22
Aralık
2024
Pazar
TRABZON

Türkiye ATİ Tekonolojisi'ni sahiplenmeli

ATİ Teknoloji Proje Koordinatörü ve Genel Müdürü Prof.Dr. Ercüment Ovalı, dünyada kabul görmüş tek bir ilaç markası olmayan Türkiye'nin Orphan Drug Act benzeri bir yasa çıkarılması durumunda kaderinin değişeceğini ve yedi yıl sonra en az 100 ürünü dünyaya satabileceğini söyledi.


Türkiye'de hücresel tedavi alanında organizasyonunu tamamlamış ve üretim yeri izni almış ilk ve tek biyoteknoloji şirketi olan Sağlık Bakanlığı'ndan ruhsatlı ATİ Teknoloji Özel Sağlık Hizmetleri Merkezi Müdürü Prof. Dr. Ercüment Ovalı, 2002 yılında projelendirilen 2004 yılında temeli atılan ve 2007 Kasım ayında bitirilerek ruhsatlandırılan tesiste Aralık ayından itibaren kordon kanı ve kök hücre üretim faaliyetinin devam ettiğini söyledi.


Prof.Dr. Ovalı, hedeflerinin hücresel tedavi bir seçenek olduğunda, klinisyene kaliteli, güvenilir ve dünya standartlarında ürün ve hizmet sunmak olduğunu söyledi.
Prof.Dr. Ovalı, bundan iki sene önce şiddetli bir muhalefetle karşı karşıya olduklarını, ancak şu an merkezde üretilen üç ürünün tartışmasız bir şekilde kabul gördüğünü söyledi. Bir takım alışkanlıklar ve tabuları yıkmanın çok zor olduğuna dikkat çeken Ovalı, kök hücre tedavisiyle ilgili oluşan dirence Shopenauer'in şu sözüyle cevap verdi: "Gerçeğin doğumunda üç aşama vardır: Önce alay edilir, sonra karşı çıkılır, sonunda da zaten belli olan bir şey denilerek kabul edilir. Gen merkezi de bu aşamalarda geçerek kendini kabul ettirdi."


STRATEJİK BİR ÜRÜN OLAN KÖK HÜCRE TEDAVİSİNİN ÖNEMİNİ DÜNYA KAVRADI
Hücre ve gen tedavisinin son derece stratejik bir alan olduğunu anlatan Prof.Dr. Ovalı, bu ürünün önemini kavrayan ABD Savunma Bakanlığı'nın nükleer savaşlarda radyasyonun öldürücü etkilerinden korunmak amaçlı Amerikan ordusu için 225 milyon dolar karşılığında 20 bin doz sipariş verdiğini hatırlattı. Türk Silahlı Kuvvetleri'nden böyle bir talep gelmediğini belirten Prof.Dr. Ovalı, bunun, olayın öneminin yeterince kavranamaması veya verilerin iyice olgunlaşmasının beklenmesinden kaynaklanabileceğini ifade etti.


Hücre ve gen tedavisinin Türkiye için son derece hayati bir gereklilik olduğunu belirten Prof.Dr. Ercüment Ovalı, "Biz, yılda 4 bin 500 ürün işleme kapasitemizle Türkiye'nin böyle bir şeye ihtiyacı olduğunda ülkeyi yurt dışına bağımlılıktan kurtarıyoruz" dedi.


Türkiye'de tıp alanında son derece önemli bilim adamlarının bulunduğunu ancak buna rağmen ülkenin dünyada tek bir ilaç markası bulunmadığına işaret eden Prof.Dr. Ovalı, bunun temel sebebinin bu alanda araştırma yapmanın çok maliyetli olmasından kaynaklandığını söyledi. Bilim adamlarının birçok aşama ve uzun yıllar gerektiren bu tür araştırmaların altından kalkamadığını belirten Ovalı, bunun için bilim adamlarının medikal alanda yaptığı araştırmaların desteklenmesi amacıyla ABD'de çıkarılan Orphan Drug Act (Yetim İlaç Yasası) benzeri bir yasanın Türkiye'de de acilen çıkartılması veya 200 milyon Euroluk TÜBİTAK bütçesinin yüzde 10'luk kısmının bu tür araştırmalara ayrılmasının şart olduğunu vurguladı. Bu alanda çıkarılacak bir yasa ile Türkiye'nin kaderinin değişeceğini anlatan Ovalı, sözlerini şöyle sürdürdü: "Çünkü medikal sahada araştırma yapmak çok zor ve bu sebepten dolayı Türkiye'nin dünyada bir tane ilacı yok.

Ülkemizde son derece önemli bilim adamları var. Kısıtlı imkanlarla bu bilim adamlarından mucize bekleniyor. Eğer böyle bir yasa çıkarılır da giderler devlet tarafından karşılanacak olursa, Türkiye'de yüzlerce ürün ortaya çıkar. Bu yapılamazsa, 200 milyon Euroluk TÜBİTAK bütçesinden bu tür araştırmalar için yüzde 10'luk bir pay ayrılabilir. Eğer, Orphan Drug Act benzeri bir yasa çıkarılırsa veya TÜBİTAK bütçesinin belli bir kısmı bu tür araştırmalar için ayrılırsa Türkiye'de devrim olur. Yedi yıl sonra en az 100 tane markamız olur ve Türkiye kendi ürününü dünyaya satabilir. Harcanan paranın da kat be kat misli döviz olarak ülkeye geri döner."


TÜRKİYE'DE "ALTINDAN KALKAMAYIZ, YAPAMAYIZ" ŞEKLİNDE BİR GÜVENSİZLİK VAR
Prof. Dr. Ercüment Ovalı, günümüzde dünyanın geleceğini şekillendiren üç önemli sektör bulunduğunu ve gelecekte söz sahibi olmak isteyen devletlerin bu üç sektöre yatırım yapmasının şart olduğunu savundu. Bu sektörlerin enerji yatırımları, biyo teknoloji ve de bilişim teknolojileri sektörü olduğunu anlatan Prof.Dr. Ercüment Ovalı, şöyle konuştu: "Ülkeyi kalkındırmak için bu üç alana mutlaka yatırım yapmak zorundayız. Ancak ülkemizde karar vericilerde 'Biz bunu yapamayız, altından kalkamayız' şeklinde yaygın bir yanlış inanış, kendine güvensizlik var. Bu güvensizlik maalesef Türkiye'yi her yönden dışarıya bağımlı kıldı. Bu sebeple ATİ teknoloji, Türkiye'nin bu sektördeki en önemli bağımsızlık hareketidir."

İha
Yayın Tarihi : 19 Aralık 2008 Cuma 13:12:10


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?