Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Türk hekimlerinin nerede çalışırsa çalışsın gönülden görev yaptıklarını belirterek, "Dünyanın her yerinde hizmet veren bütün Türk hekimlerine insanlık adına şükranlarımızı sunuyoruz" dedi.
Tıp Bayramı 7. Geleneksel Ödül Töreni, Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ın da katılımıyla Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Osman Turan Kongre ve Kültür Merkezi'nde gerçekleştirildi. Törenin başlangıcında ABD'nin New York kentiyle uydu bağlantısı kurulurken, Sağlık Bakanlığı Sağlık Eğitimi Genel Müdürü Prof. Dr. Safa Kapıcıoğlu, ABD'de şu anda görev yapan ve emekli olan Türk doktorlara ve sağlık personeline Sağlık Bakanlığı Takdir Belgesi verdi. ABD'nin önde gelen üniversitelerinde önemli pozisyonlarda görev
yapan hekimler canlı bağlantı ile duygularını anlattı. Akdağ, canlı bağlantı ile ABD'deki Türk hekimlerine hitap ederek, "ABD'de insanlığa hizmet eden hekimlerimize selamlarımızı iletiyoruz. Hekimlik büyük ölçüde gönül adamı, gönül kadını, gönül insanı olmayı gerektirir. Türk hekimlerini nerede çalışırlarsa çalışsınlar bu vasıflarıyla tanıyoruz. Dünyanın her yerinde hizmet veren bütün Türk hekimlerine insanlık adına şükranlarımızı sunuyoruz. Ta buradan değerli arkadaşlarımızın gönüllerinin sıcaklığını hep
birlikte hissettik. Gülen gözlerinde memlekete ve insanlığa karşı sevgilerini bir kez daha fark ettik. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmanın insanı böyle bir gönül zenginliğine eriştirdiğini görmüş olduk. Bütün dünyaya kendilerini kabul ettirmiş bu insanlarımız bir kez daha Trabzon'dan tebrik ediyoruz ve yürekten alkışlıyoruz" diye konuştu.
Türkiye'de sağlık sisteminin çok değiştiğini vurgulayan Bakan Akdağ, "Bütün dünyanın örnek aldığı bir Türk sağlık sistemi var. Biz köylü kentli zengin fakir ayırmaksızın 'herkes için sağlık' prensibini artık uygulayabiliyoruz. Bütün acil, yoğun bakım hizmetleri, organ nakilleri, kanser tedavilerini, kalple ilgili tedaviler, el cerrahisi gibi hizmetlerde özel hastanelere dahi müracaat etseniz hiçbir ücret ödemezsiniz. Ülke insanı gerek koruyucu sağlık hizmetleri, gerek tedavi ve rehabilite edici sağlık
hizmetleri açısından birçok ülkenin gıpta edeceği sağlık hizmetini almaya başladı. Oluşturduğumuz programın çok iyi olması önemlidir. Ama size Türkiye'den şunu özellikle ifade etmek istiyorum ki, beyaz önlüklüler olmasa bunu asla başaramazdık. Amerika'dan da onlar için sizden bir alkış bekliyorum. Türkiye'de artık kızamıktan çocuklar ölmüyor. Sıtma ve tifonun endemik görüldüğü bir ülke değiliz. Raşitizm yok olacak seviyeye indi. En ücra köyden bir vatandaşımız beş kuruş ödemeden helikopter ambulansla iyi
merkezlere ulaşabiliyor. İyi ve başarılı bir dönüşüm gerçekleştirdik. Darısı ABD'nin başına diyorum. İşiniz orada çok kolay değil" şeklinde konuştu.
Bakan Akdağ, ABD'deki doktorlardan 2 istekte bulunarak, "Türkiye'den gelen meslektaşlara büyük katkılarınız oldu. Bu katkıları daha da geliştirmek üzere sizlerle Türkiye'de geniş katılımlı bir çalıştay, yapmak istiyoruz. ABD tıbbında tecrübesi yüksek olan değerli meslektaşlarla köprüleri kuvvetlendirmek istiyoruz. Belki bunun bir tekrarını da orada yapabiliriz. Türkiye'nin elçileri olarak orada bulunmaya devam edecek bilim adamları olacak. Ama artık içinizden önemli bir grubu da Türkiye'ye geri
istiyoruz. Altyapımız hazır. İmkanları oluşturmuş durumdayız. Gerçekten önemli bölümünüzü Türkiye'ye geri istiyoruz. Sizlerle iftihar ediyoruz. İyi ki varsınız" ifadelerini kullandı.
" TÜRKİYE SAĞLIKTA ÖRNEK ÜLKE"
"Bir daha dünyaya gelsem çocuk doktoru olurdum" diyen Bakan Akdağ, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"İçişleri Bakanımız Beşir Atalay'ın eşi Prof. Dr. Yıldız Atalay, Erzurum Atatürk Üniversitesi'nde benim hocamdı. Onu Ankara'nın bu tarafında ilk kez yeni doğan ünitesi kurarken tanıdım ve o zaman çocuk doktoru olmaya karar verdim. İnsanlık onuruyla hekimlik onurunun hiçbir farkı yok benim gözümdü. İnsan ve hekim onurunu korumak için sistem çok önemli. Siyasetçilere düşen de sistemi düzeltmektir. Belki geçtiğimiz 7 sene içinde bıçak parasından bahsederken, zaman zaman meslektaşlarımın incindiği de
olmuştur. Öyle bir sistem kurulmuştu ki o sisteme hasta da sağlık çalışanı da doktor da mahkumdu. Kötü bir sistemin içindeydik. Hangi hekim acil servise gelen hastaya paran var mı diye sorar. Hangi ambulans teknisyeni hastayı ambulansa almak için hasta yakınından para ister. Ama bunlar yaşanıyordu. Bundan dolayı hekimler yargılanıyordu. Parası olanın biraz iyi hizmet alabildiği, parasını olmayanın ineğini sattığı karısının kolundaki bilezikleri satarak sağlık hizmeti almaya çalıştığı bir sistem vardı. Bu
sistem değişti. Yüzde yüz değişmedi ama bana göre 7.5 senede yüzde 75 değişti. Yüzde 25'lik daha yolumuz var. Bu sonra da bitmez. Çember gibi düşüneceksiniz bunu."
