İstanbul Kapısı |
İstanbul Kapısı İmparator Hadrianus zamanında, MS.70-71 yıllarında yapılmıştır. Bugün İznik’in kuzeyindeki Atatürk Caddesi’nin surlarla birleştiği yerde olan bu kapı çeşitli dönemlerdeki onarımlardan sonra günümüze iyi bir durumda gelebilmiştir. Roma ve Bizans dönemlerinde İstanbul’a giden yolun buradan başlamasından ötürü İstanbul Kapı ismi ile anılmıştır.
Kapının önündeki dış kapı ön sura ait olup, iki yanında iki silindirik küre bulunmaktadır. Bir sıra moloz taş, iki sıra tuğla ile yapılmış olan kapının üç yöne bakan birer mazgal penceresi bulunmaktadır. İstanbul Kapısı kuleler arasındaki yolun ortasında olup, yan ve üst söveleri silindirik, koyu renkte granit sütunların hatıllar ve demir kuşaklarla birbirlerine bağlanmasından oluşmuştur. Burada bulunan sövelerin üzerindeki büyük kemer köşe duvarlarının üzerine oturtulmuştur. Ayrıca kemer ile söve arası da tuğla ile örülerek doldurulmuştur. Üstteki yatay sütunun uçları konsollarla takviyeli olup, dışarıya çıkıntı yapmaktadır. Kapı üzerinde yüksek kabarma olarak yapılmış bir savaş sahnesi görülmektedir. Bu kabartmaların üst kısmında da Pampfilya tipi bir lahit kapağı görülmektedir.
Uzaktan İstanbul Kapısı |
İstanbul Kapısı 2.80 m. genişliğinde, 2.75 m. yüksekliğindedir. Kapının kuzey ve güney cepheleri aynı yapı özelliğini taşımaktadır. Bu kapı orta kapıdan biraz farklı bir eksendedir. Bizans döneminde Theodor Laskaris XIII.yüzyılda buraya bir demir kapı eklemiştir. Ana geçidin her iki yanında 3,50 m. uzunluğunda, 0,90 m. genişliğinde yayalar için iki geçit yapılmıştır. Bu geçitler üzerinde de kurt dişi lentolardan oluşan beyaz mermer bezemeler dikkati çekmektedir. Kapının iki yanına nöbetçi odaları yerleştirilmiştir. Kapının şehre bakan yüzünde bir kitabe olduğu, çivi deliklerinden anlaşılmaktadır. Bu deliklere dayanılarak okunabilen kitabede; “Gaius, Cassius Chrestus'un çabasıyla yapımı tamamlanan bu eseri Prokonsil M. Plancius Varus imparatorların yüce evine ve eyaletin başşehri Nikaia'ya adadı” yazılıdır. İstanbul Kapı’sındaki bu yazıtlar Roma İmparatoru Vespasian (69-79) ve İmparator Titus'un (79-81) müşterek yönetimleri sırasında yazılmıştır. Kitabede ismi geçen M. Plancius Varus İznik’in önemli bir kişisi olup, Bithynia ve Pontus eyaletlerinde prokonsillük yapmıştır.
Kapının kuzey ve güney cephelerinde, geçitlerindeki nişler içerisinde Roma döneminde heykellerin bulunduğu, Bizans dönemlerinde de onların yerine fresklerin yapıldığı günümüze gelen izlerden anlaşılmaktadır.
Tiyatrodan Getirilen Mask |
Roma döneminde yapılmış olan ana kapının yanında sur duvarlarına bağlanan bir iç avlu, bunun güneyinde de İznik’e girişi sağlayan bir iç kapı bulunmaktadır. Bu kapı 4.15 m. yüksekliğinde, 4.01 derinliğinde iki kanatlı ahşap bir kapı ile kapatılıyordu. Bunun iki yanında da 1.75 m. genişliğinde yayalar için geçitler bulunuyordu. Burada bulunan ve tiyatrodan sökülmüş bir taşın üzerinde de Grekçe; “Düşmanın cüretinin, tanrının yardımıyla, utanca dönüştüğü şu yerde, Hıristiyan dostu krallarımız Leon ve Constantinius, yüz basamaklı bir zafer kulesi yaptırdılar. Coşku içinde giriştikleri bu işi gerçekleştirerek, Nikaia şehrini içten bir gayretle onardılar. Her üne laik saray mabeyincisi patrik Artavasdos'un yapıtın tamamlanmasında büyük emeği geçti” yazılıdır.
Ayrıca tiyatrodan buraya getirilen, MS. II.yüzyıla tarihlenen sakallı bir mask da bulunmaktadır. O zamanki inanışa göre bu masklar kenti kötü ruhlardan ve düşmanlardan korumak amacı ile buraya yerleştirilmiştir. İç kapının kuzeybatı yüzeyinden kazınmış bir büst kabartmasının Büyük İskender'e ait olduğu belirtilmektedir.
Kenthaber Kültür Kurulu
Fotoğraflar, www.bursa.gov.tr adresinden alınmıştır.