23
Aralık
2024
Pazertesi
EDİRNE

Trakyalı Orpheus


Trakyalı Orpheus

Lirinin tatlı ezgileriyle doğayı bile denetimi altına alabilen mitolojik ozan Orpheus’un acıklı öyküsünün kaynağı Trakya’dır.
Bir söylenceye göre Apollon’un, bir başka söylenceye göre Irmak Tanrısı Oiagrus’un oğlu olan Orpheus’un annesi Esin perisi Kalliope’dir.
Orpheus lirinden öyle hoş sesler çıkarırki, çalmaya başlayınca ağaçlar coşkuyla titrer, yırtıcı hayvanlar uysallaşır, kuşlar uçmaktan vazgeçip çevresinde toplanır. Orpheus’un liri, kayaları bile etkiler. Altın post peşindeki Argonaut’lar seferinde, karadeniz’in yalçın ve oynak kayalarına söz geçirip, onları yerlerine bağlayan, Orpheus’un liridir.
Orpheus, bu seferden dönünce Thrakia (Trakya)ya yerleşir, kral olur. Burada eşsiz güzellikteki bir peri kızı Eurydike’ye tutulur, onunla evlenir. Günün birinde bir çobandan kaçarken, sık otlar arasındaki bir yılan Eurydike’yi sokar. Güzel peri ölür.
Karısını çılgınca seven Orpheus’un acısını hiçbir şey dindiremez. Lirini alır, Trakya Dağlarına çıkar. Çalar, söyler, dağı taşı inletir. Karısının hayali bir türlü gözünün önünden gitmez, acısı gün geçtikçe artar, dayanılmaz duruma gelir. “Ölüler Alemi”ne inmeye karar verir. İnsanların yakarışlarına aldırmayan  taş yüreklilerin bulunduğu bu karanlık dünyada, sevgili karısını bulacaktır.
“Ölüler Alemi”nin kapısına gelir, lirini çalmaya başlar. Yer altında gün ışığı görmeden sürüklenen zayıf gölgeler ve hayaller Orpheus’un  lirinin büyülü sesine doğru koşuşmaya başlar. Aralarında güzel Eurydike’nin ruhu da vardır. Cehennem  bekçisi üç başlı  Kerberos’un üç ağzı da açık kalmıştır. Sonunda Orpheus, Cehennem kralı Hades’in huzuruna çıkar. Lirini öylesine çalar ki, hiçbir yakarışa aldırmayan Hades’in bile yüreği yumuşar. Orpheus’a karısını alıp götürme izni verir.
 
Ama bir koşulu vardır. Yeryüzüne çıkana dek, dönüp ardına bakmayacaktır. Orpheus razı olur. O önde, karısı ardında gün ışığına doğru yürümeye başlarlar. Tam yeryüzüne çıkacaklarken dayanamaz, dönüp karısına bakar. Eurydike bir anda yitiverir. Ardından koşup tutmak istese de ruhları cehennem deresi Styks’ten geçiren kayıkçı, onu bir daha kayığına almaz. Dayanılmaz acılarla kıvranan Orpheus, 7 ay yalçın kayalar üstünde lir çalar. Onun acısıyla tüm doğa inler.
Bir anlatıma göre, insanları müzikle kendilerinden geçirmesine kızan Bakkha’lar, bir başka anlatıma göre de karısının anısına bağlı kalıp kendileriyle ilgilenmemesine öfkelenen Trakyalı kadınlar, bir gece Orpeus’un  üzerine çullanarak parçalarlar. Başı ve liri kayalardan aşağı yuvarlanır.
Pausanias’ın söylencesine göre ise, Orpheus’u, insanlara müziğin kutsal  gizlerini öğrettiği için Zeus, yıldırımıyla vurarak öldürmüştür.
Orpheus’un bir ırmağa düşen başı ve liri, Lesbos kıyısına dek gelir. Orada bir mağara oyuğuna girer. Burası uzun süre ziyaret yeri olur.
Lukianos dönemine değin baş ve lir, buradan alınarak Lesbos’un bir mabedinde saklanır. Lesbos derebeylerinden birinin oğlu, bir gün liri alarak çalmak ister. Lirin büyülü sesine koşan köpekler onu parçalayarak öldürür.
Orpheus’un başını meles kıyısında bir çobanın bulduğunu, Makedonya’daki Libertha kenti’nde bir Orpheus gömütü olduğunu öne sürenler de vardır.
Orpheus’un acıklı öyküsü, Vergilius’un Georgica adlı yapıtında şiirli bir dille anlatılır.
Orpheus, orphik dinin de kurucusu sayılır. Trakya’da doğup, oradan İtalya ve Yunanistan’a geçen Orphik din Pythagoras’ın düşün biçimini de etkilemiştir.
Orphik din, Hemoros’daki tanrıların dindiremedikleri bir gereksinimi karşılar ve mitosu ayrılıklar gösterir.
 
 
Vekilinize soru sormak/sorununuzu iletmek ister misiniz?
Sorular/Cevaplar