22
Aralık
2024
Pazar
TRABZON

Kemal Kılıçdaroğlu Trabzon'da

KEMAL KILIÇDAROĞLU TRABZON'DA

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin Trabzon'un Of ilçesindeki kongresine katıldı. CHP Trabzon Milletvekili Akif Hamzaçebi ve beraberindekilerle birlikte Of ilçesinde esnaf ziyareti yapan Kılıçdaroğlu, toplantının yapılacağı salonun önünde halk oyunları ekibi tarafından karşılandı. Bir süre horon izleyen Kılıçdaroğlu, daha sonra belediye toplantı salonunda partisinin ilçe kongresine katıldı.

Kılıçdaroğlu, kongrede yaptığı konuşmada doğruları konuşmaktan hiçbir zaman kaçınmadığını belirterek hükümeti eleştirdi. Kılıçdaoğlu "Eğer bu coğrafyada bir tek çocuk yatağa aç giriyorsa tek sorumlusu başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve arkadaşlarıdır" dedi.

Türkiye'de siyaset denince akla hep yalan söyleyen kişilerin geldiğini kaydeden Kılıçdaroğlu, dini siyasete alet edenlerin kapı dışarı edilmesi gerektiğini belirterek

"İğneyi kendimize batıracağız. Doğruları konuşacağız. Siyasete girerken, 'Hiçbir yerde ve hiçbir ortamda doğruları söylemekten kaçınmayacağız' dedik. Milleti aldatmayacağız. Türkiye'de siyasetçi denilince akla yalan söyleyen adam geliyor. Tek ayak üzerinde 50 yalan söyleyen siyasetçiye artık güvenmemeliyiz. Yıl 1925, Kayseri'de uçak fabrikası yapıyoruz. Toplu iğne üretemeyen ülke 5 yıl sonra uçak fabrikası kuruyor, 9 yıl sonra ilk Türk uçağı kalkıyor. Şimdi 2010'dayız. Uçak yapmıyoruz. O dönem uçak yapan

irade, aradan bu kadar yıl geçtikten sonra niçin uçak yapamıyoruz? Ne oldu bize? İnançlarımızı kaybettik. Bizim büyüklerimizin inancı vardı. Kul hakkı yememe gibi ilkeleri vardı. Şimdi ne oldu bize. Kul hakkı yemeyi marifet sayıyoruz. Kul hakkı yiyip Müslümanlık satıyoruz. Üzülerek söylüyorum geniş kitleler de onların arkasından gidiyor. Neden inaçlarımızı, duygularımızı, kaybediyoruz? İşsizlik yoksulluk açlık olur tabi. Eğer siz bu ülkemin kurucularının kurduğu fabrikaları yok pahasına satar, peşkeş çeker,

ülkenin Başbakan'ı 'Ülkeyi pazarlamakla mükellefim' derse bunlar olacak arkadaşlar. Niye şaşırıyorsunuz? Bir arkadaşamız CHP'ye ihtiyaç var dedi. Bütün bu pislikleri temizlemek için, geçmişte yapılan hataları düzeltmek için CHP'ye ihtiyaç var. Peki hep eleştirerek mi gideceğiz? Hayır, AK Parti'nin ne olduğunu siz benden daha iyi biliyorsunuz. Esnafı gezdik. Daha siftah yapmamışlar. AK Parti'ye oy verenler çok şükür, iyi diyor. Bazıları daha siftah yapmadık diyor. Türkiye yol ayrımına gelmiştir. Bir şey

yapacağız. Ülkesini sevenler, namuslu adamlar, öbür tarafta da ülkesini sevmeyen ve ülkesini peşkeş çekenler. Oyumuzu bu ayrım arasında kullanacağız. Bizi bölüyorlar türbanlı, pantolunlu, çarşaflı diye. Kim olursa olsun insan değil mi? İnsan inançlarıyla ve etnik kimliğiyle Allah'ın yarattığı varlık değil mi? İnancı ve etnik kimliği siyasete taşıyorlar. En büyük sorun budur. Kimin Allah'a yakın olduğunu kim bilebilir? Kimin elinde mihenk taşı, kimin elinde terazi var? Eğer bunun cevabını vicdanımızda

