Gerede Genel Görünüm |
Batı Karadeniz Bölgesi'nde, Bolu İli'ne bağlı bir ilçe olan Gerede'nin, doğu ve kuzeydoğusunda Çankırı, doğu-güneydoğu ve güneyinde Ankara, güneybatısında Kıbrıscık, batısında Bolu Merkez, kuzeyinde de Mengen ilçeleri bulunmaktadır.
Bolu İli'nin doğu kesimindeki dağlık yörede yer alan Gerede'nin kuzeyinde Arkut Dağı ve buradaki Naldöken Doruğu (1.911 m.) ilçenin en yüksek noktasıdır. Arkut Dağı'nın 1.250-1.500 m. yüksekliğinde yaylalar bulunmaktadır. Güney kesimini kaplayan Köroğlu Dağları üzerinde Haşat, Zobran ve Dörtdivan yaylaları yer almaktadır.
Gerede'nin en önemli akarsuyu Köroğlu dağlarının kuzey yamaçlarından doğan, Filyos Çayı'nı oluşturan Gerede Çayı'dır. Bu çay, Gerede Ovasını sulamaktadır. Ayrıca bu ovanın batısında da Çağa Gölü bulunmaktadır. Arazi yapısı iyice oturmayan ve deprem kuşağı içinde bulunan Gerede ile ilgili deprem bilgisi, İlk çağda tarihi Bithnia antik kentininden arta kalanları yok eden büyük deprem ve 1944 yılında olan Gerede depremi olarak bilinmektedir. 1999 depremi de Gerede'ye büyük zarar vermiştir.
Rumşah Göleti |
İl merkezine uzaklığı 52 km., Ankara'ya uzaklığı ise 137 km.'dir. Yüzölçümü 1.255 km2 olup, 2000 Yılı genel Nüfus Sayım sonuçlarına göre; toplam nüfusu 41.391'dir.
İlçenin ekonomisi tarım, ormancılık ve hayvancılığa dayalıdır. Gerede Ovasının büyük bir kısmında buğday ekilir. Ayrıca patates, arpa, elma ve armut yetiştirilir. İlçenin dağları kesif bir orman örtüsü ile kaplıdır. Burada gürgen, kayın ve karaçam bulunmakta olup, Yeniçağa ve Dörtdivan'da orman ürünlerini işleyen atölyeler bulunmaktadır. Bir bölümü hayvancılıkla uğraşan halk, koyun ve tiftik keçisi yetiştirir. Bu yüzden de süt inekçiliği de sürekli gelişmektedir. Montofon orkı ineklerin yetiştirildiği ilçede, kümes hayvancılığı da ileri bir düzeydedir.
İlçe topraklarında tuğla ve kiremitin hammaddesi olan kireçtaşı ve kaolin yatakları bulunmaktadır.
Gerede adının ilkçağlarda kullanılan “Kratia”dan türediği bilinmektedir.Tarih içersinde Flaviopolis, Geredia, Kratya, Gerdiboli, Gerdüpeboli, Gerdepeboli, Gerede isimleri ile anılmıştır.
Keçi Kale |
Gerede'nin kuruluşu Bithynialılar dönemine uzanmaktadır. Antik Çağda Krateia ismi ile tanınan Gerede, 1440 m. yükseklikteki Esentepe’nin güney yamacı üst bölümünde, 1310 m. yükseklikte kurulmuştur. MÖ.65’te, Romalı komutan Pompeius, Pontus Kralı VI.Mithridates’in yenilmesi üzerine ondan alınan Paphlagonia yöresi Romalıların eline geçmiştir. Bundan sonra Bithynia İline katılan Gerede yöresi Bithynia-Pontus'un 11 kentinden biri sayılmıştır. Kent, İmparator Titus döneminde (MS.69-79) yeniden geliştirilmiş ve Flavius’un onuruna, Flaviopolis adını almıştır. Ancak bu isim benimsenmeyerek daha sonra değiştirilmiştir. Yörede sırasıyla Bitinyalılar, Frigyalılar, Lidyalılar, İranlılar, Makedonyalılar, Romalılar ve Bizanslılar egemenliklerini sürdürmüşlerdir. Roma imparatoru 1.Theodosisus Bithynia ve Paphlagonia’nın bir bölümünü ele geçirdiğinde burada “Honorias Eyaleti” ni kurduktan sonra Flaviopolis Honorias, yörenin önemli kentlerinden biri olmuştur. Bizans İmparatorluğu zamanında Gerede, İstanbul Patrikhanesine bağlı bir Piskoposluk merkezi idi.
