Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP'nin her mahalleye Kuran kursu açma sözünün, çarşaflı bayanlara rozet takmalarının güzel bir gelişme olduğunu söylerken, "Herhalde AK Parti'ye kapatma davasını açanlar bunları da seyrediyordur. İzliyordur" dedi.
Toplu açılışlara katılmak üzere Kocaeli'ye gelen AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, binlerce vatandaşa hitap etti. Kocaeli'de tarihi bir gün yaşandığını söyleyen Başbakan Erdoğan, "Bugün siyasetimiz, demokrasimiz için tarihi bir gün yaşıyoruz. AK Parti olarak seçim startımızı buradan, Türkiye'nin en gelişmiş, en kalkınmış kentlerinden biri Kocaeli'den veriyoruz. Türkiye'nin yerel demokrasideki büyük hamlesini Kocaeli'den başlatıyoruz" dedi.
Vatandaşların, 'Kıskananlar çatlasın', 'Vur vur inlenesin, Deniz Baykal dinlesin' tezahürat yapması üzerine Başbakan Erdoğan, "Çatlamasın onlarda bize lazım. Bizim vurmayla işimiz yok. Bizim sevgiyle işimiz var. Bizim barışla işimiz var. 28 Mart 2004'te başlattığımız yerel kalkınma hamlesinin ikinci adımını Kocaeli'de atıyoruz. Bugün Kocaeli AK Parti ile, AK Parti de Kocaeli ile şahlanıyor. Burada bindirilmiş kıtalar yok, burada Kocaeli var, Kocaeli halkı var. Çünkü Kocaeli bizler için çok önemli birşehir. Zira sanayimizin yüz akı, Türkiye'nin lokomotif şehirlerinden birisidir. Kocaeli'nin ilerlemesi Türkiye'nin ilerlemesi, gelişmesi, büyümesi demektir. Onun için yeniden Kocaeli'de 'Durmak yok, yola devam', 'Durmak yok, hizmete devam' diyoruz" diye konuştu.
Günün artık büyük düşünme günü olduğunu vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Çünkü biz büyük bir devletiz. Büyük bir milletiz. Türkiye son 6 yılda çok değişti. Türkiye büyüdü. Türkiye'ye biçilen o kaftan artık bu bedene dar geliyor. Biz artık o kaftana sığmıyoruz, sığamayız. Mehmet Akif Ersoy diyor ya 'Yırtarım dağları enginlere sığmam taşarım'. Bu vizyonu, ruhu yeniden yaşıyoruz, kazanıyoruz. Kazandığımız ruhla istikbalimizin peşinden koşuyoruz. Türkiye'ye küçük düşünmek yakışmaz. Hiçbir vilayetimize küçük düşünmek yakışmaz. Onun için 'Türkiye, sen Türkiye'sin. Büyük düşün'diyoruz. Sen Kocaelilisin büyük düşün. Her bir şehrimizi dünya kenti haline getirmek, yeniden bu şehirlerimizi dünya şehri olarak inşa etmek yakışır. Biz bunlara alıştık ama bazılar başka şeylerle meşgul. Onlara bakıyorsunuz başka yerlerde dolaşıyorlar. Adres dahi bulamıyorlar. Çünkü dertleri belediyecilik değil. Dertleri iktidar. Bunlar müfteri, bunların başka işi yok. Bunların yandaş medyası var. Yandaş medya ile koşturuyorlar. İnanıyorum ki 29 Mart böyle bir Türkiye'nin inşası için milat olacak."
