CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Türkiye'nin siyasi bakımdan bir yol ayrımına geldiğini savunarak, "Atatürk Cumhuriyetinin, laik Cumhuriyetin temellerinin bozulmasına seyirci kalmak istemiyoruz. Bu çok temel bir noktadır" dedi.
Baykal, Atatürk Spor Salonu'nda gerçekleştirilen CHP'nin 32. Olağan Kurultayı'nda yaptığı konuşmada, dışarıdan bakıldığında, kurultayın, "formalite icabı bir araya gelmiş olan insanlar" olarak değerlendirebileceğini belirtti.
"Siz Türkiye'ye sahip çıkmak için buradasınız" diyen Baykal, bir formaliteyi yerine getirmek için değil Türkiye'nin sahipsiz olmadığını herkese göstermek için burada toplandıklarını söyledi.
Salondakilere, "Türkiye nasıl kuruldu, kimlerle mücadele edildi de kuruldu siz bunu en iyi bilenlerdensiniz" diye seslenen Baykal, Türkiye'nin siyasi bakımdan bir yol ayrımına geldiğini savundu. Baykal, şöyle konuştu:
"Türkiye'nin nasıl bir yol ayrımında olduğunu anlamalı ve geleceğe yönelik ne yapmamız gerektiğini bilmeliyiz. Türkiye siyaseti bir krizin içine girmiştir ve bunun somut göstergeleri ortadadır. İktidardaki parti Anayasa Mahkemesi'nin alacağı kararı bekliyor. Bu, kriz halidir. Dışarıdan, içeriden Türkiye'ye bakanlar Türkiye'nin yarınının nasıl olacağının belirsizliğini özellikle vurgulamaktadırlar. Laik bir Cumhuriyet olarak mı devam edecek yoksa ılımlı bir İslam devletine mi dönüşecek? Yabancı çevreler 'Türkiye hem laik hem demokratik olamayacak, anlaşıldı' demeye başlamışlardır. Laiklik ile demokrasi arasında tercih yapma çağrısında bulunmaya başladılar. Bu bizim 80 yıllık geçmişimizde ulaşmayı amaçladığımız nokta değildir. Bunu doğal karşılamak mümkün değildir. Türkiye, böyle gidemez. Böyle giderse, siyasi sistemin temellerinden bazılarını feda etmek zorunda kalırsa, bu, geleceğin Türkiye için çok karanlık olması anlamına gelir. Bunu kabul edemeyiz ama gelinen nokta bu olmuştur. Türkiye bu noktaya göz göre göre gelmiştir. Bunu önlemek için elimizden gelen her çabayı sergiledik. Şimdi bunun toparlanması lazım. Türkiye'nin, siyasetin bu yol ayrımından çekilerek net, açık siyaset zeminine çekilmesi lazımdır.
Siyaset zeminimizi kaptırmak istemiyoruz. Atatürk Cumhuriyetinin, laik Cumhuriyetin temellerinin bozulmasına seyirci kalmak istemiyoruz. Bu çok temel bir noktadır."
Başbakan'ın bazen "eğer millet istemiyorsa laiklik mi olurmuş" dediğini, bugün ise Başbakan'ın "laikliği bu millet benimsemiştir" dediğini savunan Baykal, laikliğin Türkiye için en temel siyasi ilkelerden birisi olduğunun tartışma götürmeyeceğini ifade etti.
Baykal, "Bununla ilgili Türkiye'de bir sıkıntı olduğu açıktır. Onun için 'Türkiye Malezya mı olacak' diye yazılıyor. Başbakan 'milletimizin ezici çoğunluğu laikliği benimsemiştir' diyor, evet, aynı görüşteyim ama bu laiklik problemi nereden çıkıyor peki? Milletimiz çıkarmıyor o milletin oyunu alan siyaset adamlarından çıkıyor. Türkiye'de bu sorunu gündeme getiren halk değil siyasetçidir" dedi.
Ekonomi
Konuşmasında ekonomiye de değinen Baykal, ekonomide bu gidişin devam etmesi halinde "ekonomik refaha değil, tam tersine sıkıntılı bir noktaya gidileceğinin" açık olduğunu ileri sürdü. Baykal, "5 yıllık uygulamanın sonucunda ekonomik büyüme tökezlemeye başlamış. Ekonomik büyümesini sağlayamıyor. En önemli konu ekonomik büyüme. Nüfusumuz hızla artmaya devam ediyor. Ekonomi maalesef izlenen politikalarla büyüyemez hale dönüşmeye başladı" diye konuştu.
2004'den itibaren büyüme konusunda sıkıntıya girildiğini belirten Baykal, hazır bir ekonomik programı devralarak gelen iktidarın bu programı aynen uyguladığını, 2003 ve 2004 yıllarını bu program ile kurtardığını, ancak bugün sıkıntıların ortaya çıktığını ileri süren Baykal, işsizliğin olağanüstü hızla arttığını, bunun Türkiye'nin en temel sosyal sorunu olduğunu kaydetti.
"Türkiye büyümüyor, kazanç gelmiyor, sermaye artmıyor, sıkıntı giderek artıyor ve derinleşiyor" diyen Baykal, 2004'den bu yana enflasyonun düşmediğini söyledi.
Enflasyon rakamlarının "makyajlayarak" yayımlandığını ileri süren Baykal, Türkiye'deki gıda fiyatlarındaki artışların dünyadaki gıda fiyatları artışlarıyla ilgisinin olmadığını savundu.
Baykal, "Dünyada fiyatlar yüzde 25 artarken bizde çok fazla artıyor. Niye? Çünkü tarım ve çiftçi desteklenmiyor. Sadece geçen yıl 1 milyon hektar arazi ekim dışında bırakıldı" dedi.