Malazgirt Savaşı'ndan sonra (1071) Oğuzların Kayı aşireti Uç Beyi olarak buraya yerleşmiştir. I.Alaeddin Keykubat döneminde Anadolu Selçuklu devletinin önemli bir eyaleti idi. Ankara Savaşı'ndan sonra bir süre İlhanlıların yönetiminde kalmış, Yıldırım Beyazıt Kastamonu’ya ilerlerken Gerede’yi Osmanlı topraklarına katmıştır (1395). O devirde Yıldırım Beyazıt tarafından Gerede’ye bir cami, bir hamam ve iki medrese yaptırılmıştır. 1692 yılında Gerede, Bolu Sancağına bağlı subaşılık haline getirilmiştir.1812 yılında 19 kazanın birleştirilmesiyle Bolu-Safranbolu birleştirilerek mutasarrıflık olmuş ve Gerede de bu yönetim içinde kaza merkezi olarak yer almıştır. Gerede'nin 1864-1870 yılları arasında nahiye olarak salnamelerde ismi geçer. 1870 yılında Bolu Sancağına bağlı kurulan 5 kazadan biri de Gerede’dir.
İbn-i Batuta Seyahatnamesinde Gerede’yi şöyle anlatır: ”Burası bir yayla eteğinde güzel ve büyük bir şehirdir. Çarşı ve caddeleri geniştir. Dünyanın en soğuk yerlerinden biridir. Ayrı ayrı mahallelere bölünmüş olup, her mahalle halkı kendi aralarında yaşar, öteki mahallelerle bir yakınlık kurmaya çalışmaz.”
Kiliseli Han |
Evliya Çelebi XVII.Yüzyılda Gerede’den geçmiş ve buradan söz etmiştir: “Gerede, Bolu sancağı hakinde subaşılıktır. 150 akçelik kazadur. Yeniçeri serdarı vardır. Şehir bir vasi ova içinde olup 100 adet tahta ve kiremit örtülü tarzı kaim hanesi vardır. 9 mahallesi, 10 mihrabı var. Çarşı içindeki cami güzeldir. 3 tekke, 1 hamam,3 han, 200 dükkan, 7 kahvehanesi vardır. Cümle esnafından ziyade debbağ ve bıçakçısı vardır. Gerede göni ve sathiyanı meşhurdur. Abu havası latif yayla yerdir. Ahalisi gayet tendürüttür. Halkı ekseriya softa ve talebedir. Soğuğu pek çoktur. Efvah-ı nasta soğuk anılsa; Erzurum soğuğu beni Geredede bulun demiş, deyu darbumesel söylerler. Halkı zinde, mücessem, seci Türk taifesidir. 4 çevresi, cenubu Kenkırı şehrine varıncaya kadar mamur nahiyelerdir. 40-50 bin Etrak taifesi vardır.”
XIX.yüzyılın sonlarında Kastamonu vilayetinin Bolu sancağına bağlı bir kaza merkezi durumundaydı. Yunanlıların İzmir'i işgalinden sonra ilk direniş örgütü Gerede'de kurulmuştur. Ancak istanbul Hükümetinin bu direnişi kırmak amacıyla kışkırtıcı çalışmaları sonucunda 21 Nisan 1920'de yörede başlayan Düzce isyanı Gerede'ye de sıçramıştır. Bu ayaklanmalar 23 Eylül 1920'ye sürmüştür. Bu tarihten sonra Kuvayy-i Milliye yörede düzeni sağlamıştır. Cumhuriyetin ilanıyla birlikte Bolu ilinin bir ilçesi olmuştur.
İlçede günümüze gelebilen tarihi eserler şunlardır: Yukarı Tekke Camisi, Ümmi Sinan Türbesi, Abdullah Efendi Türbesi, Aşağı Tekke Türbesi, Aşağı Hamam, Yıldırım Hamamı, Kiliseli Han (Tüccar Hanı), Keçi Kalesi, Yağbaşlar Kalesi.
Kenthaber Kültür Kurulu