16
Eylül
2024
Pazertesi
ANKARA

Baykal: 'AB evlilik değil, özel ilişki öneriyor'

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, AB’nin Türkiye’ye 17 Aralık’ta müzakere tarihi vermeyeceğini belirterek, "17 Aralık hepimizin beklediği, fiilen üyelik müzakerelerin başlayacağı tarih olmayacak. Öyleymiş gibi sunacaklar" dedi. Baykal, Türkiye’nin AB üyeliğinin belirsiz olduğunu savunarak, "AB, Türkiye’ye evlilik değil, özel ilişki düzeni öneriyor" diye konuştu.

Baykal, Türkiye Müteahhitler Birliği ve Vakıf 2000 tarafından Sheraton Otel’de düzenlenen ’Avrupa Birliği Tam Üyelik Sürecinde Türkiye’ konulu toplantı kapsamında bir konferans verdi. Türkiye’nin AB’ye üyelik sürecinin büyük bir tarihi serüveni olduğunu belirten Baykal, Türkiye’nin Kurtuluş Savaşı’nı sonuçlandırdıktan sonra kendisine yeni bir yer aradığını ve tercihi Batı’dan yana yaptığı söyledi. ’İmparatorluk kalıntıları’ devam etseydi bugün gelinen noktaya varılamayacağını belirten Baykal, dinin etkisi dışında çağdaş normlara dayalı yeni bir yapılanma kararı alındığını anlattı. Avrupa’nın birinci ve ikinci dünya savaşları arasında büyük kriz yaşadığını ve bu dönemde Kıta ülkelerinde faşizm, Nazizm, Yahudi düşmanlığı gibi akımların ortaya çıktığını, hatta faşizmin ’bir ideal değerler sistemi’ olarak yaşandığını anlatan Baykal, Türkiye’nin hiçbir zaman bu krizin parçası olmadığını dile getirdi. Türkiye’nin 2. Dünya Savaşı’na katılmaması ile birlikte toprak bütünlüğünü de koruduğunu söyleyen Baykal, "Türkiye’de hiçbir zaman faşist düşüncede olduğu gibi tek parti idealize edilmedi, dayatılmadı" dedi.
İkinci Dünya Savaşı’nın ardından yeni bir dünyanın şekillenmesi gerektiği fikrinin ortaya çıktığını ve bu konuda bir arayış başladığını anlatan Baykal, o arayışın sahiplerinin Türkiye’nin de bunun içinde yer alması gerektiğini söylediğini belirtti.

Türkiye’nin Marshall yardımı ile bu yeni şekillenmenin içine girdiğini anlatan Baykal, sürecin doğal sonucu olarak NATO’ya OECD’ye de üye olunduğunu kaydetti. Türkiye’nin AB’ye ilk adımını Ankara Anlaşması ile attığını hatırlatan Baykal, "Avrupa Topluluğu ile yapılan anlaşmada Türkiye’nin tam mı yarım mı üye olacağı tartışılmıyordu. Türkiye o zaman gereken kararları alsaydı, cesaretle hareket etseydi Türkiye bugün AB’ye tam üye olma durumundaydı" ifadesini kullandı.


Bugünlerde yaşanan süreci ’kritik süreç’ olarak değerlendiren Baykal, AB İlerleme Raporu’na karşı hükümeti net bir tavır geliştirememekle suçladı. Baykal şöyle konuştu:

