Bursa'da, "dur" ihtarına uymayan hırsızlık zanlısına ateş ederek ölümüne sebep olduğu iddiasıyla 26 yıla kadar hapsi talep edilen polis memurunun yargılanmasına başlandı.
5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde, "ölüme sebebiyet verecek şekilde kasten yaralama" suçundan 26 yıla kadar hapsi istenen Organize Sanayi Polis Merkezi memurlarından M.A. (33), bugün ilk kez hakim karşısına çıktı. Hakkında "görevi yaptırmamak için direnme" suçundan dava açılan G.A. ise bugünkü duruşmaya katılmadı.
"Dur" ihtarına uymayan hırsızlık zanlısı Gökhan Ergün'e (21) ateş ederek ölümüne sebep olduğu iddia edilen sanık polis M.A., yapılan hırsızlık ihbarı üzerine siteye gittiklerini ifade ederek, "Apartman görevlisi yanıma gelerek hırsızların içeride olduğunu söyledi. Ben de bahçe duvarından atlayarak apartmanın köşesine doğru geçtim. Her iki tarafı da kontrol ediyordum. Bu sırada apartmanın giriş kapısının üstündeki sundurmadan bir şahsın camdan içeri doğru girip çıktığını fark ettim. Bu şahsın kim olduğundan emin olamadım. Zira sivil polisler de olabilirdi. Ayrıca hırsızların silahlı olabileceğini düşünerek elime silahımı aldım. Sundurmanın tam altına geldiğim sırada iki kişi yere atlayıp kaçmaya başladı. Ben de 'Durun, kaçmayın. Polis' diyerek havaya ikaz ateşi açtım. Arkada kalan tutuksuz sanık G.A. ve daha sonra bu olay sebebiyle ölen maktulü yakaladım" dedi.
"VURULDUĞUNU ANLAYINCA TAMPON YAPTIM"
Maktulle boğuşmaya başladıklarını anlatan polis memuru M.A., "Bir elimde silah vardı. Diğer elimle ona müdahale etmeye çalıştım. Şahıs benim boğazımı sıkıp tekme vurdu. Elimden kurtulup kaçmaya başladı. Diğer sanık G.A. ise bahçe duvarına doğru kaçıyordu. O sırada peş peşe silah sesleri duyulunca önden giden G.A.'nın elinde silah var zannettim. Polis olduğumu tekrarlayıp durmalarını istedim. Kaçmaya devam edince de önümdeki şahsın ayaklarına doğru uyarı amaçlı ateş ettim. Bu arada ikisi de bahçe duvarını aşmıştı. G.A. kaçmaya devam ediyordu. Bahçe duvarının oraya geldiğimde maktulün yere düştüğünü gördüm. Kaçan G.A.'nın peşinden bir el daha havaya uyarı atışı yaptım.
Yere düşen şahsın bahçe duvarına takılıp düştüğünü zannettim. Yanına gittiğimde, 'Ben yandım, ölüyorum' deyince kasık bölgesinden yaralandığını gördüm. Hemen ambulansa haber verdim ve kan akan bölgeye tampon yaparak müdahale ettim. 10-15 dakika sonra ambulans geldi. Onu hemen hastaneye götürdü. Fakat kurtarılamadı. Ben kimseyi öldürmek amacıyla hareket etmedim. Sadece kendilerine ikaz atışı yaptım. Halbuki kendilerini vurmaya elverişli mesafedeydim, istediğim bölgeden vurabilirdim" diye konuştu.
"OĞLUM SUÇ İŞLEMİŞ OLSA DA ÖLDÜRÜLMESİ Mİ GEREKİRDİ?"
Öldürülen hırsızlık zanlısının babası Ö.E. ise sanık olan polis memurundan şikayetçi olduğunu belirterek, "Olay günü beni telefondan aradılar. Oğlumun ağır bir trafik kazası geçirdiğini söylediler. Hemen hastaneye gittim. Oğlumun kazada yaralandığını zannediyordum. Onun verdiği heyecanla rahatsızlandım. Bana iğne vurarak sakinleştirdiler. Daha sonra polisler beni emniyete götürdü. Şokta olduğum için olayı kavrayamadım. Oğlumun vurularak öldürüldüğünü ise savcılık aşamasında öğrendim. Oğlum her ne kadar bir suç işlemiş ise de öldürülmemesi gerektiğini düşünüyorum. Ayrıca olayla alakalı televizyonlarda çıkan haberleri de izledim. Oradaki çekimlerde de hava aydınlanmıştı. Ambulans gelmemişti. Hatta iki kişi oğlumu bir yerden alıp başka bir yere taşıyordu. Şikayetçiyim" dedi.
Site görevlisi H.D. (34), hırsızları görerek ihbarda bulunan daire sakinleri İ.B. (46) ve S.A.K. (48) ile olaya müdahale eden polis memurlarından R.K.'yi (47) şahit olarak dinleyen mahkeme, çağrılmasına rağmen gelmeyen tutuksuz sanık G.A.'nın duruşmaya zorla getirilmesine karar verdi. Duruşma, eksikliklerin tamamlanması için ertelendi.