Seyis ve antrenörleriyle birlikte çiftliğe gelen atların itina ile bakımı yapılıyor. Muz, pekmez bal ve şeftali ile beslenen yarış atlarının arpaları bile boğazlarına toz kaçmaması için elekten geçiriliyor. Sabah saatlerinde at eğitmenleri tarafından denize götürülen yarış atları, ilk olarak kumsalda yuvarlanarak taşlarından ayıklanmış incecik kumun zevkini çıkarıyor. Daha sonra boyunlarına yular takılan trilyonluk atlar, denizin serin sularında yüzüyor.

Yüzme sırasında başlarında hazır bekleyen seyisler ise çıkışta atı havluyla kuruttuktan sonra, üşümemesi için giydirerek ahıra götürüyor. 19 yarış atının bulunduğu tatil köyüne aşırı talep olduğunu söyleyen Eagle Horses At Tatil Köyü'nün sahibi turizmci Cem Malatacı, kontenjanların çok önceden dolduğunu söyledi. Yurt dışında yarış atlarının tazyikli deniz suyuna karşı yüzdürülerek kondüsyonlarının geliştirildiğini söyleyen Malatacı, deniz suyundaki iyot ve mineraller sebebiyle atların yaralarının da kısa sürede iyileştiğini ifade etti.

Ayrıca yaralanan hayvanların bakımının bitkisel ilaçlarla yapıldığını belirten Malatacı, kimyasal ilaç tedavisinin sonuç vermediği pek çok yaralı atın bitkisel ilaçlarla koşu pistlerine geri göndüğünü ifade etti. Çiftlikteki eğitimleri şehir çocuğuyla köy çocuğuna benzeten Malatacı, "Biz burada atları en zor şartlara alıştırıyoruz. Atların kondüsyonu artıyor. Yüzdürerek, eklemlere baskı yapmadan kaslarının gelişmesini sağlıyoruz" dedi. Fiyatları 300 ila 800 milyar arasında değişen atların sahipleri ise, çiftliğe aylık 600 milyon lira ödüyor.