Yozgat Devlet Hastanesi'nde görevli kardiyoloji uzmanı Dr. Evren Destegül, kalp hastalıklarının temelinde sigara ve beslenme bozukluğunun yattığını söyledi.
Yozgat Devlet Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Dr. Destegül, kalp hastalıklarının en temel sebeplerinin başında sigara, yüksek tansiyon, şeker hastalığı ve genetik faktörler geldiğini belirterek, "Yüksek tansiyon ve şeker hastalığının temelinde de beslenme bozukluğu yatmaktadır. Sigara kullanmayan veya yüksek tansiyon ve diyabete sahip olmayan hastalar da kalp krizi geçirebilir. Bunlarda da genetik faktörler ön plandadır, biz buna aileden gelen kötü genetik miras diyoruz" diye konuştu.
Doymuş yağ oranı düşük, doymamış yağ oranı yüksek olan gıdalarla beslenen kişilerde kolesterolün yüksek ve buna bağlı olarak kalp krizi geçirme riskinin daha fazla olduğunu hatırlatan Dr. Destegül, "Tereyağı, iç yağ ve katı yağların doymuş yağ oranı düşüktür, bunlarla beslenen kişilerde kolesterol yüksekliği ve kalp damarlarının tıkanıklığı daha fazla görülmektedir. Bu nedenle biz düzenli beslenmeye büyük önem veriyoruz. Zeytinyağı kullanmalarını, özellikle oda sıcaklığında katı olamayan yağları yemelerini istiyoruz. Bütün yağların kalorisi aynıdır. Tereyağının da zeytin yağının da kalorisi aynıdır. Bu nedenle yağ tüketimi arttıkça kilo olarak dönecektir. Meyve, sebze ve balık tüketmelerini istiyoruz" dedi.
Bazen basında; sahada ölen sporculara, küçük yaşta ölen çocuklara, 'Kalp krizi geçirerek yaşamını yitirdi' diye haberlerin yer aldığına dikkat çeken Dr. Destegül, "Bu olaylar için kalp krizi demek geniş bir tabirdir, buna kardiyolojide ani kardiyo ölümü deniyor. Bu ani kardiyo ölümleri çeşitli hastalıklara bağlı oluşuyor. Mesela futbolcularda genellikle doğuştan kalp kaslarının kalınlaşmasına bağlı olarak gelişen bir hastalık olabilir. Buna bağlı olarak da kalp ritim bozukluklarından hastalar ölmektedir.Yani genç yaşta ve küçük yaşta ölen çocuklarda genelde doğuştan gelen kalp ritim bozukluğundan veya kalp kası hastalıklarına bağlı ritim bozukluklarından ölümler olabilir. Ani kardiyo ölümü ile sonuçlanan bu hastalıklarda bir belirti yoktur ancak EKG ile öğrenilebilir. Çarpıntı, nefes darlığı, baş dönmesi gibi şikayetler de bir kalp hastalığının habercisi olabilir. Ancak basında küçük yaşta çocukların kalp krizi geçirdiği haberlerinin yayınlandığı dönemlerde, bizim de çocuk hasta sayımız artıyor. O dönemlerde genelde çocuklar 'Göğsüm ağrıyor, bende kalp krizi riski var mı?' diye hastaneye geliyor" dedi.
Spor yapmak ve egzersizlerin kalp krizini önlemede yararlı olduğunu ifade eden Dr. Destegül, "Spor ve egzersizler, en başta kalbin iş yükünü azaltır. Biz hastalarımıza aşırı oksijen tüketmeden, nefes nefese kalmadan egzersiz yapmasını öneriyoruz. Biz buna tavsiye olarak günde 20 dakika ile başlıyoruz daha sonra bunu yavaş yavaş artırarak 40 dakikaya kadar çıkarıyoruz. Haftada en az 5 gün bu egzersizleri yapmalarını öneriyoruz. Ancak yürüyüş ve egzersizler aşırı soğuk havada ve yemek yedikten sonra yapılmamalı. Ayrıca, kişinin ailesinde ani ölen hastalar varsa veya ağır sporlar yapmayı düşünenler varsa önce bir kalp doktoruna görünmeli" açıklamasını yaptı.
Yozgat'ta kalp rahatsızlığının yüksek olduğuna değinen kardiyoloji uzmanı Dr. Evren Destegül, "Araştırmalarımız, Yozgat'taki kalp rahatsızlığı sebeplerinin başında beslenme bozuklukları ve sigaranın geldiğini ortaya koydu. Yozgat genelinde en fazla kalp hastasının geldiği ilçe ise Yerköy. Burada kırmızı et tüketiminin fazla olduğunu görüyoruz, özellikle çok yağlı koyun eti tüketiliyor" şeklinde konuştu.