'Sen siyasetçisin, Merkez Bankası'na (MB) talimat veriyorsun' deniyor. Benim MB'ye talimat verme görevim yok. MB olsa olsa sizin milletvekiliniz ve bakanınız ile ilgili bir kuruluş. Bugün Türkiye faiz ve kur politikasının ortaya çıkardığı sorunu yaşıyor. Cari açığın temeli de dış ticaret açığındaki gidişin temeli de budur. Tekstil ve konfeksiyon sektöründeki sıkıntının temelinde de bu var. Bu konuda söyleyeceklerim bu kadar.
Daha ileriye götüremem. Ancak bu sadece faktörlerden bir tanesi. Tek başına bir faktör değil. Geçtiğimiz şu son 3 ay içerisinde çok önemli yasalar çıktı. Bunun bir tanesi sosyal güvenlik reformu. Sosyal güvenlik reformu, geçmiş dönemde siyasilerin popülist amaçlarla kirlettiği, Türkiye'nin başına bela ettiği ama, bunun karşısında kendimi en başa katarak söylüyorum, hiçbirimizin de o günkü şartlarda reaksiyon göstermediği bir sistemle devam ediyordu. Babamızın parasını verir gibi, 'Kim ne veriyorsa ben 5 katını veririm' anlayışıyla sosyal güvenlik sistemi bu hale getirildi. Bugün 222 katrilyonluk bütçenin sadece 37 katrilyonu, bakın altını çizerek söylüyorum, 222 katrilyonluk bütçenin 37 katrilyonu sosyal güvenlik sistemine gidiyor. Sosyal güvenlik sistemindeki 1 puanlık indirim 1 katrilyonluk yük getiriyor. Bu sistem dejenere edilmişti, buna rağmen sosyal güvenlik reformunu yaptık."
Bakan Çağlayan, sosyal güvenlik reformu yanında birçok konuda önemli ve köklü değişiklikler yaptıklarını da sözlerine ekledi.
Toplantıda bir konuşma yapan GSO Yönetim Kurulu Başkanı Nejat Koçer de, "Türkiye'de ne partiler kapansın ne de fabrikalar. Ne insanlar işinden olsun ne de kapasiteler düşsün. Hepimiz huzur içerisinde işimize bakalım. Geleceğimizden endişe etmeden üretmeye çalışalım. Türkiye'de sanayinin rekabet gücünün artırılması için doğru sanayi politikalarının oluşturulması, sektörlerdeki değişim ve dönüşümün doğru yönetilmesi ve teşvik politikalarının doğru üretilmesi şarttır. Özellikle dört bir tarafı teşvikle çevrili, teşvik mağduru bir şehir olarak yeni oluşturulacak teşvik politikalarında bu mağduriyetimizin giderilmesi noktasında himayenize ve desteğinize ihtiyacımız vardır" şeklinde konuştu
.
Konuşmaların ardından bazı sanayici ve işadamları yaşadıkları sorunları dile getirerek yapılması gerekenler konusunda teklifte bulundu.
Toplantı sonrası Bakan Çağlayan'a plaket ve Gaziantep logosu hediye edilirken, ortasında Antep fıstığı içi ile Türk bayrağındaki ay ve yıldızın resmedildiği bir tepsi baklava takdim edildi. Baklavayı alan Bakan Çağlayan, "Ben bunu yemeye kıyamam" dedi.
GSO'daki toplantıya Gaziantep Valisi Süleyman Kamçı, Büyükşehir Belediye Başkanı Asım Güzelbey, AK Parti Gaziantep milletvekilleri Mehmet Sarı, Halil Mazıcıoğlu, Mahmut Durdu, Mehmet Erdoğan, CHP milletvekili Akif Ekici, GSO Meclis Başkanı Abdulkadir Konukoğlu, GSO Yönetim Kurulu Başkanı Nejat Koçer, GTO Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Aslan, sanayici ve işadamları ile ekonomik kuruluş temsilcileri katıldı.
Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan, buradaki programının ardından Organize Sanayi Bölgesi'ne geçti.