21
Kasım
2024
Perşembe
BEYKOZ - İSTANBUL
Belediye Sayfaları
Nufus
12.573.836
Yüz Ölçümü
5.220
İlçe Sayısı
41
Vali
Nufus
241.833
Yüz Ölçümü
396
Belediye Sayısı
22
Köy Sayısı
0
Kaymakam

Beykoz Genel Bilgi

Havadan BeykozMarmara Bölgesi’nde, İstanbul İli’ne bağlı bir ilçe olan Beykoz, batısında İstanbul Boğazı, doğusunda Şile, kuzeyde Karadeniz, güneyinde Ümraniye, güneybatısında Üsküdar ile çevrilidir. Boğaziçi’nin Anadolu yakasının kuzey kesiminde yer alan Beykoz’un, aynı zamanda Karadeniz’e kıyısı bulunmaktadır. Deniz seviyesinden 240 m.ye kadar yükselen ilçenin ormanlık ve engebeli bir arazi yapısı vardır. Bu arazi Riva, Küçüksu ve Göksu dereleri ile bölünmüştür. Akbaba, Dereseki, Karakulak, Sırmakeş, Deli Osman, Kaymakdonduran, Soğuksu, Kestanelik Beykoz’un önemli içme sularıdır.

Anadolu Hisarı ile kandilli sırtları arasında uzanan Büyük Göksu, yüzyıllar boyunca yerli ve yabancı pek çok kişinin ilgisini çekmiştir. Edebiyatta, musikide, folklorda kendisine özgü bir yer edinmiştir. XIII.yüzyılda yaşamış P.G.İnciciyan’dan öğrenildiğine göre; Göksu Aretae veya Enerete ismi ile tanınıyordu. Küçük Göksu ise Nablidikom ismi ile biliniyordu. XX.yüzyılın başlarında Göksu’da derenin çevresinde bir takım imalathanelerin kurulması Göksu’nun özelliğinin yok olmasına neden olmuştur. 

Beykoz'dan Genel Bir GörünümYüzölçümü 396 km2 olup, 200 Yılı genel Nüfus Sayım sonuçlarına göre; toplam 217.316’dır.

İlçede Akdeniz ikilimi ile Karadeniz ikliminin karışımı olan Geçiş Tipi İklimi hüküm sürmektedir. Beykoz ve çevresinin bitki örtüsü; başta kestane, meşe, gürgen, ıhlamur, kayın, kızılağaç ve fındık ağaçlarından oluşan ağaçlarla kaplıdır. İlçedeki başlıca yeşil alanlar; Abraham Paşa Korusu ile Beykoz Çayırı’dır. Buradaki alanlar tarih boyunca İstanbulluların önemli mesire yerleri olmuştur. Ayrıca Deniz Kuvvetleri Kurtarma Grup Komutanlığı Tesisleri de burada yer almaktadır.

İlçenin ekonomisi ticaret, turizm, balıkçılık ve sanayie dayalıdır. İlçede sanayii kuruluşu olarak, Paşabahçe İspirto ve İçki Fabrikası 1929’da kurulmuştur, 1935’te kurulan Paşabahçe Cam Fabrikası bulunmaktadır. Ayrıca kundura fabrikası vardı. Bunlardan kundura fabrikası ile cam fabrikası günümüzde çalışmamaktadır. Beykoz’un dalyanlarında tutulan balıklar eskiden günümüze kadar geçen zaman süreci içerisinde önemini korumaktadır. Balıkçı tekneleri Beykoz koyunda barınmaktadır. Burada avlanan balık türlerinin başlıcaları; kalkan, uskumru, lüfer, palamuttur. Eskiden bol miktarda avlanan Kılıç balığına çok az rastlanmaktadır. Ayrıca Akbaba Köyü’nde et kesimi yapılmaktadır. Beykoz’a bağlı Polonezköy de önemli bir dinlenme ve mesire yeridir. 

Boğaziçi YalılarıBoğaziçi’nin ve Beykoz’un bulunduğu yerde arkeolojik buluntular yok denilecek kadar azdır. Bu nedenle Eskiçağ Boğaziçi’sinde Beykoz’daki yerleşmenin başlangıcı diğer yerleşim alanları gibi kesinlik kazanamamıştır. Bununla birlikte, Göksu Deresi’nin güney sırtlarında Geç Helenistik veya Roma çağına tarihlenen bir tümülüs ve onunla ilgili kalıntılarla karşılaşılmıştır. Büyük olasılıkla bu tümülüs Şile yolu üzerindeki Ömerli tümülüsleri zincirinin Boğaziçi’ndeki bir halkası olarak da düşünülebilir.

