Basında “kasklı sapık” diye tanımlanan operacı Şahin Öğüt’e, 16 yaşındaki A.Y.’ye tecavüz ettiği gerekçesiyle, Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nin verdiği 21 yıl hapis cezası, Yargıtay tarafından “fazla ceza vermişsiniz” denilerek bozuldu.
Yargıtay 5. Ceza Dairesi bozma kararında, A.Y.’nin daha fazla mağdur edilmemesi için Adli Tıp Kurumu’na göndermeden, tedavi gördüğü Hacettepe Üniversitesi Hastanesi’nden verilen raporu, mahkemenin geçerli saymasını da “noksan araştırma” olarak değerlendirdi
HABERTÜRK’ün “Cesur Mahkeme” başlığıyla duyurduğu haberde, Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi, cinsel istismar mağduru çocukları, daha ağır travmaya sokan yargılama sürecine ve bitmek bilmeyen muayenelere ezber bozan bir kararla “dur” demişti. Kamuoyunda “kasklı sapık” olarak bilinen İstanbul ve Ankara’da 10-16 yaşlarında 10 kız çocuğuna tecavüz ettiği belirlenen operacı Şahin Öğüt’ün yargılandığı davada mahkeme, tecavüze uğrayan A.Y.’nin koluna mühür vurup, Adli Tıp Kurumu’na göndermemişti.
Yargıtay içtihatlarına rağmen, A.Y.’nin tedavi gördüğü Hacettepe Üniversitesi Hastanesi’nce verilen raporun daha yeterli olduğuna hükmetmişti. Tecavüzcüsüyle karşılaştırmamak için A.Y.’yi duruşmaya bile çağırmayan mahkeme, A.Y.’nin kameraya alınan emniyetteki ilk ve tek ifadesini, CD’den izleyerek kanaat oluşturdu. Avrupa standartlarının yakalandığı yargılama, Yargıtay tarafından “noksan araştırma” olarak değerlendirildi. Verilen 21 yıl hapis cezası ise fazla bulundu.
ŞİDDET VE TECAVÜZE 21 YIL FAZLA!
10-16 yaşları arasındaki 10 çocuğa tecavüz eden sanığa verilen 21 yıl hapis cezasını Yargıtay 5. Ceza Dairesi “fazla ceza vermişsiniz” gerekçesiyle bozdu. Yerel mahkeme 16 yaşındaki A.Y.’nin evine zorla girilip, ağır şekilde şiddet uygulandıktan sonra tecavüz edilmesi, sonra da küçük kızın ellerinin ve ağzının bağlanması nedeniyle, beden ve ruh sağlığının bozulduğu gerekçesiyle 21 yıl hapis cezasına hükmetti. Mahkeme olayda birden fazla ve ağır suçlar işlendiğine kanaat getirerek, Hacettepe Üniversitesi Hastanesi’nin raporuyla da beden ve ruh sağlığının bozulduğuna hükmetti.
Yargıtay 5. Ceza Dairesi ise kararında küçük kızın, iş yoğunluğu nedeniyle 2 yıl sonrasına randevu verdiği için yargılamaları uzatan ve sanıkların tahliye olmasına neden olan Adli Tıp Kurumu’na gönderilmesini istedi. Mahkemenin çocuğun psikolojisini korumak için, koluna mühür vurup Adli Tıp’a göndermek yerine, tedavi gördüğü Hacettepe Üniversitesi Hastanesi’nden verilen raporu geçerli kabul etmesi eksik soruşturma sayıldı.
Yargıtay’ın bozma kararı, 16 yaşındaki A.Y.’ye, evine zorla girilip önce dövüldüğü, ardından da tecavüz edildiği ve kolları ile ağzının bantlandığı 2 yıl sonra yeniden hatırlatılmasına neden olacak. A.Y., 2 yıl süren tedaviyle bile hafızasından silemediği korkunç olayı, Yargıtay kararıyla sil baştan yeniden yaşayacak.
İşte, mağdurun Adli Tıp’a sevk edilmeme gerekçesi
ANKARA 7. Ağır Ceza Mahkemesi, küçük kıza yargılama sürecinde olayı hatırlatmamak için, Avrupa standartlarında bir uygulamaya imza atarak kararında Adli Tıp Kurumu’na göndermeme gerekçesini de şöyle açıklamıştı: “Salt bir biçimsel uygulamayı yerine getirmek amacıyla mağdurenin İstanbul Adli Tıp Kurumu’na sevki hem onu yeniden yıpratacak, hem de tutuklu sanığın tutukluluk süresinin uzamasına neden olacaktır. Tüm bu nedenlerle mağdurenin ruh ve beden sağlığının bozulup bozulmadığı hususundaki rapor, Hacettepe Üniversitesi Hastanesi’nden alınmış ve içerik itibarıyla mahkeme tarafından kanaat verici bulunmuştur.”