Tarihi, Hititlere kadar giden Beypazarı, zamanında İstanbul'u Bağdat'a bağlayan en önemli ticaret duraklarından biriymiş. Şimdilerde restore edilmiş evleri, kendine has mutfağı ve müzeleriyle kısa bir tatil isteyenleri bekliyor..
Binlerce yıllık bir geçmişe sahip olan Beypazarı, tarihi İpek Yolu üzerinde yer alıyor. Ankara'ya bağlı bu ilçede son birkaç yıldır turizm iyice canlanmış durumda. Restore edilmiş evleri, yöresel yemeler yapan restoranları ve rengârenk çarşısıyla özellikle hafta sonu tatili yapmak isteyenleri kendine çekiyor. Beypazarı'nın ilk dikkat çeken özelliği, mimarisi. Genellikle üç katlı olan Beypazarı evleri, zemin katları taş, üst katları kerpiç şeklinde yapılıyor. Üzeri ahşap kaplama olanlar da oldukça fazla. Bugün Beypazarı'nda karakteristik özelliklere sahip 3 bin 500 ev var. Bunların önemli bir kısmının restorasyonu tamamlanmış durumda. Beypazarı tarihi bir ilçe olduğu için pek çok müzesi var. Beypazarı Kültür ve Tarih Müzesi, Hafız Mehmet Nurettin Karaoğuz tarafından bağışlanan 150 yıllık bir konakta yer alıyor. Burada, Roma, Bizans ve Osmanlı dönemlerinden kalan, Beypazarı'nda bulunmuş tarihi eserler sergileniyor. Bu müze klasik bir Beypazarı evi şeklinde döşendiği için, kendinizi zaman içinde yolculuk yapmış gibi de hissedebilirsiniz. Bu müzenin karşısında Doğa Derneği'nin merkezi yer alıyor. Bu mekânda, sadece Beypazarı yöresinde yetişen bitkilerden, orada yaşayan canlılara kadar pek çok konu hakkında bilgi alabilirsiniz. Bir diğer müze, Abbaszade ailesinin 19. yüzyılda yapımına başladığı iki konaktan biri olan Adalet Evi ve Müzesi. Aynı ailenin diğer konağında ise Yaşayan Kültür Müzesi yer alıyor. Burada tarihi eşyaların yanı sıra yörenin özel kıyafeti Bindallı örnekleri de sergileniyor. Beypazarı'nın bir diğer tarihi yapısı olan Taş Mektep, 19. yüzyılın ortalarında inşa edilmiş. Osmanlı mimarisinin en güzel örneklerinden biri. Zaten 1976'da koruma altına alınmış. Burası şimdilerde yöresel yemeklerin sunulduğu bir restoran olarak hizmet veriyor. Son olarak, biraz yürümek için zamanınız varsa, Beypazarı'nı kuşbakışı izleyebileceğiniz Hıdırlık Tepesi'ne çıkmayı unutmayın.
Beypazarı'nda gümüşçülük de gelişmiş durumda. Özellikle gümüş işlemeciliği (telkari) oldukça yaygın. Telkaride tel ne kadar ince olursa, takının değeri o kadar artıyor. Bunun yanı sıra Beypazarı'nda pek çok el sanatı örnekleri de yapılıyor. Dokumacılık, ipekli el dokumacılığı, semercilik, demircilik, dövme bakırcılık gibi...
Ankara'dan Beypazarı'na ulaşım için; Etlik Otobüs Terminali'nden saat başı, Akköprü Anka-Mall'dan yarım saat arayla otobüs ve minibüsler hareket ediyor. Kendi aracıyla gitmek isteyenler ise Ankara-İstanbul yolu üzerinde bulunan Sincan-Yenikent yol ayrımından devam ederek, Yenikent istikametinden Ayaş-Beypazarı yoluna çıkabilir. Beypazarı, Ankara'dan 100 km., İstanbul'dan 320 km. uzaklıkta. Burada belediye isteyenlere ücretsiz rehberlik hizmeti veriyor.
Akşemseddin Otel Tel: (0312) 763 01 12
* Selam Otel Tel: (0312) 762 39 89
* İpekyolu Konağı Tel: (0312) 762 27 22
* Hacı Bostan Konağı Tel: (0312) 763 08 37
* Cırcırların Konağı Tel: (0312) 763 30 01
* Beyzade Nuri Efendi Konağı Tel: (0312) 763 23 90
* Omar Ağa Konağı Tel: (0312) 763 37 36
* Çınar Konağı-Pansiyon Tel: (0312) 762 42 49
Ünlü lezzetleri
Mimarisinin yanı sıra, Beypazarı'nın simgesi haline gelen lezzetleri de var. Bunlardan biri kurusu. Un, süt ve tereyağından yapılan Beypazarı kurusunun en önemli özelliği, bir yıl boyunca muhafaza edilebilmesi. Bunun yanı sıra sokaklarında havuç suyu satanlar da dikkatinizi çekecektir. Türkiye'nin havuç ihtiyacının yüzde 60'ı Beypazarı'ndan sağlanıyor. Beypazarı sodası da havucu kadar ünlü. 1957'de açılan işletmenin ürettiği Beypazarı Sodaları, ülke çapında satılıyor.