Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdür Seraceddin Çom, eylül ve ekim aylarının grip aşısı dönemi olduğunu söyleyerek, “6 aydan küçük bebekler, yumurtaya karşı anaflaktik tarzda alerjisi olanlar yani yumurta yediğinde alerjik şoka girenler ve hamileliğin ilk 3 ayı içinde olanlar grip aşısı yaptırmamalıdırlar” dedi.
Çom, kronik hastalıkları olanlara ise grip aşısını önerdiklerini söyledi.
Sağlık Bakanlığı, grip aşısı mevsiminin de gelmesiyle beraber bir dizi uyarıda bulundu. Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü Seraceddin Çom, ANKA’ya yaptığı açıklamada, Gribin, Influenza adı verilen bir virüs tarafından oluşturulan, ani olarak 39 derece üzerinde ateş, şiddetli kas ve eklem ağrıları, halsizlik, bitkinlik, titreme, baş ağrısı ve kuru öksürük gibi belirtiler ile başlayan bir infeksiyon hastalığı olduğunu söyledi.
Çom, hastaları mutlaka 3-7 gün yatağa mahkum eden gribin özellikle çocuklarda, yaşlılarda ve kalp hastalığı, akciğer hastalığı, böbrek hastalığı, şeker hastalığı gibi kronik hastalığı olan kişilerde çok daha ağır seyrettiğini ve ölüme kadar varabilen ciddi sonuçlara yol açtığını ifade etti.
Bu kadar ciddi tablolara yol açabilen gribin halk arasında çok sık olarak soğuk algınlığı ile karıştırıldığına işaret eden Çom, “Soğuk algınlığı ateş yükselmeden, hafif kırgınlık, burun akıntısı, hapşırma gibi belirtiler ile kendini gösteren, halsizliğe yol açmadığı için yatak istirahatı gerektirmeyen bir hastalıktır ve grip ile kesinlikle karıştırılmamalıdır” dedi.
-ASTIM HASTALIĞI VE HIV ENFEKSİYONU TAŞIYANLAR AŞILANMALI-
Korunmada en önemli aracın aşılama olduğunu kaydeden Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü Çom şunları söyledi:
“Grip aşısı grip salgını olmadan önce yapılması gereken bir aşıdır. Altı aydan küçük çocuklara yapılması önerilmeyen grip aşısı, grip hastalığının şiddetli veya ölümcül seyretme olanağı olanlar ve bu kişilerle sık sık teması olanlara önerilmektedir. Aşılanması önerilen gruplar ise, 65 yaşından büyükler, astım ve diğer kronik solunum sistemi hastalığı olanlar, kronik metabolik hastalığı olanlar, hemoglobinopatisi olanlar, uzun süreli aspirin tedavisi alan bebek ve çocuklar, İmmünosupresif tedavi alanlar, HIV infeksiyonu olanlardır. Yüksek riskli kişilere grip hastalığını taşıyacak ya da bulaştıracaklara da aşı yapılması önerilmektedir. Bunlar sağlık personeli, kronik hastalık bakım üniteleri veya yaşlı bakım evlerinde çalışanlar ile evinde yüksek riskli kişi olanlar şeklinde sıralanabilir.
-“YAPILMASINI ÖNERİYORUZ ANCAK MUTLAKA YAPILMALI DA DEMİYORUZ”
Grip aşısının herhangibir faydasının olmadığı sadece ticari amaçlarla ortaya çıkarıldığı eleştirilerini de değerlendiren Çom, “Bakanlık olarak iki uç olarak yaklaşmıyoruz. Yapılsın ya da yapılmasın demiyoruz. Yapılmasını öneriyoruz ancak kesinlikle yapılmalıdır da demiyoruz” diye konuştu. Bazı kişilerinse grip aşısı olmamaları gerektiğini ifade eden Çom, “Bunlar 6 aydan küçük bebekler, yumurtaya karşı anaflaktik tarzda alerjisi olanlar yani yumurta yediğinde alerjik şoka girenler ile hamileliğin ilk 3 ayı içinde olanlar”dedi.
-AŞI EN GEÇ KASIM AYINDA YAPILMIŞ OLMALI-
Aşı grip mevsimi başlamadan önce uygulanması gerektiğini bildiren Çom, “Aşı uygulandıktan sonra yaklaşık 2 hafta içinde koruyucu antikor düzeyi oluşmaktadır. Eylül-Ekim, en geç Kasım ayında aşı yapılmış olmalıdır” dedi. Aşının içeriğinde DSÖ tarafından ilan edilen 3 tip grip virüsüne karşı koruyuculuğun söz konusu olduğunu ve grip aşısının soğuk algınlığından korumadığı gerçeğinin ise unutulmaması gerektiğini belirten Çom şunları söyledi:
“Aşı tek doz olarak uygulanır. 8 yaş ve daha küçük çocuklar eğer ilk kez aşılanıyorlarsa, tam etkinin oluşması için en az bir ay ara ile iki doz aşı uygulanmalıdır. Yan etki olarak 1-2 gün süreyle aşı yerinde ağrı ve hassasiyet, ateş, halsizlik, baş ağrısı ve kas ağrıları görülebilir. Yumurta proteinlerine alerjisi olan, akut ateşli hastalığı bulunan kişilere grip aşısı yapılmamalıdır. Muhtemel bir grip salgınına karşı ise yapılması gerekenleri ise şöyle sıralayabiliriz:
-Toplumun kişisel hijyen konusunda bilgilendirilmesi ve eğitilmesi gerekir. Özellikle ağız ve buran akıntılarının bulaştığı ellerin temizlenmesi ve öksürüp aksırırken ağız ve burunuın damlacıklar çevreye sıçramayacak şekilde kapatılması hastalığın bulaşmasını önleyecektir.
-Unutmayalım gripten korunmada en etkili yöntemlerden biri el yıkamadır.
-Doğru ve dengeli beslenme vücut direncini arttırarak gripten korunmada yardımcı olur.”