Trabzon'un batıl inançları

İnsanlar arasında kimi zaman korkudan, kimi zaman çaresizlikten, kimi zaman da rastlantılardan doğan birtakım yanlış inanışlar, ilk insanlardan günümüze kadar etkisini sürdürüyor.

Batıl inanç denilen bu tür inanışlar, Anadolu'nun birçok yerinde olduğu gibi Trabzon'da da görülüyor. İnanışlar kişiden kişiye göre değişirken, ortak yanları da bulunuyor. Nereden geldiği ve toplum içinde nasıl yerleştiği belli olmayan; ama yüzyıllardan beri belki de değişik inanışların ya da insanların kendi kurgularının sonucu hiçbir temel dayanağı ve açıklaması olmadan yerleşen bu tür inanışlar, bugün bile çeşitli şekillerde kendini gösteriyor.

Yöresel özellikler arz eden bu inanışlara Trabzon'da da rastlanıyor. İşte Trabzon'da kendini gösteren batıl inanışlar:

Saç ayak boş olarak yanan ateşte bırakılırsa ölü suyu bekler.

Ellerini bağlayanın kısmeti bağlanır.

Bir kadın aş ererken birine bakarsa çocuğu ona benzer.

Yeni gelinin kucağına oğlan çocuk verilirse ilk çocuğu erkek olur.

Çocuğunun güzel olması için gebe kadına ayva yedirilir.

Gece tırnak kesilmez.

Kapı eşiğinde oturan kişi iftiraya uğrar.

Evde incir ağacı yakılmaz yakılırsa ev ocak söner.

Geceleyin evde ıslık çalınmaz, çalınırsa eve yılan girer.

Kuluçkanın altına yumurta koyan kişi, başını sararsa civcivler gugulli olur.

Ay tutulunca havaya ateş edilirse Ay kurtulur.

Mayıs'ın 7'sinde deniz suyuyla yıkanan ve kayığa binenler, yakalandıkları hastalıktan kurtulur.

Boş beşik sallanırsa çocuğun karnı ağrır.

Arının ısırdığı yere demir basılır.

Sarılığa yakalanan hastanın usturayla damak, el ve ayak tırnaklarının dipleri kesilir. Bu işleme sarılık kesme denir.

Çıbanların olgunlaşıp boşalmaları için üzerine damar otu denilen geniş yapraklı bir ot sarılır.

Başı ağrıyanın başına patates sarılır, ayrıca mısır hamuru ayranla karıştırılarak bir çömberle başın ön kısmına bağlanır.

Kızların saçı, kalandar (ocak) ayında kesilip başı yağan kar ile ovulursa saçları gür ve düz çıkar."