İstanbul Meme Kanseri Konferansı Başkanı Prof. Dr. Cihan Uras, 'ROLL' adı verilen yeni tekniğin gereksiz meme ameliyatlarını sona erdirecek bir yöntem olduğunu belirterek, yeni tekniğin koltuk altındaki bezelere de uygulandığını söyledi.
Yeterince bilinmediği için kadınlar tarafından en çok korkulan hastalıkların başında gelen meme kanseri masaya yatırılıyor. Erken tanı ile tedavi edilebilir hastalıklar arasında yer alan meme kanseri, Ulusal Meme Hastalıkları Federasyonu'nun her yıl sürdürdüğü ulusal projelerden birinde Türkiye'de meme sağlığı ile uğraşan bilim adamlarının bilgi ve becerisini en üst düzeye çıkarmak, kadınlarımızın erken tanı ve etkin tedaviye ulaşmalarına katkıda bulunma amacıyla ele alınıyor.
İstanbul Meme Derneği, Meme Bilimi Derneği ve Kocaeli Meme Hastalıkları Derneği'nin bu amaçla düzenlediği İstanbul Meme Kanseri Konferansı ve Ulusal Meme Kanseri Konsensüs Toplantısı İstanbul, Polat Renaissance Hotel'de devam ediyor.
Alanında uzman Türk ve yabancı hekimlerin katıldığı, meme kanserine dair yeni tedavi yöntemlerinin yer aldığı kongrede ayrıca, meme kanserinde geleceğin tarihi, meme radyoterapisinde yeni tekniklerin kullanımı, meme kanserinin hormonal tedavisine pratik yaklaşım, metastatik meme kanserinin tedavisinde yeni ufuklar, lokal ileri meme kanseri, meme kanserli hastada jinekolojik ve obstetrik sorunlar, meme kanseri ve gebelik, Türkiye'de meme kanseri, meme kanseri erken tanı ve tarama programı, Türkiye koşullarında tanı yöntemleri, Türkiye koşullarında meme kanserli hastaların takibi gibi konular işleniyor.
İstanbul Meme Kanseri Konferansı Başkanı Prof. Dr. Cihan Uras'ın dikkat çektiği konu, yeni bir yöntem olan ROLL tekniğini gündeme getirdi. Meme kanseri tarama programlarının geliştirilmesi ile çok erken evrede küçük kanserlerin saptanabildiğini dile getiren Prof. Dr. Uras, bu küçük kanser odaklarının çıkarılabilmesi için ameliyat öncesi tel veya radyoaktif madde ile (görüntüleme yöntemleri altında) işaretlenmesi gerektiğini, radyoaktif madde ile bu tümörlerin işaretlenerek cerrahi olarak çıkarılmasının (ROLL tekniği) yeni bir yöntem olduğunu söyledi.
Uras, bu tekniğin önemini, "Burada tümör içerisine radyoaktif madde verilmekte ve ameliyatta (gama prob) dedektör aracılığı ile onkolojik prensipler için yeterli olacak bir meme dokusu ile birlikte tümör çıkarılmaktadır. Bu yöntem sayesinde ele gelmeyen tümörler doğru ve yeterli olarak çıkarılmaktadır. Gereksiz yere fazla meme dokusu çıkarılmadığı için memede görünüm bozukluğu oluşmamaktadır" sözleriyle vurguladı.
ROLL tekniğinin koltuk altındaki bezelere de uygulandığını söyleyen Uras, "Aynı zamanda bu işlemle birlikte koltuk altındaki ilk beze (sentinel lenf bezi) de bulunarak çıkarılmaktadır (SNOLL tekniği). İlk bezede kanserli hücre yok ise geri kalan bezeler gereksiz yere alınmamaktadır. Bu da kadınları koltuk altı bezelerinin tümü alındığı zaman, ilerideki yaşamlarında karşılaşabilecekleri; örneğin kol şişmesi gibi, sorunlardan korumaktadır" diye konuştu.
Günümüzde meme cerrahisinde amacın mümkün olduğunca kadınların memelerini onkolojik prensiplere bağlı kalmak kaydı ile korumakta olduğuna da değinen Uras, meme içerisinde tümörün çok odaklı olduğu durumlar gibi bazı şartlarda memenin tamamının alınması gerektiğini, bu şartlarda kadınlar eğer isterse deri koruyucu mastektomi denilen işlem yapılarak, aynı seansta meme dokusu yerine protez yerleştirilebildiğini kaydetti.
Uras, bu sayede kadının vücut imajında değişiklik olmadığını, bu işlem sırasında meme başının da meme dokusu ile birlikte çıkarıldığını, ancak konferansta da tartışıldığı gibi cilt ile beraber meme başının da korunmasının tercih edilmeye başlandığını söyledi.