22
Aralık
2024
Pazar
TRABZON

Trabzon ticaret üssü olacak

Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Şadan Eren, Türk kültürüne bağlı markalar üretilmesi gerektiğini söyledi. 

Doğan Yayın Holding (DYH) tarafından 'Marka Güçtür' ana temalı Anadolu'daki Avrupa toplantılarının 18.'si Trabzon'da yapıldı. DYH ve Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası'nın (TTSO) ortaklaşa düzenlediği toplantı, Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Osman Turan Kongre Merkezi'nde dün yapıldı. Toplantıya Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, TTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şadan Eren, KTÜ Rektörü Prof. Dr. İbrahim Özen, Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök, DHY üst düzey yöneticileri, Reklamcılar Derneği Başkanı Jeffi Medina, öğretim üyeleri, öğrenciler ve davetliler katıldı. 

Toplantıda konuşan Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Şadan Eren, Türkiye ekonomisinin dünya pazarlarındaki büyük hacimden ve fırsatlardan yeterince faydalanamadığını ifade ederek, "Dünya ticaret hacminden daha fazla pay almak için yüksek katma değerli mal üretmenin zorunlu olduğu dikkate alındığında, ilgili kamu ve özel kesim kurum ve kuruluşları ile tüm işletmelerimizin çalışmalarını bu yönde sürdürmesi gerekmektedir. İhracatta katma değerin yükseltilmesini ve sınırlarımızın ötesinde bir geleceğimizin olmasını istiyorsak 'marka' olmak artık zorunluluk haline gelmiştir. Bu bakımdan yerel markalarımız süratle dünya markası haline getirilmelidir. Yeni ekonomide çıkış noktası markalaşmaktan geçiyor. Şirketlerimizin yeni ve rekabete açık markalar oluşturması, bunu katma değer haline getirmesi önemlidir. Ülkemizin arzulanan bu duruma gelebilmesi, büyük ölçüde ürün ve hizmet kalitesinin yükseltilmesine ve küreselleşen dünyada Türk malı ve imajının olumlu bir yer edinebilmesine bağlıdır" dedi.

"MARKALAŞMA VE KÜLTÜR BİRBİRİYLE İLİŞKİLİ" 

Markalaşma ve kültür konularının birbiriyle yakından ilişkili olduğunu belirten Eren, "Bizim de bu konuda yol alabilmemiz için Türk kültürüne bağlı markalar üretmesini bilmemiz lazım. Bugünün gelişmiş ekonomilerine bakıldığında gelişmişliğin arkasındaki asıl gücün ekonomik güç olduğu görülmektedir. Ekonomik gücü sağlayan esas unsurların başında; istikrarlı bir ülke olmak, fason üretimden uzaklaşarak markalı üretim yapmak ve çıkardığımız markalarla dünya ölçeğinde kaliteli mal ve hizmet satabilme kabiliyetine sahip olmak yatmaktadır. Ülkemizde, 'marka' ile 'tanınır, bilinir' olmak birbirine karıştırılan iki kavram. Bu yanlıştan kurtulabilmemiz için, her şeyden önce marka olmanın kaliteli olmak, ulaşılır olmak, sorunsuz tüketilir olmak olduğunu bilmemiz ve uygulamamız gerekir. Karşımızda markalaşma konusunda önemli fırsatların olduğuna inanıyorum. Yetişmiş insan gücümüzle markalaşma çalışmalarını üst düzeylere taşıyabilirsek hem ülkemizin hem de firmalarımızın değerini arttırmış oluruz" diye konuştu. 