Beykoz İstanbul’un eski bir yerleşim yerlerinden olup, tarihi MÖ.700’lere dayanmaktadır. Trakya’dan deniz yolu ile buraya gelen Traklar yöreye yerleşmişlerdir. Kralları Amikos’un ismini de yerleştikleri bölgeye vermişlerdir. Tarihi kaynaklardan Trakların burada küçük bir devlet kurdukları ve daha sonra MÖ.337’de Bithynialılar tarafından ortadan kaldırıldığı öğrenilmektedir. Pontus Kralı III.Mithridates Bithynia Krallığını ortadan kaldırdıktan kısa bir süre sonra yöre, Romalıların eline geçmiştir. Roma’nın ikiye ayrılmasından sonra İstanbul ile birlikte Beykoz da Doğu Roma (Bizans) İmparatorluğunun sınırları içerisinde kalmıştır. Bizans döneminde Boğaziçi’nin Anadolu yakasında manastırların kurulduğu da bilinmektedir. Yine bu dönemde Rumeli Kavağı, Anadolu Kavağı ile birlikte Beykoz da Karadeniz ve Boğazların kontrolünde önemli rol oynamıştır. Zaman zaman Arap akınlarına uğrayan yöre, Yıldırım Beyazıt tarafından 1402’de ele geçirilmiş ve Anadolu Hisarı (Güzelcehisar) da bu dönemde yapılmıştır. 

Anadolu Hisarıİstanbul’un fethinden sonra Amikos ismi Beykoz olarak değiştirilmiştir. Söylentiye göre, Kocaeli Beylerbeyi’nin burada oturmasından ötürü Bey ve Kos (Köy) sözcüklerinin birleştirilmesinden oluşturulmuştur. Bir başka söylentiye göre de Osmanlı döneminde burada yaptırılan on çeşmeler isimli bir çeşmenin yanında bulunan büyük bir ceviz ağacından ötürü Binkos ismi yakıştırılmıştır. Bu isim zamanla Beykoz’a dönüşmüştür.

Osmanlı dönemine ait Beykoz’la ilgili ilk bilgiler Fatih Sultan Mehmet dönemine (1451-1481) dayanmaktadır. Fatih Sultan Mehmet Beykoz’da Akbaba Köyü civarında avlanırken Tokat Kalesi’nin ele geçirildiğini öğrenmiş ve bulunduğu yere, Beykoz Çayırı’nı çevreleyen yerde Tokat Bahçesi adlı bir mesire kurdurmuştur. Kanuni Sultan Süleyman başta olmak üzere Sultan IV.Mehmet, IV.Murat buradaki Tokat Kasrı ve Tokat Bahçelerine avlanmak için sık sık gelmişlerdir. Evliya Çelebi de Tokat Bahçesindeki kasırdan, fıskiyeli havuzdan, hamamdan söz ettiği gibi burada yüz bostancının çalıştığını da dile getirmiştir. XVII.Yüzyılda Antoinette Gallard, Fransız sefiri ile birlikte buraya gelmiş ve Evliya Celebi’nin sözünü ettiği eserleri gördüğünü seyahatnamesinde belirtmiştir. 

Anadolu Kavağı Yoros KalesiOsmanlı döneminde Boğaz’a hakim, stratejik konumunun yanı sıra, ormanlık alanlarından avlanma yeri olarak yararlanılmıştır. Padişahların ve saray erkânının önde gelen devlet büyüklerinin konaklayabilmeleri için de burada av kasırları yapılmıştır. Evliya Çelebi Seyehatnamesi’nde Beykoz’u şöyle anlatmaktadır: “Servi Burnun’nun üç bin adım güney tarafında, bir liman-ı âzimin kenarındadır. Sekiz yüz haneli, bağ ve bahçeli, mamur bir kasabadır. Camii, mescidi, hamamı, sibyan mektebi, küçük sokakları, ağaçlarla müzeyyen çarşı ve pazarı vardır. Çarşı ve pazarı çok bakımlıdır. Halkı bahçıvan, oduncu ve balıkçıdır. Ab-ı havası nefistir. İskelesinde bir kılıç balığı dalyanı vardır. Beş altı gemi direğini birbirine bağlayıp denize dikmişlerdir. Karadeniz tarafından kılıçbalıkları geldiğinde direğin tepesindeki âdemler ellerindeki taşları kılıç balıklarının arkasına doğru atınca balıklar emin yerdir diye liman ağzına doğru girer. Burada ağlara takıldıklarında balıkçılar kayıklarla kılıçbalıklarına yanaşıp kargı ve tokmaklarla bunları avlarlar. Buradan içeride Akbaba, Sultan, Ali Bahadır, Dereseki, Alemdağ, Koyun Korusu, Yuşa Nebi mesireleri vardır.” 

Gümrük Emini İshak Ağa ÇeşmesiXV.yüzyıldan itibaren Boğaziçi’ndeki Osmanlı yerleşmesi gün geçtikçe artmış, Sadrazam Divittar Emin Mehmet Paşa burada bir saray yaptırmıştır.

Osmanlı devleti ile Rusya arasında 8 Temmuz 1833’te Hünkâr İskelesi Antlaşması imzalanmıştır. Bu antlaşma ile Osmanlı Devleti Mısır’da ayaklanan Kavalalı Mehmet Ali Paşa’ya karşı ilk kez bir başka devletin korumasını kabullenmiştir.

