Gökçeada Limanı Havadan |
Marmara Bölgesi’nde, Çanakkale iline bağlı ilçe olan Gökçeada (İmroz) Türkiye’nin en büyük adasıdır. Kıyıları 92 km olup, yüzölçümü de 279 km2’dir. Gelibolu Yarımadası’na 18 km uzaklıktadır. Adadaki İlyas Tepede (Doruktepe) yükseklik 672 m.ye ulaşır. Bu ada Tersiyer Döneme (3.döneme) ait olup, 65-2,5 milyon yıl öncesinin tortullarından oluşmuştur. İlçe arazisi genelde engebeli bir yapıya sahip olup, volkanik kütlelerden oluşmuştur.Adanın en önemli akarsuyu olan Büyükdere üzerinde Gökçeada Barajı yapılmıştır.
İlçenin ekonomisi turizm, zeytincilik, balıkçılık, bağcılık, hayvancılık ve süngerciliğe dayalıdır. Adanın Büyükdere ve Güllüce Deresi çevresindeki düzlükler tarım alanlarıdır. Burada baklagiller, buğday ve elma yetiştirilir. Zeytinlikler İmroz (Çınarlı), Zeytinliköy arasında uzanan bir çizginin güneyinde yaygınlaşmıştır. Balıkçılıkta Türkiye’nin sayılı bölgelerinden biridir. Aynı zamanda önemli bir koyun yetiştirme merkezi olup, 1967’de Gökçeada devlet Üretme Çiftliği kurulmuştur ve yüksek nitelikli koyunlar yetiştirilmektedir. Tavukçuluk ve arıcılığın yanı sıra mandralarında peynir üretilmektedir. XX.yüzyılda oldukça yaygın olan süngercilik ile dokuma yaygıları günümüzde gerilemiştir. Adanın Pirgos, kaleköy ve İspilya plajları yaz turizminde önem taşımaktadır.
Gökçeada'dan Genel Bir Görünüm |
Gökçeada’nın yerleşimi ile ilgili kesin bilgiler bulunmamakla beraber, Antik Çağın İmbros kenti burada kurulmuştur. İmbros (İmroz), diğer Ege adaları gibi tarih boyunca Avrupa ile Asya arasında köprü görevini üstlenmiştir. Bu yüzden burası devamlı el değiştiren bir geçit merkezidir. Homeros’un İliada’sında devamlı adının geçmesi de bunu kanıtlamaktadır.
Adaya ilk yerleşenlerin Pelasglar olduğu sanılmaktadır. M.Ö.513 yıllarında Pelasglar buraya hakimdiler. Akalar, buraya geldiklerinde kıyıları surlarla çevirerek kendilerini koruma altına almışlar ve buradan geçen gemilerle alışveriş yapmışlardır. Perslerin Anadolu’yu işgali sırasında kısa süreli olsa da bir süre onların egemenliğine girmiştir. Ancak Atinalılar Imbros’un stratejik önemini göz önünde bulundurarak M.Ö.494’de geri almışlardır. Bunun ardından adaya Atinalıları da yerleştirerek orasını koloni durumuna getirmişlerdir. M.Ö.479’da İmbroslular Atina önderliğindeki Delos Deniz Birliğine girmişler ve Atina-Sparta savaşında Atinalıların yanında yer almışlardır. Atinalılar ile Persler arasındaki M.Ö.448’de yapılan Antalkidas Barışı sonunda Ada, Atina’ya bağlanmış, bu durum Roma egemenliğine kadar sürmüştür. M.Ö.215-168 yılları arasında 47 yıl süren Makedonya Savaşları sonunda Roma’nın bütün Makedonya ve Ege’yi işgal etmesiyle Ada Roma egemenliğine girmiştir.Roma’nın ikiye ayrılmasında, Doğu Roma’nın payına düşmüştür.
Antik İmbros Kalıntıları |
İmbros Bizans’ın 1204’deki Latinler tarafından istilâsı sırasında Gelibolu Dükalığına bağlanarak Cenevizlilerin eline geçmiştir. Bizans İmparatorluğu’nun son yıllarında Cenevizli Gottilusia ailesi Ege’deki diğer adalarda yaptıkları gibi burada da egemenlik kurmaya çalışmışlardır. Ada kısa bir süre Venediklilerin eline geçmiş, 1470’de Osmanlı topraklarına katılmıştır. XIX.yüzyıl sonlarında Cezair-i Bahr-i Sefit vilayetinin Limni sancağına bağlı bir kaza merkezi idi. Balkan Savaşları sırasında Yunanlıların, Çanakkale Savaşları sırasında da Adada bir hava alanı yaptıran İngilizlerin eline geçmiştir. Kurtuluş Savaşı sırasında 1922’de Yunanlılar burayı işgal etmiş Lozan Antlaşması ile de Türkiye sınırları içerisinde kalmıştır.
Kaleköy yakınlarındaki antik İmbros kentinin kalıntıları bulunmaktadır. Ayrıca Ceneviz, Venedik ve Bizans dönemine ait kalıntılarla da karşılaşılmıştır.
Kaya Mezarları |
Gökçeada'da günümüze gelebilen tarihi eserler; Merkez Camisi, İskiter Kalesi, Panayia Kilisesi, Tahsiarsi Kilisesi, Hagia Varvara Kilisesi, Aya Yorgi Kilisesi, Hagia Maria Kilisesi, Kaya Mezarı, Tuz Gölü, Marmaros Şelalesi, Kuzu Limanı, Peynir Kayaları (Kaşkaval Burnu)'dır.
Kenthaber Kültür Kurulu