Türkiye'nin artık eski Türkiye olmadığını dile getiren Başbakan Erdoğan, Türkiye'yi kapalı kapılar ardına saklanan, içine kapanan bir ülke olmaktan çıkardıklarını vurguladı. Türkiye'yi dünyaya, dünyayı da Türkiye'ye açtıklarını kaydeden Erdoğan, "Türkiye, ekonomisiyle, sanayisiyle, demokrasisiyle dünya liginde üst sıralara tırmandı. Bugün artık şehirlerimiz sadece birbirleriyle yarışmıyor, Artık her bir şehrimiz kendi ürettikleriyle, kültürüyle öz değerleriyle marka haline geliyor. Dünyanın önde gelenşehirleriyle boy ölçüşüyor. İzmir Milano ile, İstanbul New York ve Pekin ile, Antalya turizmle diğer Akdeniz şehirleriyle yarışıyor. Erzurum, Palandökeni ile kış turizminin cazibe merkezi haline geliyor. Trabzon gençlik olimpiyatlarına ev sahipliği yapıyor. Tüm Karadeniz'in spor merkezi oluyor. Şehirlerimizin gücü yeniden ortaya çıktı. Dünyadaki kalkınma yarışı artık ülkeler üzerinden değil, şehirler üzerinden yapılıyor. Biz bu şuurla, anlayışla, misyonla 'Kalkınma yerelde başlar', 'demokrasi yereldebaşlar' diyor mücadelemizi böyle sürdürüyoruz. Kısır siyasi tartışmalar içerisinde değiliz. Biz ne o partiyle, ne bu partiye yarış içerisinde değiliz. Biz dünya şehirleriyle yarış içerisindeyiz. Biz kendi kırdığımız rekorları yenilemenin gayreti içerisindeyiz. Ak belediyecilik anlayışının, belediyelerinin mücadelesi budur. Bizim işimiz hizmet, gücümüz millet" şeklinde konuştu.
AK Parti olarak Türkiye'ye yeni bir anlayış kazandırdıklarına işaret eden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, değişimden, dönüşümden tavır alan, ezberleri bozan Türkiye'yi inşa ettiklerini vurguladı. Tüyü bitmemiş yetimin hakkının artık daha iyi korunduğunu, garip gurebanın itilip kakılmadığını, işçinin ve emekçinin hakkının gasp edilmediğini, hiçbir ırk, din, sosyal sınıfın diğer üstün sayılmadığını, dışlanmadığını ve horlanmadığını söyleyen Erdoğan, "Bu ülkede artık güçlünün sesi, haklının sesinibastırmıyor. Biz daha da iyisini hak ediyoruz. Bu ülke çok daha fazlasını hak ediyor. Bunun için 'Durmak yok, kalkınmaya devam' diyoruz. 'Durmak yok, ilerlemeye devam' diyoruz. Bunun için 'Durmak yok, reformlara devam' diyoruz. Bölgelere arası adalet, şehirler arası denge sağlansın diye, bir yanda öteki Türkiye, diğer yanda imtiyazlı Türkiye olmasın diye bir tek Türkiye olsun diye 'Geri kalkmak yok, yola devam diyoruz. Bu mücadelede senlik benlik kavgasına yer yok. Kişisel çıkarlar için kavgaya yer yok.
BuTürkiye'nin, 71.5 milyon vatandaşımızın güvenliği için yürütülen mücadeledir. Onun için 29 Mart'ta sadece partinize değil, şehrinize, şehrinizin geleceğine, çocuklarınızın geleceğine oy verin. Mahallenizin, sokaklarınızın geleceğine oy kullanın. Bu seçim sadece partilerin yarıştığı seçim e'fcşün. Her bir şehrimizideğil, bu yarış Türkiye'nin medeniyet yarışı, şehirlerimizle dünya şehirleri arasında kalkınma yarışıdır. Bu yarış hizmet yarışıdır. Yerel kalkınmada, şehirleşmede, kentleşmede Türkiye'yi lider yapma yarışıdır. Pusulaya evet derken mutlaka bunu gözeteceksiniz. Buna kalbimle inanıyorum. Pusula Türkiye'ye kılavuzluk, şehrinize rehberlik edecek. O pusula, Türkiye'nin istikametini, şehrinizin rotasını belirleyecek. Kime 'Evet' derseniz deyin, yeter ki Türkiye'nin kazanmasına 'Evet' deyin. Yeter ki şehrinizin kalkınmasına 'Evet' deyin. Türkiye'ye sesleniyorum. Gelin canlar, adaletle kalkınmada, demokraside, barışta buluşalım. Başlattığımız medeniyet yürüyüşünde el ele tutuşup, kol kola yürüyelim.Türkiye'nin yarınları için, geleceği için kenetlenelim. Bir olalım, iri olalım, diri olalım" dedi.
