Türkiye’de yönetmeliği bile olmayan müteahhitlik mesleğinin M.Ö. 2 binli yıllarda yasası olduğu ortaya çıktı. 17 Ağustos depreminde çöken binaların müteahhitleri sembolik cezalara çarptırılırken, 4 bin yıl önce çıkartılan yasada çöken binada ölen olduğu taktirde inşaatı yapanın idamını öngürülüyor.
İnşaat Mühendisleri Odası’nın ’aylık bülten’ dergisinde yer alan, M.Ö. 2 bin yılına ait olduğu belirlenen ’müteahhitlik yasası’, arkeolojik kazılarda gün ışığına çıkan eski yapıların hala nasıl ayakta durduklarını gözler önüne seriyor. Babil Kralı Hammurabi imzasını taşıyan eski bir kitabenin tercüme edilmesiyle ortaya çıkan 4 bin yıllık yasaya göre, çöken binada insan olduğu taktirde inşaatı yapan kişi idam cezasına çarptırılıyor. Çöken evde çocuk öldüğü taktirde inşaatı yapan kişinin de çocuğunun ölüm cezasına çarptırılacağının yer aldığı yasada, ölen olmadığı taktirde müteahhit binayı yeniden yaptığı gibi ev sahibinin bütün zararını da karşılaması gerekiyor.
İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi Başkanı Adem Özdemir, 4 bin yıl önce uygulamada olan kanunların zaman zaman yapılan arkeolojik kazılarda gün ışığına çıkan eski binaların nasıl yıkılmadıklarını gösterdiğini belirterek, "Bu yasayı görünce Türkiye’de mesleğimizin hala yönetmeliği olmamasından dolayı utandım" dedi. Özdemir, 17 Ağustos depreminde yaptığı binalarda yüzlerce kişinin ölümüne sebep olan Veli Göçer’in Türk Ceza Kanunu’na (TCK) göre ’dikkatsizlik ve tedbirsizlik sonucu ölüme sebebiyet verme’ suçundan ceza aldığını hatırlatarak, "3 ay öncesine kadar kaçak inşaatı yapana bile cezai müeyyide uygunmıyordu. Depremde yaptığı bina yıkılan bir müteahhite TCK’ya göre ceza verilemiyor. 21. yüzyılda Türkiye’de müteahhitlik mesleğinin ne kuralı, ne kaidesi ne de yönetmeliği var. Her hangi bir kişi ilgili yerlere müracat edip, ’ben müteahhit olacağım’ diyerek, bu işe başlayabilir.
Bir tarafta mesleğimizin 4 bin yıllık yasası, diğer tarafta ülkemizdeki bu tablo ilkel olduklarını düşündüğümüz insanların ne kadar ufuklarının açık olduğunu gösteriyor" diye konuştu.