Trabzon İl Tarım Müdürü Temel Şahin, son günlerde meydana gelen sıcaklık değerlerindeki ani değişimler konusunda fındık üreticilerini uyararak “Ürününü dona karşı sigortalamayan üreticiler zararlarıyla baş başa kalacaklardır” dedi.
Mart ayının ilk günlerinden itibaren hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin üzerinde seyretmesiyle birçok meyve ve bitkinin çiçek açtığını ifade eden Şahin, buna benzer bir durumun, bundan dört yıl önce de yaşandığını ve ani ısı düşüşleriyle beraber fındıkta don olayı meydana geldiğini hatırlattı. Geçtiğimiz aylarda fındık üreticisinin aynı mağduriyeti tekrar yaşamaması için ürünlerini olası bir don olayına karşı sigortalatmaları gerektiğinin duyurusunu yaptıklarını kaydeden Şahin “Bu sayede çiftçilerin olası zararının önüne geçilmesi hedeflendi. Don olayı tarımda çokta arzu edilen bir durum olmadığı ortadadır. Bitkiler erken tomurcuk açmaya başladılar. Dolayısıyla, bunun tarımsal anlamda gelecekte şöyle bir sakınca doğurur; eğer sıcaklıklar birden aşırı düşerse don hadisesi söz konusu olabilir. Erken açan ve tomurcuklanan meyvelerde sıkıntıya yol açabilir. Umudumuz böyle bir hadisenin olmamasıdır” diye konuştu.
"TRABZON'DA BİN 670 ÜRETİCİ DONA KARŞI ÜRÜNÜNÜ SİGORTALATTI"
Şahin, geçtiğimiz günlerde fındıkta don olaylarına karşı sigorta konusunda bir çalışmalarının olduğuna değinerek sigorta döneminin şu an bittiğini ifade ederek “Bununla ilgili yayınlar yaptık, toplantılar düzenledik, köy muhtarlarını bilgilendirdik. Özellikle seracılarımızla ilgilendirecek açıklamalar yaptık. Çünkü seracılar da sigorta kapsamına giriyorlardı. Ancak bu yıl bin 670 civarında poliçe kesildi. Tabi ki bu rakam bizim Trabzon’daki beklentilerimizi karşılayacak bir rakam değil. Dolayısıyla, dondan etkilenecek vatandaşlarımızın şu anda tarım sigortaları dışında zararını karşılayabileceği başka bir mekanizma da yok. Tarım sigortaları sistemi uygulanmadan önce 2090 sayılı yasa gereği sadece zararın bir kısmı karşılanabiliyor idi. Ancak şimdi tarım sigortaları yasası çerçevesinde vatandaşın ürününü sigorta ettirmesi gerekiyor. Bizim temennimiz bir don hadisesinin olmaması yönündedir. Ama olması durumunda şu anda ürününü dona karşı sigortalayan vatandaşlarımız bundan istifade edebilecekler. Onun dışındakiler kendi zararıyla baş başa kalacaktır. Bu hiç kimsenin arzu ettiği bir durum değildir” şeklinde konuştu.
“GÜBRELEMEDE BİLİNÇLİ DEĞİLİZ”
Tarımda bilinçli gübreleme konusuna da değinen Şahin, bölgede vatandaşların yeterli derecede bilinçli olmadığını söyledi. Şahin, bütün çiftçilere ulaşma şansları olmadığını belirterek “Biz çiftçilerin bilinçlendirilmesi için çeşitli çalışmalar yapmaktayız. Bu bağlamda yaptığımız çiftçi eğitim yayın çalışmalarıyla sürekli olarak köylüyle çiftçiyle iç içeyiz. Ancak, herkese ulaşma şansımız da doğal olarak mümkün değil. Bu tamamen çiftçimizin ilgisine bağlı. Çiftçinin bizim çiftçi eğitim çalışmalarımıza ilgi duyduğu sürece gittiğimiz köylerde, beldelerde bu eğitimlere katıldıkları sürece sesimizi onlara duyurma şansımız artar. Bunun dışında bütün çiftçilere ulaşma şansımız doğal olarak olmaz. Ama bununla ilgili yayın çalışmalarımızla birlikte çiftçilerimizi bir şekilde bilgilendirmeye çalışıyoruz” açıklamasını yaptı.
Doğru gübreleme yapabilmek için öncelikle toprağın hangi tür gübreye ihtiyacının olduğunun belirlenmesi gerektiğinin altını çizen Şahin, açıklamasını şöyle sürdürdü:
“O da ancak toprak analizleriyle yapılabilir. Şu anda Trabzon’da İl Özel İdaresi’nde toprak analizi yapan, toprağın ne tür bir gübreye ihtiyacı olduğunu ortaya koyabilecek laboratuvar var. Çiftçilik belgesi olan bütün çiftçilerimizin toprak analizleri bizim vasıtamızla burada ücretsiz olarak yapılabiliyor. Toprak numunesi alma konusunda vatandaşlara yardımcı olan ekibimiz var. Bu konuda bilgi almak isteyen çiftçilerimize her zaman açığız. Ancak Trabzon’daki bütün çiftçilerin bu işe profesyonel anlamda yaklaştığını söyleyemeyiz. Şu anda Trabzon’da 72 bin civarında çiftçi ailesi var ancak bunlara ulaşma sansımız doğal olarak çok zor.”