"BİZ DİK DURACAĞIZ AMA DİKLEŞMEYECEĞİZ, BİZİM İLKEMİZ BU"
Mitinge katılan vatandaşlar 'Türkiye seninle, dik dur eğilme', 'Davos fatihi' diye tezahürat yapınca Başbakan, "Biz dik duracağız ama dikleşmeyeceğiz. Bizim ilkemiz bu. Bu milletin uğruna asla kara leke sürdürmeyiz. Bu milletin onurunu bugüne kadar nasıl koruduysak, bundan böyle öyle koruruz" diye konuştu.
Başbakan olarak Kocaeli'ne 17. kez geldiğini hatırlatan Erdoğan, her gelişinde Kocaeli'ne bir müjdeyle geldiğini belirtti. Bugün de aynı şekilde Kocaeli'ni daha güzelleştirecek, kalkındıracak tesisleri kazandırdıklarını ifade etti. 3. açılış bayramında 105 eseri Kocaeli'ne kazandırmanın coşkusunu yaşadıklarını dile getiren Erdoğan, halkın iradesiyle Kocaeli'nin büyüyüp, geliştiğini kaydetti.
Kocaeli ile başkalarının göremeyeceği gönülden gönüle köprüler kurulduğunu da anlatan Erdoğan, "29 Mart'ta gönülköprüleri daha da güçlenecek, aramızda sarsılmaz bağlar oluşacak. Biz millet sevgimizi asla oyla ölçmedik. 'Ne kadar oy, o kadar hizmet anlayışı' bizim kitabımızda yazmaz. Başkaları bunu yapar, nitekim yaptılar da. Hükümetteyken kendi belediyelerine tonlarca teşvik aktaranlar, devletin imkanlarını kendi siyasi menfaatlerine kullananlar oldu. Kendi illerini, ilçelerini afet bölgesi ilan edip, ayrıcalık tanıyanlar oldu. Kimin ne kadar oy verdiğine bakıp ayrımcılık yapanlar oldu. AK Parti ile tümayrıcalıklar, imtiyazlar son buldu. Biz yerel yönetimlerde hiç bir zaman parti ayrımı gözetmedik. Kaynaklardan adil yararlanma imkanı getirdik. Bizden önceki iktidarlar bunu yapmadı. Kendilerinden olanlara farklı davrandılar, kendilerinden olmayanlara farklı davrandılar. Benim belediye başkanım İller Bankası'ndan alması gereken payı, devlete borcu olduğu bahanesiyle çoğu zaman alamıyordu. Devletin kaynaklarını kendi partilerinden olan belediyelere aktarıyor, diğer belediyeler yoksulluğa mahkum ediliyordu.Göreve geldiğimizde biz bunu kaldırdık" diye konuştu.
