Karadeniz Teknik Üniversitesi İşletme ve Ekonomi Kulübü’nün düzenlediği KPSS bilgilendirme seminerine konuşmacı olarak katılan Bil Dershanesi KPSS koordinatörü ve Eğitim Bilimleri Öğretmeni Ziya Sümer, üniversite öğrencilerine KPSS ve detayları hakkında bilgi verdi.
Ülkemizde bu tarz sınavların gerekliliği üzerinde duran Sümer, “Devlet memuru olabilmek için milyonlar başvuruda bulunuyor. Özel sektörde çalışanlar bile bir şekilde devlet memuru olmak için çaba gösteriyor. Bu devlet güvencesinin her türlü işin üzerinde düşünüldüğünün göstergesidir” dedi.
"Tüm bu sınavlara gösterilen talep biraz da bizim tembelliğimizden kaynaklanıyor" diyen Sümer "Özel sektörde çok çalışarak çok kazanmaktan ziyade devlet dairesinde daha az kazanmayı, risksiz bir hayatı tercih ediyoruz. Üstelik devlet memuru olup daha az çalışacağımızı da zannediyoruz. Üniversite mezunu sayısı bir hayli fazla, iş olanakları ise oldukça sınırlı. Bu yüzden her üniversite öğrencisinin kendi niteliğini artırıcı faaliyetlerde bulunması gerekmekte. Yabancı dil, öğrenmeden, bilgisayar kullanmayı bilmeden, iletişim becerisini güçlendirmeden sadece diplomayla iş bulmanın artık çok eskilerde kaldı. 2 binli yıllarda insanların çok yönlü yetişmeleri iyi bir gelecek için şart” diye konuştu.
KPSS’de geçmiş yıllarda yapılan sınavları ve A grubu kadrolarının alınma koşullarını istatistiklerle de anlatan Eğitim Bilimleri öğretmeni Ziya Sümer şunları söyledi: “Üniversite yılları yaşamın belkide güzel kesitini oluşturur. Ancak o sayılı yıllar gelir geçer ve artık gelecek kaygısı kendini göstermeye başlar. Her üniversite öğrencisinin kendine şu soruyu sorması gerekir. Onbinlerce üniversite mezunu arasından işverenler beni neden tercih etsin ? Benim o kadar mezun öğrenci arasındaki artı değerim nedir ?. Eğer buna verecekleri bir cevap varsa doğru yoldalar. Ancak bu soru yanıtsız kalıyorsa hemen kendilerine artı değer katacak aktivitelerde bulunmaları gerekiyor. Diplomanın 'bir' olan katkısını ekstra özelliklerle destekleyemezsek diplomalı işsizler sınıfına girmekten başka elden de bir şey gelmeyecektir."
Özellikle dil öğrenilmesinin gerekliliği konusuna değinen ve öğrencilerin bu doğrultudaki sorularını yanıtlayan Ziya Sümer “Artık bir yabancı dil bilmek avantaj olmaktan çıktı. İkinci hatta üçüncü dili bilenlerse birkaç adım öne çıkmaya başladı. Bir Boğaziçi üniversitesi mezunuyla, Bir KTÜ ya da Açık Öğretim Fakültesi mezunu arasında teoride hiçbir fark yok. Bu üniversite mezunları içerisinde kendini en iyi yetiştirmiş olan öne çıkacaktır. Örneğin bu ülkede Çince öğrenmeye çalışan kaç kişi var. Çin Ekonomisi'nin yavaş yavaş dünya üzerinde hakimiyet sağladığını görüyoruz. Geleceği hedefleyen üniversite öğrencileri neden Çince öğrenmeye çalışmıyorlar. Ya da Rusça veya İspanyolca? İngilizce ise zaten şart. Eğer açık öğretim mezunu Çince biliyorsa o işe alınır hatta lise mezunu Çince konuşuyorsa o tercih edilir. Ama diploma tek başına asla yeterli olmayacaktır" şeklinde konuştu.
iha
Yayın Tarihi :
12 Ekim 2006 Perşembe 14:18:47