Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, "Erozyon en önemli çevre sorunlarından biri, toprak kaybının en büyük etkeni ve çok önemli bir ekolojik sorundur. Bunun için erozyonla mücadele tüm boyutlarıyla ele alınmalı, herkes bu mücadeleye sahip çıkarak üzerine düşeni yapmalıdır" dedi.
Erozyan Haftası dolayısıyla açıklamalarda bulunan Bayraktar, iklim, topografya, toprak özellikleri, bitki örtüsü ve insan faktörünün erozyon oluşumuna etki eden nedenler olduğunu ve ancak insan faaliyetlerinin etkisinin erozyonu doğanın karşılayamayacağı oranda artırabildiğini ifade etti.
Türkiye topraklarının yaklaşık yüzde 90'ında erozyon görüldüğünü vurgulayan Bayraktar, toprak kaybının yoğun olarak yaşandığı alanların başında tarım alanlarının geldiğini ve tarım alanlarının yüzde 59'unda, meraların yüzde 64'ünde, orman arazilerinin ise yüzde 54'ünde erozyon olduğunu söyledi.
Dünyada erozyon sebebiyle çölleşme tehlikesi olan 110 ülke bulunduğuna dikkat çeken Bayraktar, "BM Çevre Programı tarafından yapılan hesaplamalara göre, dünyada çölleşme ve erozyonun önüne geçebilmek için yılda 42 milyar dolar harcanması gerekmektedir. Yaşanan erozyonun sebeplerinin başında arazilerin kabiliyetlerine uygun kullanılmaması, meraların aşırı otlatılması, eğimli arazilerin önlem alınmadan işlenmesi, ormanların tahribi gibi konular gelmektedir. Erozyon sonucunda toprağın verimli üst tabakası yok olmakta, faydalı toprak katmanını kaybeden arazilerde çölleşme başlamaktadır. Her yıl erozyonla kaybedilen 500 milyon tona yakın verimli toprakla birlikte büyük miktarlarda bitki besin maddesi de yitirilmektedir. Erozyonun etkisi sebebiyle kaybedilen verimli topraklar tarımsal üretim kapasitesinin düşmesine sebep olmaktadır" dedi.
Erozyon nedeniyle kaybedilen toprağın her yıl yaklaşık 50 milyar metreküp yağışın depolanamadığı anlamına geldiğini hatırlatan Bayraktar, "Üst toprak kaybedildiğinde azalan verimi telafi etmek için daha fazla gübre kullanmak ve toprağın su tutma kapasitesi azaldığı için daha fazla sulama yapmak gerekmekte, bu sebeplerden dolayı üretim maliyetleri artmaktadır. Erozyon sonucunda barajlarda biriken toprak kullanılabilir baraj rezervuar hacminde önemli kayıplara neden olmakta, barajların ekonomik ömrünü kısaltmaktadır. Yapılan çalışmalar Türkiye'de akarsularla birlikte alandan taşınan toprağın ABD'den 6, Avrupa'dan 17 ve Afrika'dan 22 kat daha fazla olduğunu göstermektedir. Topraklarının büyük bir kısmı çölleşme ve erozyon tehdidi altında bulunan ülkemizde ağaçlandırma ve erozyon kontrolü çalışmalarının önemi büyüktür. İnsanlarımızın erozyonla mücadele konusunda daha fazla duyarlı ve bilinçli olabilmesi için kamu ve özel kuruluşların konuya gereken hassasiyeti göstermeleri son derece önemlidir. Erozyon açlık, yoksulluk ve göç başta olmak üzere ekonomik, toplumsal ve kültürel birçok problemi de beraberinde getirmektedir. Bu bakımdan erozyonla mücadele konusu tüm boyutlarıyla ele alınmalı, herkes bu mücadeleye sahip çıkmalı ve üzerine düşeni yapmalıdır" şeklinde konuştu