Tokat Meydan Mahallesi’nde, Emniyet Müdürlüğü’nün arkasında, Gazi Osman Paşa Lisesi’nin yanında bulunan bu zaviyenin giriş kapısı üzerindeki kitabesinden öğrenildiğine göre; Sultan II. Gıyaseddin Mesud zamanında, Selçuklu döneminde yaptırılmıştır. Osmanlı döneminde de dergâh ve türbe olarak kullanılmıştır.
Kitabe:
“Kâl Allahu tebâreke ve teâlâ selâmun âleykum tıptüm Fethullaha hâlidin ve kal el-Nebi aleyh’is selâm izâmete ibni âdem
İnkatâ’a amlahu ilâ’am sâlisin veledi Salih yed’uluhu ev ilmi yentefiu bihu ev sadakatu cariyetun Emere bi imâreti haza el-bukât Aş-şerifeti el-müsema.
Dârül-ilmi ve’l ameli fi eyyam devlet is-Sultan el-azâm Gıyas el dünya ve el-din Ebu’l-feth Mes’ud bin Keykavus Halle de Allahu Mülkâhu ve eyyame devletu Meliket el-mu’zzamad hamided’ül-havakin.
Azamet el-dünya ve el-din Selçuki huvând binti Kılıarslan eyyadel lahe devlet eha el-Ab du el-zaif el-muhtaç ilâ rahmeti lahi Halef bin Süleyman tekabel Allahu minhu fi seneti ahade ve tis’in ve sittemie.”
Bu kitabeden de anlaşılacağı üzere Halef Sultan Zaviyesi 1291-1292 yıllarında II.Gıyaseddin Mesud ve Selçuki Havand tarafından mimar Halef bin Süleyman’a yaptırılmıştır.
Moloz taştan, dış cephe köşeleri kesme taştan, kareye yakın dikdörtgen planlı yapılan zaviye mescit, türbe ve derviş hücrelerinden meydana gelmiştir. Bu bölümlerin üzerini örten kubbeler tuğla ile örülmüştür. Giriş kapısından iki kubbeli odaya geçilmektedir. Albert Gabriel bunlardan büyük olanının toplantı odası, diğerinin de dervişlere ait olduğunu ileri sürmüştür.
Zaviyenin güney ve doğu cephelerindeki giriş kapıları dışarıya doğru çıkıntılıdır. Bu çıkıntılar aynı zamanda mekânları genişletmek için uygulanmıştır. İlk yapım planını günümüze kadar koruyan zaviyenin batı cephesinin kuzeyinde kırmızı ve beyaz renkli taşlardan yapılmış bir taç kapı daha bulunmaktadır. Zaviyenin asıl giriş kapısı yuvarlak kemerli ve iki renkli yedi taş bloğunun birbirine geçmesi ile oluşturulmuştur.
Zaviyenin batı cephesinde ikisi büyük biri küçük üç penceresi bulunmaktadır. Bu pencerelerden biri mescide, ikisi de türbeye açılmaktadır. Mescide açılan pencerenin üzeri sivri kemerlidir. Bu kemerin üzerine Selçuklu sülüsü ile bir Ayeti Kerime yazılmıştır:
“Kal Allahu tebâreke ve Teala ve İnne el-mesâcide
Lil-lahi fela ted’ü ama Allahü ahad.”
Türbeye penceresi de mescit penceresinin bir benzeridir. Üzerindeki mermer kitabeye Besmele ile Ayet’el Kürsi yazılmıştır.
Zaviyenin giriş kapısından sonra dikdörtgen bir giriş holü bulunmaktadır. Bu odadan dört ayrı odaya geçilmektedir. Bunlardan biri semahanedir. Giriş holünün güneyinde kare planlı mescit bulunmaktadır ve yanında da türbe vardır. Türbe mescitten daha büyük ölçüde olup, duvarları ve pencerelerinin dış yüzlerine Besmele ve Ayet’el Kürsi’ler yazılmıştır.
Zaviyenin semahanesi yapının en büyük mekânı olup, bütün yapıların merkezi konumundadır. Üzeri beşik tonoz ve buna bitişik kare bir mekân kubbelidir. Böylece iki mekânın birleştirilmesi ile geniş bir mekân elde edilmiştir.
Yapı 1949 yılında sel baskını sırasında harap olmuş ve uzun süre moloz ve toprak altında kalmıştır. Büyük kubbesi kısmen yıkılmış olup, portali iyi bir durumda günümüze gelebilmiştir.
Kenthaber Kültür Kurulu