Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü'ne layık görülen Yaşar Kemal, Prof. Dr. Alaeddin Yavaşça ve Turgut Cansever'e övgüler yağdırarak, "Üç değerli kültür adamımız onyıllar boyunca kendi alanlarında sanatın asaletinden, insani değerlerin yüceliğinden hiçbir taviz vermeksizin, en güzel ve özgün eserleri Türkiye'ye ve dünyaya armağan ettiler. Dehalarıyla mimarimizi, edebiyatımızı ve müziğimizi en yüksek noktalara taşıdılar. Kültürel yozlaşma eğilimlerine karşı direniş göstermeyi başardılar. Kültür mirasımızı dünden bugüne taşıdılar. Bugünden de yarına taşıyacaklar" dedi.
Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü, Çankaya Köşkü'nde düzenlenen bir törenle edebiyat dalında Yaşar Kemal, müzik dalında Prof. Dr. Alaeddin Yavaşça, mimari dalında ise Turgut Cansever'e takdim edildi.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve eşi Hayrunnisa Gül'ün ev sahipliği yaptığı törene Başbakan Erdoğan, Devlet Bakanı Mehmet Aydın, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Danıştay Başkanı Mustafa Birden, YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan, ÖDP Genel Başkanı Ufuk Uras, ünlü yazarlar Adalet Ağaoğlu ve Hıfzı Topuz, şair Hilmi Yavuz, tiyatro sanatçıları Ayten Gökçer ve Tekin Akmansoy, Türk Sanat Müziği sanatçıları Mustafa Sağyaşar ve Zekai Tunca, Türk Halk Müziği sanatçısı Ali Rıza Binboğa da katıldı. Basın yayın kuruluşlarının temsilcilerinin de davet edildiği törene, İhlas Haber Ajansı (İHA) Genel Müdürü Fevzi Kahraman ve İHA Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar da katıldı.
YAŞAR KEMAL, ALKIŞLARLA KARŞILANDI
Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü'ne edebiyat dalında layık görülen Yaşar Kemal, törene eşi Ayşe Semiha Baban ile birlikte geldi. Yaşar Kemal'e salona gelişinde Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Mustafa İsen eşlik etti. Davetliler tarafından ayakta alkışlanan Yaşar Kemal, protokolde kendisi için ayrılan yere geçmeden önce kendisini alkışlayanlara el salladı. Sağlık sorunları nedeniyle törene katılmayan Turgut Cansever'i törende eşi Nilüfer Cansever ve kızı Feyza Cansever temsil etti. Müzik dalında Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü'ne layık görülen Prof. Dr. Alaattin Yavaşça ise törene eşi Ayten Yavaşça ile birlikte geldi.
CUMHURBAŞKANI GÜL'ÜN KONUŞMASI
Törende bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Gül, görev dönemimdeki ilk Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri töreni olduğunu belirterek, bu yılki ödüllerin üç seçkin kültür ve sanat adamına verildiğini söyledi. Turgut Cansever, Yaşar Kemal ve Alaeddin Yavaşça'yı tebrik eden Gül, "Sayın Yaşar Kemal ve Sayın Alaeddin Yavaşça'yı bugün aramızda görmekten büyük mutluluk duyduğumu ifade etmek isterim. Sayın Turgut Cansever, sağlık durumu nedeniyle maalesef bugün aramızda değil. Kendisini muhterem eşi ve kızı temsil ediyorlar. Sayın Cansever'e hepimiz adına acil şifalar diliyorum" dedi.
Gül, bugünkü törenin, üç değerli kültür adamının neredeyse asırlık emeklerinin ve artistik yaratıcılıklarının toplamına, aydın olarak özgür ve bağımsız duruşlarına ve toplumsal sorumluluk bilinciyle oynadıkları rollere devlet ve toplum olarak duyulan saygıyı ifade ettiğini vurguladı. Gül, "Gerçekten de sayın Cansever, sayın Yaşar Kemal ve sayın Yavaşça, onyıllar boyunca kendi alanlarında sanatın asaletinden, insani değerlerin yüceliğinden hiçbir taviz vermeksizin, en güzel ve özgün eserleri Türkiye'ye ve dünyaya armağan ettiler. Dehalarıyla mimarimizi, edebiyatımızı ve müziğimizi en yüksek noktalara taşıdılar. Kültür hayatımızı zenginleştirenlerin ve düzeyini yükseltenlerin başında geldiler. Bir yandan da, kültürel yozlaşma eğilimlerine karşı direniş göstermeyi başardılar. Kültür mirasımızı dünden bugüne taşıdılar. Bugünden de yarına taşıyacaklar" diye konuştu.
