Trabzon’da uzun süredir birlikte olduğu İlknur Toptan’ın 3 Ağustos gecesi penisini kesip karşı binanın çatısına attığı 28 yaşındaki Sinan Günaydın, 3 ameliyat geçirdiği İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesi’nden taburcu oldu. Nişanlısı ile geciken düğün hazırlığa başlayan Günaydın’a doktoru 6 ay cinsel perhiz tavsiye etti.
İstanbul Tıp Fakültesi Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Anabilim Dalı’nda görevli Operatör Dr. Erdem Güven, hastasının idrar yolunun işlevini gördüğünü, kan dolaşımının normale döndüğünü, üreme fonksiyonlarının da 6 ay içinde geri döneceğini söyledi. "Hızlı hayatın, gençlik hatalarının ve çapkınlığının bedelini" çok ağır ödediğini söyleyen Günaydın, "Tek isteğim evlenip bir çocuk sahibi olmak" dedi.
’Rüyülanma’ korkusu
Sinan Günaydın 28 yaşında. Rize’de dekorasyon işi yapıyor. Nahçıvan Devlet Kütüphanesi’nin düzenlemelerini yapmış. Kendini "asi" biri olarak tanımlıyor. Hastane odasında geçmişiyle hesaplaşmış.
Hatalarını kabul ediyor ama bir yere kadar. "Utanılacak hiçbir şey yapmadım" diyor. 26 günü yatakta kımıldamadan geçmiş. Hastane yönetimi, o sıcak günlerde intihar etmesin diye camları da kapatmış.
Dahası da var: "Bir gece rüyalanınca damar patlamış. Ameliyata alıp damar nakli yaptılar. O yüzden uyuyamıyorum geceleri. İkincisinde batikon banyosu yaptırıyordum yaralara, damar yine patladı. Ameliyata aldılar bir daha. Üç kez direkten döndüm."
Çelik don yaptıracak
Günaydın, kendisiyle dalga da geçiyor: "Çelik don yaptıracağım. Anahtarı da saklayacağım..." Ardından ekliyor: "Hayat doluydum, espri manyağıydım, şimdi durup dururken ağlıyorum. Sinirlerim çok bozuk..."
Sonra durduk yerde, "Bu akşam mevlidim var" diyor. Anlamıyoruz, açıklıyor: "Ölseydim kırkım okunacaktı bu gece..."
Hızlı hayat kurbanı olduğunu söyleyen Sinan Günaydın, "Koskoca Rize’ye laf geçirdik, bir kadına laf geçiremedik. O kadar şey yaşadık, hiçbir şey olmadı, geldik bir kadına yenildik. Demek ki kadınlar dünyada en tehlikeli varlıklar" diye konuşuyor. Bunları yaşamaktansa bir yıl hapis yatmayı tercih ettiğini belirten Günaydın şöyle sürdürüyor sözlerini:
"Çok zamparaydım. Çok kızın günahını aldım, onların günahını çekiyorum. Yavaş yavaş düzelmiştim. Tam kafama göre birini buldum, ailecek gidip istedik kızı, başıma bu iş geldi. O kadından kopmaya çalıştım. Cinsel ilişkim yoktu kendisiyle, sadece yeme içme, gezme tozma. Parayı saçarak harcardı. Yaptığı işe bak..."
Fuhuşa teşvik etti demişti
Günaydın’ın cinsel organını kesen İlknur Toptan, Trabzon’da sevk edildiği nöbetçi mahkemece tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı. Toptan, ifadesinde, "Evlenme vaadiyle bana sahip oldu. Evleneceğimiz için rızamla ilişkiye girdim. Sonra beni fuhuşa teşvik etti. Pazarladığı erkeklerle kendisi anlaşıyor, bana hiç para vermiyordu. Sürekli dövüyordu. Olay günü de yine aynı nedenlerle tartıştık. Uyuyunca da ekmek bıçağı ile penisini kestim" demişti.
Polis, sen merak etme ’parça’nı buluruz dedi
Sinan Günaydın, ölümün, kendi deyişiyle "daha da beterinin eşiğinden döndüğü" o geceyi, öncesi ve sonrasına ilişkin her şeyiyle şöyle anlatıyor:
"O kadınla gece birlikte içmiştik, ama sarhoş değildim. İyi içiciyim. Herhalde içkime ilaç koymuştu. Ne otele geldiğimi ne de kesme anını hatırlıyorum. Uyandırmasaydı, kan kaybından ölmüştüm. ’Uyan uyan, tuvalete git’ dedi. Kalktım tuvalete gittim. Baktım her yerim kan içinde. Nişanlımı kastedip, ’Şimdi kız kıza oturursunuz’ dedi. Cama yöneldim, kendimi aşağı atmayı düşündüm. Böyle nasıl yaşayacaktım? Ona vurdum, ama halim yoktu. Sonra bir arkadaşımı çağırdım. Pantolonumu giydim. Üçümüz otelden çıktık. Taksi çağırdık. Kanama yaptı. Çocuk beziyle bezlediler beni. Psikolojim bozulmuştu, dünyam bitmişti. Çantasında bıçak bulsam da bitirsem işi diye düşündüm. Bıçağı da yok etmişti. Trabzon’da gittiğimiz hastanede polis ’Sen merak etme gidip bulup getireceğim parçanı’ dedi. ’Nerede bulacaksın, bitti hayatım’ dedim. ’Sen kafanı yorma’ dedi. Nasıl böyle bir insana rastladım. Adam gitti yarım saat sonra parçam geldi. Kadın parçayı, karşı dama atmış. Ya tuvalete atıp sifonu çekse ne yapardım?.. Zürriyetsiz yaşamak ne demek? Gidince ilk işim o polisi bulup teşekkür etmek olacak. Hayatımı üç kişiye borçluyum. Doktoruma, babama ve o polise. Haylaz olduğum için babamla aram hiç iyi olmadı. Bu olayda ailemin kıymetini anladım."