"Bu raporun ana vasfı, Avrupa’nın hala kararını netleştirememesidir. Biz kararlıyız; ama onlar bir karar alamamış. Bu rapor bizi tatmin eden bir rapor olamamıştır. Niye böyle olamamıştır? Bir belirsizliğe doğru gideceğiz. Bu bir tablo. Bu tablo karşında bizim şu anki temsilcilerimiz net bir tavır içine giremedi. Başbakan raporu okumadan ’olumlu ve dengeli bir rapor’ dedi. Çok büyük bir hata yapıldı. İçeriye yönelik siyasi amaçlı, ’aman Türkiye’de bir hayal kırıklığı olmasın’ diye bir açıklama diyelim. Ama şu saat içinde dörbaşı mahmur ciddi resmi bir tavır takınılmamıştır. 17 Aralık’ta zirve toplanacak. Bugün ayın 27’si Türkiye hala bir tavır takınamadı. Dışişleri Bakanı’nın sadece dışişleri bakanlarına mektup yazmakla yetinmesi, bu konuda çok kararlı bir tutum içinde olunmadığını gösteriyor. Türkiye’nin şu andaki tavrı ’canım biz istemeyelim, istersek kaybederiz, ne verirlerse yetinelim’dir. Bu sakıncalı bir tavır. Türkiye’nin net bir tavra ihtiyacı var. Şimdi resmen ’güçlendirilmiş işbirliği kavramı’, ’destekli ortalık’ kavramı resmi çevrelerde konuşulur oldu. Bu Türkiye’nin tavırsızlığının, ne veriliyorsa kabul ediliyor izleniminden ortaya çıkmıştır. Bunu hızla değiştirmeye gerek var".

Baykal, konuşmasında, Yunanistan’ın bir süredir Ege’deki bazı adalara bayrak dikmeye başladığını belirterek, "Türkiye, bunun bazı milliyetçilerin girişimleri mi yoksa siyasal tercih mi olduğunu soramayacak, gazeteler yazamayacak. Ben bunu açıklamaya çağırdım ama bir açıklama yapılmadı" diye konuştu. ABD adına yapılan açıklamalarda Patrik’i ’ekümenik’ olarak nitelediğini hatırlatan Baykal, "Meclis postanesinde bazı milletvekilleri telgraf çekerek bunu kınadılar. Böyle bir tavır olabilir mi? İşte belirsizlik bu" diyerek tepkisini ortaya koydu.
Türkiye’den diğer aday ülkelerden istemeyen farklı uygulamalar talep edildiğini, bunun da İlerleme Raporu’nda ortaya konulduğuna dikkat çeken Baykal, ’ucu açık müzakereler’ örneği verdi. Baykal, "Bu, ’girmesin’ diyenleri tatmin etme ihtiyacının bir ürünüdür. Özel statü düşüncesi izlenimini veren bir işarettir. Yani evli olmasak da özel ilişki düzeni öneriliyor. ’Size kat, daire tutacağım’ filan diyor. Bu çok rahatsızlık verici bir düşüncedir" dedi.

Raporda, serbest dolaşım hakkının Türkiye’ye tanınmayacağına dair işaretlerin bulunduğunu söyleyen Baykal, "17 Aralık, hepimizin beklediği tarih fiilen üyelik müzakerelerinin başlamayacağı, öyleymiş gibi sunacakları bir tarih olacak. Türkiye’nin AB’ye üye olup olmayacağı belli değil" değerlendirmesini yaptı.

Raporda, Kıbrıs Rum Kesimi’nin üstü kapalı olarak tanınmasının istendiğini aktaran Baykal, AB’nin 17 Aralık’ta değil üyelik müzakerelerinin başlayacağı tarihte bu isteğini açıkça ifade edeceğini savundu. Yine üstü kapalı olarak sözde Ermeni soykırımının tanınması ve Ermenistan sınırınIn açılmasın da istendiğini söyleyen Baykal, azınlıklar konusunda da Türkiye’ye bazı dayatmalarda bulunulduğunu ileri sürdü. "Azınlık meselesi Osmanlı’ya karşı kullanılmış bir silahtır" dilen Baykal, şimdi yapay bir azınlıklar tartışmayı yaratılmak istendiğini savunarak, "Öyle anlaşılıyor ki önümüzdeki süreçte bu azınlık talepleri sık sık pişirilip önümüze getirilecek" şeklinde konuştu.

Yine Kürt sorununun çok ciddi şekilde gündeme getirileceğini ifade eden Baykal, hükümeti bu konularda dikkatli olmaya çağırdı.

ankara
Yayın Tarihi : 27 Kasım 2004 Cumartesi 15:38:37
Güncelleme :27 Kasım 2004 Cumartesi 15:42:20


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?