Beykoz’un Hünkâr İskelesi olarak isimlendirilen bu kesiminde 1826 yılına kadar çalışan un değirmenleri bulunuyordu. Bu değirmenler Bostancı Ocağı tarafından yönetiliyordu. Miri’ye ait olan bu değirmenler 1826’da yeniçeri ve Bostancı Ocaklarının kaldırılmasından sonra yok olmuş yerlerine yeni imalathaneler kurulmuştur. Ayrıca buradaki derelerin kenarlarında kurulmuş çömlekhaneler vardı. Sultan III.Selim döneminde İtalya’da cam işçiliğini öğrenen Mehmet dede isimli bir Mevlevi dervişi 1803’te burada cam ve kristaller üreten bir imalathane kurmuştur. Mehmet dede burada Venedik, Murano ve Fransa’da yapılan kristallerin ve cam işlerin benzerlerini yapmıştır. Beykoz kumunun kalitesinden ötürü Beykoz İşi cam eserlerde kırmızı rengin yansıtıldığı, kulp ve ayaklarının yapıştırılış şekillerinin ayrı bir özelliği bulunmaktadır. Burada çeşmibülbül, renkli-renksiz kristal, cam türü ürünler yapılmıştır. 

Anadolu Hisarı YalılarıSultan II.Mahmud döneminde Hünkâr İskelesi ile Servi Burnu arasında kurulan Debbağhane daha sonra deri ve kundura fabrikasına dönüşmüştür. XIX.yüzyıl ortalarında Mısır Hıdivi Kavalalı Mehmet Ali Paşa Mimar Nigogos ve Serkis Balyan kalfalara yaptırdığı bir kasrı Abdülmecit’e hediye etmiştir.

Cumhuriyet öncesinde kaza konumunda olan Beykoz, Cumhuriyetin ilanından sonra da bu durumunu sürdürmüştür.

İlçede günümüze gelebilen tarihi eserler arasında; Anadolu Hisarı (1396),Yoros Kalesi (1261-1282), Anadolu Hisarı Kalesi (1396), Anadolu Kavağı Kalesi (1630),Poyraz Gözetleme Kulesi ve Kalesi (1778),Riva Kalesi (XIV.yüzyıl), Beykoz Kasrı (1845-1854), Küçüksu Kasrı (1752), Hıdiv Kasrı (1906), Mısır Hıdivi Abbas Hilmi Paşa Sarayı, Beykoz Camisi (1809), Çubuklu Camisi (Çubuklu Ocağı Mescidi), İskender Paşa Cami ve Türbesi (1560), Gümrük Emini İshak Ağa Çeşmesi (1550-1747), Kaymakdonduran Çeşmesi (XVI.yüzyıl), Mihrişah Sultan Çeşmesi (1806), Karakulak Çeşmesi (1836), Mehmet Ali Paşa Çeşmesi (1870), Benlizade Ahmet Raşit Efendi Çeşmesi, Kanije Çeşmesi, Mehmet Ali Çeşmesi, Anadolu Hisarı Tuzluk Çeşmesi, Çubuklu Çeşmesi (1720-1721), Berberbaşı Ali Efendi Çeşmesi, Baba Ali Çeşmesi, Mehmet Sait Efendi Çeşmesi, Mahmut Aziz Bey Çeşmesi, Anadolu Kavağı İskele Çeşmesi, Paşabahçe III.Mustafa Çeşmesi,

Amcazade Hüseyin Paşa YalısıPaşabahçe İskele Çeşmesi, Safiye Sultan Çeşmesi, Fatma Hatun Çeşmesi, Çubuklu Havuzu (1721-1722), Anadolu Feneri Camisi (1567), Anadolu Hisarı Camisi, Muhaşşi Sinan Mescidi (1574), Göksu Mescidi (Değirmen Camisi), Göksu Ayazması (XIX.yüzyıl), Yuşa Mescidi (1756), Paşabahçe Cami (1763), Tepeköy Haci Ali Cami (1911), Şahinkaya Cami (1781), Hacı Osman Akfırat Cami (1899), Dereseki Camisi, Anadolu Hisarı Namazgâhı, Fatih Sultan Mehmet Cami (1885), Akbaba Canfeda Hatun Camisi (XVII.yüzyıl), Kırklar Sultan Türbesi ve Mescidi, Gazi Yunus Türbesi, Uzunevliya Çakmak Dede Türbesi, Amcazade Hüseyin Paşa Yalısı, Hekimbaşı Salih Efendi Yalısı, Kont Ostrorog Yalısı, Kıbrıslılar Yalısı, Ethem pertev Paşa Yalısı, Zarif Mustafa Paşa Yalısı, Hacı Ahmet Bey Yalısı, Bahriyeli Sedat Bey Yalısı, Beykoz Nişantaşı, başta olmak üzere Türk sivil mimari örneklerinden yalı ve konaklar bulunmaktadır.

Kenthaber Kültür Kurulu 

Fotoğraflar; www.kadirkir.com, www.beykoz.bel.tr ve www.arkitera.com adreslerinden alınmıştır.

Yayın Tarihi : 10 Mart 2008 Pazartesi 12:03:11
Güncelleme :8 Haziran 2009 Pazartesi 18:06:15

Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
İLGİLİ SAYFALAR