Eren, Trabzon'un sahip olduğu liman, serbest bölge, Dünya Ticaret Merkezi, organize sanayi bölgeleri, uluslararası havalimanı ve üniversite gibi dış ticaret için gerekli alt yapıya sahip olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi: "Tüm bu potansiyeller biraraya getirildiğinde, Trabzon merkezli Doğu Karadeniz Bölgesi'nin tarihi İpekyolu ticaretinde taşıdığı potansiyel stratejik konumu itibariyle, ülkemizi Kafkasya, Rusya Federasyonu ve Orta Asya'ya bağlayacak bir ticaret üssü olmaması için bir neden yoktur. Trabzon denince şüphesiz ilk akla gelen şeylerden biri; Trabzonspor olmaktadır. Trabzon'da futbola yoğunlaşan ilgi ve tutku, uluslararası başarılarla birlikte Trabzonspor markasını oluşturmuştur. Ancak Trabzonspor bizler için çok değerli bir simge olmasına rağmen tek başına Trabzon'u ifade etmekte yeterli olmamaktadır."

"KENDİ HİKAYEMİZİN KAHRAMANI OLMALIYIZ" 

"Kendi hikayemizin kahramanı olmalıyız" diyerek markalaşma ve reklamın önemine dikkat çeken Reklamcılar Derneği Başkanı Jeffi Medina, "Mesela Orhan Pamuk ülkemizin en önemli markalarından biri haline geldi. Her tarafta kitapları yok satıyor. Dünya insanları buraya gelmeseler de coğrafyamızı onun kitaplarından öğreniyorlar. Bu nedenle çok önemli bir marka Türkiye'de. Orhan Pamuk kendi hikayesini anlattığı için bu ödülü aldı. Özgün olabildiği için eserleri sınırları aşarak 34 dile çevrildi" şeklinde konuştu. 

Trabzon'un en özgün markalarından birinin Trabzonspor olduğunu da kaydeden Medina, "Çünkü başkası gibi değil kendi gibi olduğu için başarılı olmuş bir takım. Marka olmak Trabzonspor efsanesini kalıcı kılmak demektir" dedi. Fason üretimin markalaşma sürecinde bir engel olduğunu ifade eden Medina, açıklamasını şöyle sürdürdü: "Fason üretim meşhur markalara dublörlük yapmak anlamına gelir. Fason üretimde o kadar çok dünya ülkesinin dikkatini çekebilmiş bir ülke olduysak, bu bir sonraki adımı artık atmamız gerektiğinin göstergesidir bu durum. Çünkü ya büyük isimlerin arkasındaki sessiz isim olmaya devam edeceğiz ya da sürdürülebilir bir hikaye için kendi markalarımızı yaratacağız. Kendi özgün ürünlerimizi ve markalarımızı oluşturmakta gecikmemeliyiz. Verdiğimiz yarış uygarlık yarışı. Bu yarışta da hızlanarak ilerlediğimizi mutlulukla görüyoruz. Bu yarış içinde ülkemize bambaşka bir pencereden bakalım, tanıtım penceresinden. Kişi başına düşen reklam harcaması, ABD'de 590 dolardır. İngiltere'de 490, Yunanistan ve İspanya'da 220 dolar. Bizde de 30 dolar. Bu rakam küçük bir rakam ama küçümsememek lazım. Birkaç yıl önce 13-14 dolardı. Markalar bir ülkenin kalkanıdır. Artık ayrışmanın tek şartı marka oldu. Rahmetli Sabancı'nın dediği gibi, 'ürün ürün ürün'. Eğer iyi bir ürününüz yoksa ağzımızla kuş tutsak bunu bir marka haline getiremeyiz. Bütün yatırımlarımız boşa gidecektir. Markalar bir ülkenin zenginliğidir. Marka zenginliği olan ülke, hareketli ekonomiye, hareketli işgücüne ve derin bir borsaya sahip olur. Markaların kendi ülkelerinde oluşturdukları gücün ötesinde ülkelerinin uluslar arası imajlarına da katkıda bulunurlar."
iha
Yayın Tarihi : 15 Kasım 2006 Çarşamba 09:20:00
Güncelleme :15 Kasım 2006 Çarşamba 09:33:27


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?