16
Eylül
2024
Pazertesi
GAZİANTEP

Suç profiline polisiye bakış

Gaziantep Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi’nde görevli komiser Yasin Göktepe, Gaziantep’in suç profilini ortaya koyan bir araştırma yaptı. Göktepe’nin 2000-2002 dönemlerinde işlenen suçlar üzerinde yaptığı araştırmada, ekonomik sıkıntıların yaşandığı dönemlerde mala karşı suçların arttığı, şahısa karşı suçlarda azalma meydana geldiği ortaya çıktı.

Komiser Yasin Göktepe, "Gaziantep’in Asayiş Olaylarına Bakış ve Suç Profili" araştırmasında, Gaziantep kent merkezinin yıllık nüfus artış oranının göçle birlikte yüzde 35.66 artış gösterdiğini ifade ederek, bu oranın İstanbul, Ankara, İzmir ve Adana gibi kentlerden daha yüksek olduğunu belirtti.

Asayiş olaylarının en fazla mart, en az ise kasım ayında meydana geldiği kaydedilen araştırmada, "Asayiş suçları, ekim-kasım-şubat aylarında düşerken, mayıs-haziran-ağustos aylarında artış göstermektedir. Ekonomik sıkıntıların yaşandığı dönemlerde alkol tüketiminin azalması, eğlencenin kısıtlanması ve şahsi araç kullanımının saat bazında düşmesi gibi sebeplerden dolayı şahısa yönelik suçlarda azalmaya yol açmıştır. Buna karşılık mala karşı suçlarda artış olmuştur" denildi.

Kontrol mercilerinin az olduğu gecekondu kesiminde aile, okul, cami gibi yerlerde resmi kontrol mercilerine fazla yük bindiği vurgulanan araştırmada, "Camilerde kontrol mekanizmasının zayıf olması, resmi cami görevlililerinin bulunmaması, Hizbullah terör örgütünün işini kolaylaştırmıştır. Zorla yapılan evlilikler beraberinde sorunlar getirmektedir. Boşanmalar artarken hiçbir suçu olmayan çocuklar anne ve babasız yetişmek zorunda kalmaktadır. Tüm bunlar suçu tetiklemektedir. Ekonomik, geleneksel, eğitim ve kültürel sebepler kontrolü ortadan kaldırıyor. Kardeş sayısının artması da suça zemin hazırlamaktadır" ifadelerine yer verildi.
Suçlular üzerinde yapılan araştırmada eğitim, gelir seviyesi ve aile yapısının suç işlemeye etki yaptığını ortaya çıkardı. Suç şüphelilerinin yüzde 66.2’sinin 5 ve üzeri kardeşe sahip olduğu, yüzde 51.9’unun gelir seviyesinin düşük olduğu, yüzde 39’unun serbest meslek, yüzde 31.2’sinin belli bir işinin olmadığı, serbest meslek sahiplerinin de daimi bir işlerinin bulunmamasından dolayı yüzde 70.2’sinin iş güvencesinin bulunmadığı ve yüzde 50.1’nin de ilkokul mezunu olduğu görülüyor. İş riski ve eğitim seviyesinden dolayı memurların oranı yüzde 1.5, yüksek gelir seviyelerinin oranı ise binde 2 olduğu tespit edildi. Belirli işi olmayan suçluların yüzde 46.4’ü hırsızlık, yüzde 19.6’sı yaralama, gelir seviyesi düşük olan suçluların ise yüzde 40’nın hırsızlık yaptığı tespit edildi. Ortaya çıkan sonuçların, ekonomik problemlerin doğrudan suçu etkilediğini ifade edildi. Çocuk sayısının artmasıyla birlikte gerek ekonomik ve gerekse kültürel yetersizlikten dolayı ailenin kontrolünün azaldığı, bunun da suç işleme riskini artırdığı kaydedildi. İşsizlik, düşük gelir seviyesi, kardeş sayısının fazlalığı ve öğrenim durumunun düşük olmasının biraraya gelmesiyle birlikte şahsın suça yöneldiği belirtildi.

