Topkapı Çınarı |
Osmanlı döneminin ilk medreselerinden olan Süleyman Paşa Medresesi'nden Davud-i Kayseri'nin günümüze ulaşamayan mezarının bu çınarın dibinde olmasından ötürü, “Davud-i Kayseri Çınarı”olarak da binen Topkapı Çınarı, İznik'in kuzey doğusunda Alaaddin Mısri Sokağı'nın yanında evler arasında yükselmektedir. Kentin bu yöresinde surlarda tuğla kemerli tali kapıya “Topkapı” denmesinden dolayı, çınar da bu isimle anılmaktadır
Çınar gövdesinin içi tamamen çürüyüp boşalmıştır. 6 ana kolu günümüze kalmıştır. Gövde toprağa 1m.kala genişleyip yayılarak 20 m.lik çevre ölçüsüne ulaşmıştır. Çınarın gövdesinin kuzey kısmındaki yarık altta 2,5m, üstte 1,25 m.dir. Doğusundaki yarık ise 0,5m. dir. Yarıklardan gövde içine girilmesine engel olmak için çekilen dikenli tellerin gövdeye bağlantı kısımları ağacın genişlemesiyle örtülmüş ve teller gövdenin içinden çıkıyor gibi bir görünüm kazanmıştır. Gövde içindeki oyuğun güney-kuzey uzantısı 6 m.ye, doğu batı uzantısı 4 m.ye ulaşmıştır. Ağacın iç kısmının yaklaşık 24 m2 genişliğinde bir oda görünümü vardır.
Günümüzde çevresinin beton binalarla dolması, sorumsuz kişilerce içine ve çevresine çöp dökülmesi ve damlara zarar veriyor gerekçesi ile bazı kollarının kesilmesi, doğa tarihinin bir parçasını oluşturan, 550 yıllık geçmişe sahip bu anıtsal çınarın dallarının kurumasına, yapraklarının gelişemeyerek dökülmesine neden olmaktadır.
Kenthaber Kültür Kurulu