verebiliyorsak, dini siyasete alet edenleri kapı dışarı etmek zorundayız. Bugün Türkiye'de binlerce çocuk yatağa aç giriyor. Kim bunun sorumlusu? Herhalde ben veya siz değilsiniz. Bunun sorumlusu ülkeyi yönetenlerdir. Eğer bu coğrafyada bir tek çocuk bile yatağa aç giriyorsa tek sorumlusu Recep Tayyip Erdoğan ve arkadaşlarıdır. İkinci sorumlusu da onlara oy verenlerdir. İçinizde çok sayıda emekli var. Geçen yasama döneminde emekliliklerin haklarını savunmak için meclisi terk ettik. Kanun çıkardılar,

emekliye milli gelir artışından pay verilmez diye. Ama onlar koşarak gittiler AK Parti'ye oy verdiler. Sonra diyor ki emekli, ben geçinemiyorum. Zaten geçinemezsin. Biz daha önce dedik sana, açlık sınırının altında bu para dedik. Ve biz bunu savunduk. 2 gün önce emekliye zam yaptılar. 60-100 TL. Memnun musunuz? 2 elim seçimlerde emeklilerin yakasında olacak. Eğer hala 9 milyon emekli gidip AK Parti' ye oy veriyorsa bence Recep bey doğrusunu yapıyor. Fazla para vermiş size. 9 milyon emekli istese bir partiyi

tek başına iktidara getirir. Niye bölünüyorlar? Kendi çıkarını savunamayan bir insan ülkenin çıkarını nasıl savunacak? Bunun hesabını iyi yapmak lazım. Siyaset, ülkenin sorunlarına ve bireysel sorunlara sahip çıkmaktır. Düzgün siysetçi der ki, 'Siyaset bana ne verecek değil, ben topluma ne vereceğim?' Siyaset özveri işidir. Siyaset heyecan ve genç işidir. Gençliği olmayan parti iktidar olamaz. Gençliği siyasetin içine çekmek zorundayız. Koltuklarımızı gençlere vermek zorundayız. Halka umut vermeyen siyaset başarılı olamaz" dedi.

"YOKSULLUKLA MÜCADELE İÇİN CHP PROGRAMINDA AİLE SİGORTASI VAR"

Yoksullukla mücadele için parti olarak programlarında aile sigortasının bulunduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Yoksulluğu nasıl örtüyoruz? Makarna dağıtıyoruz, kömür dağıtıyoruz, ekmek dağıtıyoruz. Bizim dinimizde nedir? Sağ elin verdiği sol el görmeyecek. Yoksul ailenin onuru vardır. Onların yoksulluğunu teşhir edemezsiniz. Çocuklarımız niye ilkokula hep aynı elbiseyle giderler? Çünkü çocuklar aralarında fark olmadığını bilsinler diye. Farklılıkları üniversitede öğrenecekler. Sistem bunun üzerine

kurgulanmalıdır. Ama biz çocukta ayrışma tohumunu ekersek, ülkeyi parçalarız. Bunların açılımda yaptığı gibi bölünme tohumlarını ekeriz. Yoksullukla mücadele için CHP programında aile sigortası var. Aile sigortası bütün AB ülkelerinde var. Birinci projemiz bu. Medya tekel oldu, hepsi hükümetin kontrolüne girdi diyorlar. Siz ne yapacaksınız? Biz şunu yapacağız, hiçbir medya patronu dolaylı veya dolaysız kamu ihalesine girmeyecek. Yasaklayacağız. Devletle işi olmayacak. Devletle işi olmayacak ki hükümetin

önüne gidip takla atmasın birileri. Her medya çalışanını sigortalı ve sendikalı yapacağız. Böylece yazdığı haberin karşısında durabilme yürekliliğine sahip olacak. Bir başka konu; balık baştan kokar değil mi? Demek ki önce siyaseti düzültmemiz lazım. Siyasette a.u ayrım arasında kullanacahlakı egemen kılacağız. Ahlakın olmadıgı yerde naylon faturacıdan maliye bakanı, kalpazandan da başbakan olur. Milletvekilliği dokunulmazlıklarını AB standartlarına getireceğiz. İhaleye fesat karıştırana 'Koş gel