AHLAKİ ÇÖKÜNTÜNÜN ÖNÜNE GEÇİLMELİDİR
Araştırmada çıkan rakamların, suç ve suçlularla ilgili yapılacak olan her çalışmada ekonomik iyileştirmenin ve iş imkanı sunmanın önemi olduğunu ortaya çıkarttığı kaydedildi.
Araştırma ve istatistikler sonucunda Komiser Yasin Göktepe, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Sanayileşme, nüfus artışı, iç göçün yaşanması doğaldır. Ancak sorun iç göçün yaşanması değil, kontrolsüz olmasıdır. Kente iş ümidiyle gelen insana; vasıflı iş imkanları sağlanmış olsa idi, gecekondular olmayabilirdi. Alt yapıları tamamlanmış çağdaş konut imkanları sunulmalıydı. Zamanında bu konu için aktarılması gereken ülke kaynakları, hortumcuların cebine aktığından gecekonduyla birlikte gelen birçok sorun katlanarak artmış çözülemez hale gelmiştir. Ancak hiçbir şey için geç değildir. Kararlılıkla ve bilimsel yöntemlerle bu sorunun üzerine gidilmesi ve çalışmaların uzun soluklu olmasının çözüm getireceği düşüncesindeyim. Gelişmekte olan ülkelerde, suç ve suçlu sayısının artışından genellikle tek sorumlu polis görülmektedir. Oysa polisin suç işlendikten sonraki başarı ve çalışması irdelenmelidir. Suç işlenmeden önceki safhada sivil kontrol mekanizmalarına (aile, okul, cami) çok iş düşmektedir. Bu mekanizmada aksamanın olması, polisin iş yükünü artırmaktadır. Belediyelerin şehir planları ve alt yapı çalışmalarıyla ilgili yapacakları her çalışmanın suç işleme davranışını azaltıcı etkisi olacaktır. Ülke genelinde suçlular ile ilgili yapılan rehabilitasyon çalışmalarını takip etmek ve alınan neticeleri değerlendirmek amacıyla, Asayiş Suçu Araştırma Merkezi kurulmalıdır."
Göktepe, suç oranının düşmesi için neler yapılması gerektiği konusunda da şu önerileri sundu:
"Terörün önüne ekonomik ve siyasi açıdan güçlü olduğumuz da geçebilir. Asayiş suçlarının çözümü, polisiye değil, ahlakidir. Ahlaki çöküntünün önüne geçilemediği, geçilmediği sürece asayiş suçlarının azalmasını beklemek hayaldir. Suçun dini boyutu cuma hutbeleriyle halka anlatılmalıdır. Sivil toplum örgütleri organize bir çalışma yapmalı, sağlık kuruluşlarının suçluların rehabilitesi ile ilgili çalışmalarını ve edindikleri bilgileri polisle paylaşmaları gerekmektedir. İş adamları, Ticaret ve Sanayi Odaları’nın işsizliği önlenmesine, iş imkanlarının ortaya çıkarılmasına dönük çalıcayı memurların oranı yüzdşmalarda bulunmalıdır. Öğretim kurumları, öğretimin yanında eğitim üzerinde de durmalıdır. Asayiş suçundan toplumun nasıl korunacağı hakkında halk bilgilendirilmelidir. Caydırıcı özellikler taşıyan devriye hizmetleri göz ardı edilmemeli, polis sayısında artış sağlanmalıdır. Meslek edindirme kurslarına ağırlık verilmeli, maddi imkansızlıklar nedeniyle okuyamayan kişilerin öğretimini devlet üstlenmelidir."

GAZİANTEP (İHA) -
Yayın Tarihi : 12 Aralık 2004 Pazar 10:44:31


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?