'YAŞAR KEMAL, HALKÇI ÖZÜNÜ HİÇBİR ZAMAN YİTİRMEDİ'
Cumhurbaşkanı Gül, ödül gerekçelerinde de ifade edildiği gibi Cansever'in eşsiz yapılarıyla antik çağlardan Selçuklu ve Osmanlı şaheserlerine uzanan insan odaklı Anadolu İslam mimarisi geleneğini ve formlarını, şehircilik anlayışını çağdaş ve yaratıcı biçimde dönüştürerek sunduğunu söyledi.
Yaşar Kemal'in Homeros'tan Dede Korkut'a, Kürt destanlarından Yunus Emre ve Karacaoğlan'a, Evliya Çelebi'den Sait Faik'e uzanan son derece zengin edebi gelenekleri kendi evrensel ve anıtsal eserlerine dönüştürdüğünü ifade eden Gül, "Bunu, insancıl ve halkçı özünü hiçbir zaman yitirmeksizin başardı. İnsani ve kültürel değerler kadar, tabiatın da tahrip edilmesine karşı duran çağdaş bir tavır sergiledi" şeklinde konuştu. Yavaşça'nın, Anadolu'nun bin yıllık çeşitli müzik geleneklerini araştırdığını, en ince ve saf biçimleriyle günümüzün süzgecinden geçirerek yeniden yarattığını dile getiren Cumhurbaşkanı Gül, böylece, kendi sentezini meydana getirdiğini ve yorumladığını kaydetti.
Gül, Yavaşça'nın yüzlerce öğrenci ve müziksever yetiştirerek de müzik hayatına eşsiz katkılarda bulunduğunu ifade etti.
'DEVLETİMİZ VE HÜKÜMET SANATA DUYARLI'
"Her birine ayrı ayrı şükran borçluyuz" diyen Cumhurbaşkanı Gül, şunları söyledi:
"Üç kültür adamımızmtörene katılmayan Turgut Cansever'i törende eşi Nilın, uzun sanat yaşamları boyunca, şu veya bu şekilde uğramış olabildikleri anlayışsızlık, ilgisizlik, vefasızlık veya haksızlıklar nedeniyle zaman zaman üzülmüş olabilirler. Bu davranışlar, sayın Cansever için yarattığı bazı eserlerin bakımsız kalması, şehircilik ve mimaride özensiz ve kişiliksiz bazı uygulamaların hakim olması, sayın Yaşar Kemal bakımından, gençliğinde bazı elyazmalarının el konularak yok olması ve evrensel ve toplumsal barış ile ilgili olarak yapmış olduğu çağrı ve uyarıların zamanında ve yeterince dikkate alınmamış olması veya kitaplarının korsan baskılarının önüne geçilememesi, sayın Yavaşça için ise, müziğimizin yozlaştırılması veya telif haklarına riayet edilmemesi biçiminde ortaya çıkmış olabilir. Herşeye rağmen, bugün başta hükümet olmak üzere, devletimizin kurumlarında ve özel sektör dahil vatandaşlarımızda kültür ve sanata karşı giderek daha ilgili, daha duyarlı, daha saygılı bir yaklaşımın gelişmekte olduğunu memnuniyetle görüyoruz. Bunun sonucu olarak, kültür hayatımızda canlılık ve çeşitlilik artmaktadır. Sanat-kültür ortamı artık daha özgür ve daha demokratik bir hale gelmiştir. Bunun sonucunda kültürümüzün evrensel erişimi de artmaktadır."
Cumhurbaşkanı olarak, kültür ve sanat faaliyetlerine şahsen destek olmaya kararlı olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Gül, Frankfurt Kitap Fuarı'nın açılışına bizzat
katıldığını, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası binasının restorasyonunun hızla tamamlanmasına öncelik verdiğini hatırlattı. Devlet ve özel müzelerin faaliyetlerini izlemeye ve bunlara katılmaya özen gösterdiğini dile getiren Gül, sanatçı ve yazarlarla güzel bir diyalog içinde bulunmaktan mutluluk duyduğunu ve bundan yararlandığını söyledi.