Akdağ, sağlık sistemindeki iyileşmenin sağlık personelinin eseri olduğunu ifade ederek, "Bütün açık yüreklilikle ifade etmek isterim ki; eğer biz bugün Türk sağlık sistemini bütün kısıtlılıklara rağmen dönüştürebildiysek, başbakanın, hükümetin, bakanın, müsteşarların elbette rolü önemlidir. Ama bugün Türk insanına verdiğimiz sağlık hizmetinin geldiği noktada en büyük pay sizlerindir, beyaz önlüklülerindir, sağlık çalışanlarınındır. Gerçekten bugün hepinize canı gönülden şükranlarımı sunuyorum. Türk halkı
sizlere minnettardır. Türkiye artık sağlık sisteminde örnek ülkedir. Çocuk aşılamalarında örnek ülkedir. Türkiye kızamığı Avrupa'da ilk elimine eden ülke olmak için Dünya Sağlık Örgütü'ne başvurdu. Aşıyla korunabilir bir hastalıkta ülkesinden hastalığı ilk kovan ülke olabiliyoruz Avrupa'da. Anne ölümleri binde 15'lere indi. Bin anne kaybediyorduk, şimdi 200 anne kaybediyoruz. Bu sizlerin eseridir. 1998'de bebek ölümleri binde 43'tü, bugün binde 13'e geriledi. Türkiye'de onbinli rakamlarla ifade edilen sıtma
vakaları olurdu. 2009'de 39 sıtma vakamız var. Her yıl kızamık salgınları olurdu. Geçtiğimiz 3 yılda gördüğümüz yıllık kızamık sayısı 5'in altındadır. Çocuk hekimleri olarak öğrencilerimize raşitizmi doğrudan göstererek öğretemiyoruz. Raşitizm Türkiye'den hemen hemen silindi" dedi.
TAM GÜN YASASI
Tam Gün Yasası'na da değinen Bakan Akdağ, şunları söyledi:
"Tam Gün Yasası hekimlerin büyük ekseriyetinin hüsnü kabulünü görmüş durumdadır. Tam Gün Yasası, ömürlerinin bir dönemini adeta hastanelerde geçiren ama yeterince nöbet parası alamayan asistanlara bugünkünün 3 misli nöbet parası ödeyebilmek demektir. Hekimlerin sabit gelirlerinin yüzde 40-60 oranında artmış olması demektir. Çalışma saatlerinin indirilmesi, mesleki zorunluluk sigortasının getirilmesi demektir. Ben sağlık bakanı olarak daha fazlasını arzu ederim ama ülkenin imkanlarını dikkate almamız
gerekir. Asgari ücret 600 lira. Bundan 7 sene önce 200 lira civarındaydı. Ülke zenginleşiyor. Benim gücüm olduğu müddetçe ülkenin zenginliğine paralel biçimde sizlerin imkanlarını artırmaya gayret edeceğiz. Eksiklerimiz birlikte tamamlayacağız. Özgüvenimiz ziyadesiyle artmıştır. Türk sağlık çalışanları olarak çok daha iyisini başarabileceğimize inanıyoruz. Belki sayıca yeterli değiliz. Eğitimimiz insan sevgimiz fedakarlığımız yeterli olabilir ama sayımız az. Geçmişte ciddi yanlış yapıldı. Neden hemşire
sayısı nüfusa kıyasla Avrupa ortalamasının beşte biri kadardır. Bunu telafi etmek için gerekli tedbirleri almış durumdayız ama en az 10 yıla ihtiyacımız var. Neden Türk hekimlerinin sayısı nüfusa oranla Avrupa'ya göre yarı yarıyadır. Bir hekimin karşısına günde 80 kişi çıkabiliyor. Bununla bir hekim nasıl baş eder? Bize çok haksızlık yapıldı. Bir hekimin karşısına bu kadar hasta çıkarmak yanlıştır. Türkiye doğru yoldadır. Üniversiteler 7 bin 500 kontenjanla öğrenci alıyorlar. Bu durum yük bindiriyor
üniversitelere ama yeni tıp fakülteleri kurmaya, mevcutların kontenjanlarını artırmaya, üniversite hastanelerini desteklemeye mecburuz."
Yılın doktorlarını temsilen Adana'dan gelen Dr. Mehmet Fahrettin Över bir konuşma yaptı. 2006 yılında geçirdiği bir trafik kazası nedeniyle tekerlekli sandalyeye mahkum olduğunu kaydeden Dr. Över, salonun en arka bölümünde tekerlekli sandalyesiyle töreni izlediği bölümden yaptığı konuşmada, "Burada olan hekimlerin değil, hastanelerde görev başında olan hekim arkadaşlarımızın Tıp Bayramı'nı kutluyorum" diyerek duygularını dile getirdi.
Ödül töreninde Bakan Akdağ ilk olarak yürüme engelli Dr. Mehmet Fahrettin Över başta olmak üzere 81 ilde Yılın Hekimi seçilen doktorlara plaket ve takdirnamelerini verirken, fotoğraf çektirildi.