Milli Prodüktivite Merkezi (MPM) Güneydoğu Anadolu Bölge Müdürü Mustafa Balaban, kaliteli ve gıda güvenliği sağlanmış ürünlerin artmasıyla birlikte kuruyemiş tüketiminin de arttığını ve sektörün pazarda büyüdüğünü bildirdi.
Balaban, yaptığı açıklamada, kuruyemişin besin değerleri yüksek enerji ve vitamin deposu olan bir gıda olduğunu belirtti. Kuruyemişin değişik oranlarda olmak üzere, protein, yağ, şeker, vitamin ve mineral bakımından zengin olduğunu kaydeden Balaban, "Beslenme uzmanları tarafından günlük diyette bulunması tavsiye edilen ürünlerdendir. Tüketim oranları dünya genelinde yüksek olmasa da, ülkemizde tüketimi yaygındır. Özellikle kış gecelerini televizyon başında geçirenlerin atıştırmalık olarak tercih ettiği kuruyemiş, yılbaşı gecelerinin vazgeçilmezleri arasında yer alan ürünlerdendir. Kaliteli ve gıda güvenliği sağlanmış ürünlerin artmasıyla kuruyemiş tüketimi de artmakta ve pazar da büyümektedir" dedi.
Türkiye'nin hemen her yöresinde en az bir çeşit çerez üretilmekte olduğunu ifade eden Balaban, şunları söyledi:
"Silifke, Anamur ve Osmaniye'de fıstık üretilirken, Siirt yöresi ve özellikle Ege Bölgesi'nde Datça'da badem üretimi yoğunlaşmıştır. Manisa-Kula, Çorum, Kütahya-Tavşanlı sarı leblebisi ile meşhurdur. Beyaz leblebi ise Denizli-Tavas'ta yaygındır. Karadeniz bölgesinin vazgeçilmezi fındık Ordu, Giresun-Bulancak'ta yoğun olarak üretilmektedir. Malatya'da kayısı çekirdeğinin yanında birçok Doğu illerinde olduğu gibi ceviz, kuru üzüm, pestiller çerez olarak tüketilmektedir. Kabak çekirdeği Trakya bölgesinde, Edirne'nin gözde ürünüdür. Kayseri ve Erzurum bölgesinin meşhur çerezi ise ay çiçek çekirdeğidir. Antepfıstığı alanında Gaziantep tartışılmaz lider iken Siirt de bu alanda yer alan illerin arasında kendini göstermektedir."
Balaban, kuruyemişin en çok Türkiye, Ortadoğu ve Arap ülkelerinde atıştırmalık olarak tüketilmekte olduğunu dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Batı ülkelerinde ise daha çok, sağlığını ve formunu korumak isteyenlere yönelik bir ürün çeşidi olarak ara veya tamamlayıcı öğün olarak değerlendirilmektedir. Ülkemizde ortalama yıllık kişi başı kuruyemiş tüketiminin 3 kilo civarında olduğu tahmin edilmektedir. Sektörde Türkiye, dünya lideri konumunda bulunmaktadır. Toplam 2.5 milyar dolar büyüklüğünde olduğu tahmin edilen sektörde, paketli kuruyemişin payı ise 300 milyon dolar seviyelerindedir. İşletmeler, ihracat ve ithalat yaparken birçok sorunla karşılaşmaktadırlar. Bu sorunların başında dış ticarette karşılaşılan bürokratik engellerin ve karmaşıklıkların geldiği belirtilmiştir. Sektörde, yüksek gümrük vergileri ve kayıt dışı ticaret ve yurda sokulan kaçak tarım ürünleri de diğer önemli sorunlar arasındadır."
Türkiye'de ve dünya genelinde kuruyemiş ürünlerinin tanıtımına daha fazla önem verilmesinin tüketim artışını teşvik ederek sektörün büyümesini sağlayacağını savunan Balaban, şöyle devam etti:
"Kuruyemiş sektörü hızlı gelişen sektörlerden biridir. Tüketicilerin bilinci arttıkça, paketli kuruyemiş ürünlerinin tüketimi de artmaktadır. İşletmeler standart hammadde temin etme konusunda sıkıntı yaşamaktadırlar. Yerli hammaddenin yeterli olmaması başlı başına bir sorundur. Bazı ürünlerde yabancı madde sıkıntısı ve kaliteli hammadde temininde de sorun yaşanmaktadır. Bu durum ürün işlemede sıkıntı yaratmakta ve ürün kalitesini ve maliyetleri olumsuz etkilemektedir. Bu nedenle bazı ürünlerde ithalat yoluyla hammadde temin edilmektedir. Türkiye'de çerezlik çeşitlerin ekiminde sertifikalı hibrid tohuma ihtiyaç duyulmaktadır. Hangi ürüne ne kadar ihtiyaç olduğu konusunda belirlemeler yapılarak, iyi bir planlamayla, sektöre hammadde olabilecek ürünler hem tohum, hem de maddi açıdan desteklenmelidir. Kaliteli ve gıda güvenliğine uygun üretim yapılması sektörün geleceğinin garanti altına alınması açısından önemlidir. Gaziantep'teki işletmeler, sektörde kaliteli ve gıda güvenliğine uygun üretim yapmayan
merdiven altı firmaların bulunmasının haksız rekabet ortamı oluşturduğunu ve bu durumun kendilerini olumsuz etkilediğini belirtmişlerdir."