CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, "Sayın Baykal'ın ve Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın dokunulmazlıklarını kaldıralım ve her iki lider gidip yargılansınlar. Biz CHP olarak hodri meydan diyoruz. Şayet buna yüreğiniz yetmiyor, cesaretiniz yoksa sadece Sayın Baykal'ın dokunulmazlığını kaldırın" dedi.
CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat'ın yaptığı açıklamalara TBMM'de düzenlediği basın toplantısı ile 'jet' cevap verdi. Kılıçdaroğlu, Fırat'la tartışmayı noktalamayı ve tartışmayı da halkın vicdanına bırakmayı düşündüğünü ancak Fırat'ın canlı yayından sonra yeniden bir basın toplantısı yapması üzerine cevap hakkını kullanacağını kaydetti.
Fırat'ın bir dönem ortağı olduğu MENAS şirketinin kırmızı hatta olmadığını belirten Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: "Bugün Milliyet gazetesinde sayın gümrük müsteşarının yaptığı bir açıklama var. MENAS'ın kırmızı hatta olup olmadığını açıklayamam diyor. Gümrük müsteşarı daha ne desin? Sayın Fırat, '1999'da MENAS'la yönetim anlamında ilişkilerimi sonlandırdım' diyordu. Yaptığı tüm açıklamalar böyleydi. Ben de kendisine belgeye dayalı basit bir soru sordum. Madem ki şirketin yönetiminde değilsiniz, o halde MENAS'ın kırmızı hatta çıkarılmasını niçin istediniz? Siz yönetim kurulu üyesi olmadığınız halde niçin sizin adınız MENAS'ın bir talebinin yerine getirilmesinde kullanılır? Siz sıradan bir milletvekili değilsiniz. Siz AK Parti'nin ikinci adamısınız. Yani Recep Tayip Erdoğan'ın yardımcısı konumundasınız. 27 Ağustos 2007 tarihli bu yazıyı eline alan bürokrat, yönetiminde yer almadığınız bir firmanın talebi olarak sizin adınızı okuduğunda ne düşünecektir? Bunu hiç düşündünüz mü? Bunun adının siyasi nüfuz kullanmak olduğunu size hiç söyleyen olmadı mı? Belki Sayın Fırat şunu söyleyebilir: 'Efendim ben şirket ortağı olduğum için adımı kullanmışlardır.' İyi de o zaman adama sormazlar mı? Peki diğer ortakların adını niçin kullanmadılar da sadece sizin adınızı kullandılar? Sayın Fırat'a ayrıca bir bilgi de vermek isterim. Bir denetim elemanı kaçakçılık veya hayali ihracat raporu yazdığında bu rapor otomatikman Risk Analizleri Şubesi'ne gider ve ilgili firma hatlarda yerini alır. MENAS'ın kırmızı hatta yer aldığı gibi."
Gümrük İdaresi'nin elindeki tek yetkinin 'kırmızı hat' olduğunu, onun dışındaki yaptırımların tümünün Gümrük İdaresi'nin dışında olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, "Örneğin Destekleme ve Fiyat İstikrar Fonu gelirlerinin hortumlanmasında Merkez Bankası müdahil olur. KDV iadesinin hortumlanmasında karşınıza Maliye Bakanlığı çıkar, Dış Ticaret Müsteşarlığı çıkar. Sayın Fırat, Danıştay kararının hayali ihracatla ilgili olmadığını söyledi. Bunun anlamı o dönemde yapılan ihracatın gerçek olduğudur.
Şimdi sizlere Mersin İdare Mahkemesi'nin kararını bir kez daha okuyorum; 'Davacı firmanın 1994 yılı gümrük beyannamelerine konu ihracata ödenen parasal ihracat teşviklerine dair OFİF primini gerçekte ihracat işlemleri yapmadan para transferleri suretiyle haksız olarak elde ettiği sabit olduğundan, mevzuata uygun olarak teşvikin geri istenilmesi yolunda tesis olunan dava konusu işlemde ve davacıya haksız olarak elde edilen teşvike dair cezai mahiyette uygulanan faizde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.' Bu karar Danıştay 21 Mart 2006 tarihinde aynen ve oybirliği ile onaylıyor. Bu işlemin önemi şu. Sayın Fırat bu sahtekarlıkların yapıldığı dönemde MENAS Yönetim Kurulu'nun 2. başkanıdır" şeklinde konuştu.