“SERACILIK FINDIĞA ALTERNATİF DEĞİL EK GELİR KAPISIDIR”
Seracılık konusuna da değinen Şahin, seracılığın fındığa alternatif olarak gösterilmesinin kabul edilemez olduğunu savundu. Bunun son derece yanlış bir yaklaşım olduğunu dile getiren Şahin “Fındık bölge için vazgeçilmez bir üründür. Onun yanında fındığa ek gelir getirici hangi tarımsal faaliyetler ön plana çıkarılabilir dersek bunlardan bir tanesi de seracılıktır. Başka ürünler de buna eklenebilir mesela kivi diyebiliriz. Ama seracılık şu anda Trabzon’da belli bir noktaya geldi. Şu anda biz İl Özel İdaresi’nin kaynaklarını kullandırarak 288 tane sera yaptık. Şu anda Trabzon’da 80 dönüm kapalı alanımız var. Ekonomik anlamda da önemli derecede gelir getiriyor. Bölge rutubetli ve yağışlı olduğu için karlı bir sebze üretiminde sera vazgeçilmezdir. Bu seralarda en çok domates, salatalık, marul, taze soğan gibi temel ürünler yetiştiriliyor. Bu anlamda seracılık fındığa alternatif değil, ek gelir getirici bir konumdadır” dedi.
Şahin, seracılıkta günümüzde çok modern anlamda kurulmuş işletmeler mevcut olduğunu da ifade ederek şunları söyledi:
“Yağmurlaması, gölgelemesi, gübrelemesinden sulamasına tam otomatik bilgisayar kontrollü işletmeler var. Trabzon bu noktada değil tabi. Ama bunlar paraya dayalı şeylerdir. Dolayısıyla burada üretilen ürünlerle Antalya’da üretilen ürünler arasında aslında fark yok. Aynı tohum kullanıldıktan sonra aynı ürünü elde edebiliyorsunuz. Ancak oradaki yatırım çok daha farklı bir yatırım. Bizdekiler biraz daha insan gücüne dayalı olarak yapılan teknikler. Antalya’da çok daha farklı modern seralar var. Tamamen bilgisayar kontrollü otomatik seralar bunlar. Son birkaç yıldır hayata geçirilmiş olan topraksız tarım denilen toprak kullanmadan yapılan seralarda üretim de söz konusu. Bunlar henüz Trabzon’a gelmiş değil. Trabzon’da boş alanımız yok, yani serayı kuracağınız alan düz olmalı. Trabzon’da o kadar yeterli düz alan yok. Ancak mevcut şartlar içerisinde kuracağımız küçük çaplı seralarda da ekonomik olarak sebze üretmek çok mümkün. Zaten karlı bir sebze üretimi için sera şarttır.”
“TRABZON’DA BAL DOLUM TESİSİ YAPIYORUZ”
Doğu Karadeniz Bölgesi’ndeki arıcılık faaliyetlerini de değerlendiren Şahin, bölgenin özel konumu itibariyle yazlatma veya bal elde etme şansının az olduğunu ifade ederek “Burası genelde kışlatma bölgesidir. Esas bal hasadının yapıldığı yer iç bölgeler, doğu bölgeler, Doğu Anadolu Bölgesi, Bayburt, Erzurum ve Kars civarlarıdır. Buna karşılık Trabzon’da 80 binin üzerinde kovan yani koloni var. 2 bin ton civarında bir bal üretimi söz konusu” dedi.
Şahin, Trabzon’daki tüm arıcıları Arıcılar Birliği adıyla bir çatı altında birleştirdiklerini hatırlatarak, bal üreticileriyle sürekli işbirliği içinde olduklarını söyledi. Trabzon’da bir tane bal dolum tesisi yapımına başladıklarını kaydeden Şahin “Bu tesisin maliyetinin yüzde 50’lik kısmını biz bakanlık olarak hibe şeklinde karşılıyoruz. Geri kalan yüzde 50’lik kısmını da üyelerimiz kendi öz kaynaklarıyla karşılıyor. İşletme şu anda bitme aşamasında. Bu tesis sayesinde kendi ürünlerini ambalajlayıp marka haline getirip Türkiye geneline pazarlama şansı elde etmiş olacaklar. Burada, Türkiye’de yaygın olan tekniklerle üretim yapılıyor. Türkiye aslında arı kolonisi bakımından dünyanın sayılı ülkeleri arasında. Ancak kovan başına elde edilen bal miktarı dünya standartlarının biraz altında. Bu da şu anlama geliyor yani kovan başına elde edilen bal miktarı Türkiye’de az bunun biraz geliştirilmesi gerekiyor. Bu da arıcıların doğru bir şekilde bilinçlendirilmesiyle doğru orantılı bir şey” diye konuştu.