İstasyon Caddesi'nde aktarlık yapan 44 yaşındaki Abdullatif Arslan’ı, aktarcı olmasından dolayı bazı vatandaşlardan evlerindeki eski eşyaları almasıyla başlayan antika merakı onu koleksiyoncu yaptı. İş yerinin arka kısmında oluşturduğu bölmede antika eşyaları koleksiyona dönüştüren Abdullatif Arslan, tarihi eşyalara merakının kendiliğinden oluştuğunu söyleyerek, "Zamanla antika merakım tutkuya dönüştü. Aktar olmamdan dolayı köylüler benden çokça alışveriş yapar. Bazen ellerinde eski malzemelerle gelirler ve bunları satmak istediklerini ifade ederler. Bende başka bir köylüye satarım düşüncesi ile onları alırım. İşime yaramayanları yine köylülere satarım. Ancak beli bir süreden sonra bu eski eşyalara yönelik içimde bir tutku başladı. Bu kez aldıklarımı koruma altına almaya ve saklamaya başladım. Yaklaşık olarak on yıldır eski eşya biriktiriyorum. Görüldüğü gibi elimde en az 50 parçaya yakın eski eşya birikmiş oldu. Bazen oturup malzemeleri seyrediyorum. Bu malzemelerin çoğu el emeği ve göz nuruyla işlenmiş parçalar. Şimdi bu malzemelerin hiç biri kullanılmıyor ya da imkansızlıktan dolayı bir kısmını köylüler kullanıyor" dedi.
Teknolojinin eski eşyaları atıl hale getirdiğini savunan Arslan, "Teknoloji ile bu malzemeler atıl hala getirdi. Elimdeki eski eşyalar en az 30-40 yıl öce kullanılan ve içinde daha uzun yıllar önce kullanılan parçalar var. Elimde şuan meşhur gaz ocağı, bakır sürahi, bakır ibrik, ispirtolu fanus, at bağı, şakul, bakır leğen, debus, tahta maşraba, ayran kabı ulbe, nazar taşı, bereket taşı, yosun taşı, eskici örsü, kömürlü ütü, at gözlüğü, sapan demiri, köylü çaruhu, idare gaz lambası, alev üfürme tulumbası ve sayamayacağın onlarca malzeme var. Bunları korumaya ve saklamaya devem edeceğim" dişe konuştu.

İHA

Yayın Tarihi : 4 Kasım 2008 Salı 10:45:35