milletvekili ol, kimse sana dokunmasın' dönemi bitecek. Kim siyasete girerse girsin, herkes mal varlığını internet ortamında yayımlayacak. Kimseyi zengin oldu diye ayıplamıyoruz. Ama o parayı alın teriyle mi yoksa birilerini söğüşleyerek mi kazandın? Bunu çıkardığımızda siyaset emin olun temizlenir. Siyaset halka hesap verme sanatıdır. Siyasetçi halka hesap vermiyorsa halka hesap vermeyi onurlu görev kabul etmiyorsa bilin ki o siyasetçi hırsızdır. Bunun da yasasını çıkaracağız.Vergi veriyoruz ama ödediğimiz

verginin hesabını soruyor muyuz? Sormadığımız için demokrasi ülkemizde topal yürüyor. İster bir kuruş, ister 1 trilyon ödeyin. Sorun hesabını. Ödenen vergilerin hesabını sormak her yurttaşın namus borcudur. Ben yatırım için ödüyorum, birileri hortumlasın diye değil. Bu kadar yolsuzluk dosyası var. Götürün savçıya verin diyorlar. Savcıyı da sen kontrol ediyorsan ne yapacağız? Yargı bağımsız değil. CHP olarak siz nasıl sağlayacaksınız diyebilirsiniz. 4 tane temel kural var. HSYK'de Adalet Bakanı ve müsteşar

olmayacak. HSYK'nin ayrı bütçesi olacak. Çünkü hakim gidip siyasetçiye yalvarmayacak para ver diye.Teftiş kurulunu HSKY'ye bağlayacağız. Adalat yüksek akademisini HSYK'ye bağlayacağız. Anayasada yazılı güçler ayrılığı ilkesi tam yerine oturacak. Şimdi güçler ayrılığı ilkesi var mı? Akıl ve mantığımızla Türkiye'yi çağdaş ülkeler seviyesini çıkarmalıyız. Sendika ağalığını bitereceğiz. İşçinin aidatından altına Mercedes çeken düzene son vereceğiz. Sendika adam gibi sendikacı olacak. Var mı öyle sendikacılar?

Var tabi, onları saygıyla selamlıyoruz. Ama onların yanında sarı sendikacılar var. Tekel işçileri haklarının elinden alınmasına isyan ediyor. 4 C çıktığı zaman bazı işçiler başbakana plaket verdi. Onlara sormak istiyorum, ne oldu şimdi? Tekel işçileri onların yüzünden bu halde. Demek ki; ağacın kurdu kendi içindedir. Sağ sol ayrımını artık bırakacağız. Herkese görev düşüyor. Bölünmeyeceğiz. Kaç kişiyiz ki bölünüyoruz? Bölünmek AK Parti'nin ekmeğine yağ sürmektir. Bölündüğünüz andan itibaren kaybedersiniz.

Böl, parçala, yönet tuzağına düşersiniz. Bize dayatılannın en bariz örneği Irak'tır. Eskiden Iraklı Iraklıyım derdi. Şimdi, Kürt, Türkmen, Şii diyor. Bu kulvara sokmaya çalışıyorlar bizi. Akılla çıkacağız. Bölünme lüksümüz yoktur. Türban diye tutturdu bu hükümet. İstanbul'un merdiven altı fabrikalarında yüzbinlerce türbanlı kız çalışır. Hiçbirisinin sigortası yoktur. Onlara CHP olarak biz sahip çıkmak zorundayız. Onların inançlarına saygı duyarak o insanlara sahip çıkmak zorundayız. CHP'nin İş Bankası'ndan

büyük para aldığı tamamen yalan. İş Bankası'nın ortağı değiliz. Tek görevimiz var. Atatürk'ün hisselerini temsil ediyoruz. Temsilden başka rolümüz yok" dedi.

Öte yandan, mevcut ilçe başkanı Sinan Saral'ın yeniden tek listeyle aday olduğu kongrenin divan başkanlığını CHP Trabzon Milletvekili Akif Hamzaçebi yaptı.

İHA
Yayın Tarihi : 16 Ocak 2010 Cumartesi 16:42:01
Güncelleme :16 Ocak 2010 Cumartesi 16:50:53


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?