Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürüldüğü gün Pelitli jandarmasına yapılan bir ihbarda katil zanlısı O.S.'nin İstanbul'a arkadaşlarıyla gittiği belirtiliyor. İhbarla ilgili detaylı bilgi dosyada yer almıyor. Ancak, O.S.'nin İstanbul'da yalnız olmadığı şüphesi bu ihbarla birlikte kuvvetleniyor.

Dink'in öldürülmesinden sonra İstanbul Valiliği, katil zanlısı O.S.'nin güvenlik kameralarına yansıyan görüntülerini basına dağıtmış ve bu kişiyle ilgili bilgisi olanların ihbar etmesini istemişti. Görüntülerin televizyonlarda yayımlanmasından sonra baba Ahmet Samast Trabzon Emniyet Müdürlüğü'ne giderek cinayeti işleyen kişinin oğlu O.S. olduğunu söylemişti.

Verdiği diğer bilgiler doğru
Baba Samast, Trabzon Emniyeti'nde bilgi verirken, Pelitli jandarmasının da telefonu çaldı. Saat 15.05'te gelen telefonun ucundaki ihbarcı sözlerine, 'O gazeteciyi vuran var ya' diye başladı. Ardından da katil zanlısı O.S.'nin adını, babasının adını, çalıştığı yeri ve oturdukları adresi sıraladı. İhbarcının verdiği tüm bilgiler doğruydu.

Ancak sadece katil zanlısının kimliğini değil, olayla ilgili önemli bir ayrıntıyı daha söyleyip, telefonu kapattı:"Ben İstanbul'u arayacaktım benim telefonum dışarı çalışmıyor, bildirecektim, bildiremedim.. İstanbul'a bildirin. Burdan kaçtı, İstanbul'a gitti arkadaşlarıyla.. Orada yapıldı."

İhbar dokuz gün bekletildi
Ancak bu ihbar, dokuz gün sonra İletişim Tespit Tutanağı haline getirildi. Altı dakika süren konuşmada arayan numara belli. Ancak dava dosyasında ihbarcının kimliğiyle ilgili detaylı bilgi yok, ifadesi de yok.

İhbar, 'Hrant Dink öldürülecek' istihbaratını dikkate almamakla suçlanan iki jandarmanın yargılandığı dava dosyasında yer aldı. Sanık Erhan Tuncel de bir ifadesinde O.S.'nin yolculuğu hakkında çoğul konuştu: "Tuncay Uzundal'ı eylem gerçekleştikten sonra gördüğümde kendisine 'Ne zaman gittiler' diye sordum."

İnandırıcı bir ihbar
Cinayetten bir gün sonra O.S.'nin görüntüleri televizyonda yayımlanmaya başlamıştı. Televizyon'da görüntüleri izleyen ihbarcının jandarmayla görüşmesi şöyle:
İhbarcı: O gazeteciyi vuran var ya?
Jandarma: Hangi gazeteciyi vuran?
İhbarcı: Vuruldu ya İstanbul'da...
Jandarma: Hı
İhbarcı: Gazeteciyi vuran yeni afetlerde oturuyor, O.S.
İhbarcı: Tamam bak geliyorlar beni duymasın kimse...
Jandarma: Nerede oturuyor
İhbarcı: Yeni Afetler'de
Jandarma: Yeni Afetler'de Yeni Afetler'de daire?
İhbarcı: Üç büfe var.
Jandarma: Yeni afetler neresi il merkezi mi?
İhbarcı: Yeni afetler bu büfelerin yanı ama onlar kaçtı burada yoklar...
Jandarma: Ne iş yapıyor babası?
İhbarcı: Babası Ahmet Samast havaalanı belediyesinde çalışıyor...
İhbarcı: Ben İstanbul'u arayacaktım benim telefonum dışarı çalışmıyor, bildirecektim bildiremedim. İstanbul'a bildirin. Burdan kaçtı, İstanbul'a gitti arkadaşlarıyla. Orada yapıldı.
Jandarma: Tamam beyfendi teşekkürler..