Başbakan'ın konuşması sırasında bazı vatandaşlar fenalık geçirince, Erdoğan'ın kürsüden verdiği talimat ile alana doktor çağrıldı. Belediyelere ödenen paydan borçlarına mahsuben yapılacak kesintinin hiçbir zaman yüzde 40'ı aşmayacağını, yüzde 60'ını belediyelere verileceklerini söylediğini de hatırlatan Erdoğan, "Bizler bu anlayışla yürüdük, yürüyoruz. Devletin kaynaklarını adil şekilde dağıtmaya devam edeceğiz. Haziran, temmuz ve ağustos aylarında yüzde 40 kesintiyi de tamame'fcşün. Her bir şehrimizien
kaldırdık. Yüzde 100 olacak. Çünkü yaz ayları yatırım aylarıdır. Bu aylarda belediyeler yatırımlarını yapsın. Ellerinde biraz imkan olsun dedik. Çünkü damdan düştüm. Bana, benden olmayan iktidarlar maalesef destek vermiyorlardı. Metro için teminat mektubu dahi vermiyorlardı. Buna rağmen İstanbul'un metrosunu CHP belediyesinden aldık. 50 milyar dolarlık yatırım yapmıştı. Biz bunun üzerine 500 milyon dolarlık yatırım yaparak Taksim-4. Levent metrosunu bitirdik. Şimdi yine aynı şeyler devam ediyor. Bu CHP'nin
kitabında belediyecilik, hizmet yok. Bunların kitabında iftira var. Bu zihnriyet kirli, bereketsizdir. Bunu böyle biliniz. Bu zihniyette, geçmişinden bugüne alın bereketsizlik 12 Eylül öncesinde Enerji Bakanı Baykal'dı. Onun dönemini hatırlayın. Benzin, akaryakıt kuyruklarını hatırlayın. Bugünleri bu millet gördü. Gördüğü için bu CHP'ye tek başına iktidarı vermedi. Biz vurmaya değil, biz sevgiye geliyoruz. Biz barışa geliyoruz. Biz 71.5 milyonun vatandaşımızın beraberliğine geliyoruz. Bizim farkımız bu"diye konuştu.
Kocaeli'nde son 5 yılda yapılan yatırımlarda da bahseden Erdoğan, "Baykal, milletvekillerini yanına alarak SEKA'ya geldi. Her hizmete tersinden bakan beyefendiler, 'SEKA kapanıyor, işçiler sokağa atılacak, bunlar yalan söylüyor' dedi. Biz onlar gibi ne aldanan olduk, ne aldatan olduk. Bizim kitabımız da aldanma ve aldatma yok. Ama onların kitabında var. 'Peşkeş çekilecek' dediler. Biz araziyi Kocaeli halkının gezip dinlenebildiği muazzam bir park yaptık. Bir zamanlar SEKA'yı kapatıp buraları rantmerkezine dönüştürmek isteyen o şahıs, simdi seçim propagandasında SEKA'yı gazeteler için kağıt üreten bir fabrika yapacakmış. Artık bunu yapamazlar çünkü atı alan Üsküdar'ı geçti. O zaman adama sorarlar '1998 yılında Özelleştirme İdaresi'ne yazı yazıp villalarla donatmak isteyen, birilerine peşkeş çekmek isteyen sen değil miydin? SEKA fabrikasını bizzat kapatmak isteyen sen değil miydin? Şimdi neden gazetelere kağıt üretmekten bahsediyor. Belediyenin böyle görevi mi var? Bunlardan her şey beklersiniz.Bunlar Sanayi Bakanlığı görevini çalmak istedikleri gibi, Diyanet İşleri Başkanlığı'na girdikleri gibi buraya da girerler" diye konuştu.
CHP'nin çarşaf ve Kuran kursu açılımlarını da değerlendiren Erdoğan, "Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu? Aslına seviniyorum. Her mahalleye Kuran kursu diyorlar ya. Bunlar güzel gelişmeler. Konuşmaları bile güzel. Rozet takmaları bile güzel. Herhalde AK Parti'ye kapatma davasını açanlar bunları da seyrediyordur. İzliyordur. Onların hesabını benim halkım sandıkta dürecek. Ben bunu biliyorum. Çünkü yalancının mumu yatsıya kadar yanarmış. Yatsı da 29 Mart'tır. Mum yanıyor şuan, ama o mum sönecek. Hangi dağda kurt öldü. Nasıl aklınıza geldi? Milletin taleplerini birden bire hatırlamanın sırrı ne? Bunlara rağmen güzel oldu. Bunlarda fayda var" dedi.