Kalça çıkıklığının çocuklarda erken teşhis edildiği taktirde hemen tedavi edilebildiği, ancak fark edilmesi gecikirse ileride yürüme aksaklıklarına ve ciddi sakatlıklara yol açabileceği belirtildi.
Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Fatih Devlet Hastanesi Ortopedi Uzmanı Dr. İbrahim Şahin, yeni doğmuş bebeklerin doğumun hemen ardından doktor tarafından tepeden tırnağa kontrol edilmesinin yararlı olacağını ifade ederek kalça çıkıklığının aileye ilk gelen bebekte görülme olasılığı yüksek olduğunu söyledi. Ters gelen doğumlarda eklem yerlerine fazlaca baskı yapılması nedeniyle kalça çıkığı kolaylıkla oluşabildiğine dikkat çeken Dr. Şahin, "Kalça eklem yerlerinin kenarları leğen kemiği tarafından çepeçevre sarılmıştır. Bazı bebeklerde eklem yerlerindeki oyuklar, kalça kemiklerinin yerine oturabilmesi için oldukça dardır. Dolayısıyla bunlar tamamen yerlerinin dışına otururlar. Doğumdan hemen sonra doktor bebeğin bacaklarını her yönde hareket ettirerek ,eklem yerlerinin tam olarak yerine oturup oturmadığını kontrol eder. İçe doğru basan ayak, bir bacağın yürürken aksaması, kalça bölgesindeki derinin gerilmesi kalça çıkıklığının belirtileri arasındadır. Ancak yeni doğmuş bir bebeğin kemiklerinin tam olarak yerine oturmasını beklenemez. 6 ay sonra yapılacak ultrasonla, eklemlerin yerine tam olarak oturup oturmadığı anlaşılabilir" dedi.
"Erken farkına varılan kalça çıkığı kolaylıkla tedavi edilebilir" diyen Dr. Şahin, "Bunun nedeni doğumdan sonraki ilk aylarda eklem yerlerinin tam yerine oturmamışlığı ve oynak olmasıdır. Çocuk ayakta dikilmeye ve yürümeye başladıktan sonra kalça çıkıklığı varsa kemikler yanlış kaynamaya başlar. Bu daha sonraları yürürken içe doğru basmaya ve aksamaya neden olur. Tedavide çoğunlukla uygulanan yöntem, sargı yöntemidir. Çocuğun ayaklarından itibaren kalça kısmı özel bandajlarla sıkıca sarılır, bu arada ayakları ayrılarak kurbağa pozisyonu verilir. Bu bandaj sabittir ve çocuğun altını değiştirirken çıkarmaya gerek yoktur. 3 ay boyunca uygulanır. Eğer çocuğun kalçasında iki taraflı çıkık varsa ve çocuk 6 aydan büyükse alçıya alınır" diye konuştu.
Dr. İbrahim Şahin, kalça çıkığının küçük yaşta tedavi edilmediği taktirde, 30 yaşından sonra bel ağrıları, yürüme bozuklukları gibi rahatsızlıklara neden olabildiğini belirterek, "Omurganın statik dengesinin bozulmasıyla oluşan sırt ve bacak ağrıları gibi rahatsızlıklara neden olur. Kalça çıkıklığı bulunan kişilerde 20'li yaşların sonlarına doğru, kalça kemikleri tam yerine oturmadığı için kireçlenme olur. Bu durum yürümede aksamaya yol açar, zamanla bel ve sırt ağrıları artar. Doğuştan olan ve tedavi edilmeyen kalça çıkığı, kalça bölgesine enfeksiyon yerleşmesi, travmatik kaza sonucu kalça eklemlerinin zedelenmesiyle bu hastalık meydana gelir. Tedavisi ameliyat ile mümkündür. Ancak, ameliyat esnasında hastaya takılan kalça protezlerinin ömrünün kısa olması nedeniyle (10 yıl kadar kullanılabiliyor) 50 yaşından önce bu uygulamayı pek tavsiye etmiyoruz. Ne yazık ki 30 ile 50 yaş arasındaki dönemde ağrılar fizik tedavi ile azaltılmaya çalışılır" şeklinde konuştu.
İHA
Yayın Tarihi :
17 Aralık 2006 Pazar 14:30:53