Fırat'ın, "İspata da lüzum yok, ama şüphe uyandıracak bir delil sunarsan, namusum ve şerefim üzerine yemin ediyorum ki milletvekilliğinden istifa edeceğim ve siyasetin adını ağzıma almayacağım" sözlerini hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Bırakın şüpheyi alnınıza Danıştay'ın kararını yapıştırdık, daha ne yapalım alnınıza mı çivileyelim?" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Sayın Fırat ısrarla MENAS'ın Ukrayna'ya yaptığı ihracattan söz ediyor. Biz Ukrayna'ya değil, İngiltere'ye yapıldığı söylenen ve Fırat'ın da MENAS yönetim kurulu 2. başkanı olduğu dönemde yapılan ihracattan söz ediyoruz. Bunu Fırat ısrarla göz ardı etmek istiyor. Sayın Fırat diyor ki, 'beni raporu düzenleyen bir müfettiş aradı, vicdan azabı çekiyorum' dedi. Erzurum'daymış, dönüşte raporu Sayın Fırat'a verecekmiş. Sayın Fırat o raporu lütfen açıklayınız ki, ben de o müfettişin niçin ve hangi gerekçelerle vicdan azabı çektiğini açıklayayım.
Ayrıca Sayın Fırat'tan bir raporu daha açıklamasını isteyelim. 24.10.2000 tarihli ve 144/9 sayılı Hazine Kontrolörü Sayın Orhan Tur'un raporu. Bu rapor da ortaya çıkarsa sanırım artık Sayın Fırat elmalarla armutları karıştıramayacak. Sayın Fırat'a bir soru daha soralım. Sayın Fırat, siz hisselerinizi l Eylül 2007'de 300 bin dolara devrettiğinizi açıklamıştınız. Ve bu hisse devir bedellerinin de bankaya yattığını açıklamış ve dekontları dağıtmıştınız. Sorum şu. Dekontlarda gönderilen paraların 'hisse devir bedelleri' olduğu niçin yazmıyor? Bu bağlamda Sayın Fırat'a bir soru daha soralım. 300 bin dolara sattığınızı söylediğiniz hisse devrinin 200 bin doları hangi tarihte bankaya yattı? Madem ki Sayın Fırat hep Ukrayna'dan söz ediyor, o konuda da bir soru soralım. Sayın Fırat, Amerikan RAİGES Firmasını tanıyor musun? Bu firmadan MENAS'a para geldi mi? Sayın Baykal'ın mal varlığı ile iddiaya gelince. Sayın Baykal'ın açık ve net bir teklifi var. CHP olarak biz bu telife açık çek veriyoruz.
Sayın Baykal'ın ve Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın dokunulmazlıklarını kaldıralım ve her iki lider gidip yargılansınlar. Biz CHP olarak Hodri Medya diyoruz. Sayın Fırat sizin, AK Parti grubunun, Sayın Recep Tayip Erdoğan'ın bunu yapmaya cesareti, yüreği var mı? Bakınız biz CHP olarak bunu taahhüt ediyoruz. Siz de bunu taahhüt ediyor musunuz? Sayın Fırat, adım gibi biliyorum ki ne siz ne de Genel Başkanınız Recep Tayyip Erdoğan buna cesaret edemez. Çünkü o yürek siz de yok. Şayet buna yüreğiniz yetmiyor, cesaretiniz yoksa, sadece Sayın Baykal'ın dokunulmazlığını kaldırın. Buna da yüreğiniz yetmiyorsa, Sayın Baykal'la Sayın Recep Tayyip Erdoğan hem kişisel konumlarını hem de Türkiye'deki yolsuzlukları yine burada yine Sayın Uğur Dündar'ın yönetiminde tartışsınlar. Altını çizerek tekrar söylüyorum. Biz CHP olarak Hodri Medya diyoruz."