Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu küresel krizin çözümünün küresel işbirliğinde, hasarı sınırlandırmanın yolunun ise krizi başarılı bir biçimde yönetmekten geçtiğini söyledi.
Hisarcıklıoğlu, krizde yurt dışına ihracatta sıkıntı varsa o zaman iç piyasayı canlandırmanın en mantıklı yol olacağını belirtti. Hisarcıklıoğlu, krizde tüm Türkiye'nin rehavete kapıldığını öne sürdü.
Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) tarafından ortaklaşa düzenlenen 5. Kartepe Ekonomi Zirvesi 03-05 Nisan tarihleri arasında basın ve iş dünyasından temsilcilerinin katılımıyla Kocaeli Maşukiye'deki The Green Park Resort Kartepe'de gerçekleştirildi.
"TÜRKİYE'NİN YENİDEN KENDİNE GÜVENMELİ"
Toplantılar, Ekonomi Muhabirleri Derneği'nden (EMD) ayrılarak EGD çatısı altında ilk defa Kartepe'de bir araya gelen gazeteciler tarafından meslek ile ilgili sorunların gündeme getirilmesi ve yayımlanan bir deklarasyonla sonuçlanan oturumla başladı. Toplantıda konuşan Rifat Hisarcıklıoğlu geniş olarak küresel kriz üzerinde durdu, yapılması gerekenleri ve nelerin yapılamadığını anlattı. Toplantıda "Türkiye'nin bir an önce kendine yeniden güvenmesi gerektiği" üzerinde görüş birliğine varıldı. "Dünya ilk
küresel krizine çözüm arıyor" başlıklı oturumda görüşlerini aktaran Hisarcıklıoğlu, dünya ekonomisinin 2. Dünya Savaşı'ndan bu yana ilk kez küçüldüğünü, küresel ticaretin 1982 yılından sonra ilk kez gerilediğini ve küresel fon akımlarının 1980'ler seviyesine gerilediğine işaret etti.
"KÜÇÜK ADIMLAR VE KISA VADELİ ODAKLANMAYA İHTİYACIMIZ VAR"
Öncelik bu ölçekte bir krizi çözmek olmadığını, yönetmek olduğunu anlatan Hisarcıklıoğlu, "Yönetiyor olmak için de şunu yapmak lazım. Küçük adımlar ve kısa vadeli odaklanmaya ihtiyacımız var" dedi.
Küresel sistemde bir dizginlemenin de ihtiyaç olduğunun görüldüğüne dikkat çeken Hisarcıklıoğlu, "Alışık olmadığımız bir dönemden geçiyoruz. Bu dönemde ne yapmak lazım? Krizi çözmek mi, yönetmek mi? Çözüm muhakkak olacak. Hiçbir kriz tümsekte kalmamış, muhakkak aşağı doğru bir inişi olmuş. Kriz de inecek. Ama esas olan bu devrede bu krizi yönetiyor olmamız lazım. Yönetiyor olmak için de şunu yapmak lazım. Küçük adımlar ve kısa vadeli odaklanmaya ihtiyacımız var. Kısa sürede zararı en aza indirgeyecek
tedbirlere ihtiyacımız var. Dünyanın yaptığı da bu. Son otuz yılda kendi çabamızla elde ettiğimiz başarıyı sürekli tekrarlamamız gerekiyor" diye konuştu.
G-20 toplantılarının küresel işbirliğinde önemli bir başlangıç olduğuna değinen Hisarcıklıoğlu, Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) da yeni rol üstlenerek buna göre hazırlanması gerektiğini kaydetti.
"KRİZE KARŞI REHAVETE KAPILDIK"
2002 yılından itibaren hızlı bir büyüme trendine giren Türkiye'nin 2005'ten sonra büyük bir rehavete kapıldığını, bunda sorumlunun sadece yöneticiler değil toplumun tamamı olduğunu dile getiren Hisarcıklıoğlu, büyüme rakamlarının 2005-2006 yıllarında yatay gitmeye, 2007 yılından itibaren aşağıya doğru yöneldiğini hatırlattı.
Hisarcıklıoğlu, "Ben bu ikazları yaptım. Çünkü ben Türk iş camiasının, 1 milyon 300 bin tüccar ve sanayicinin başkanıyım. 2007'de Türkiye'nin büyümesi aşağıya doğru inmeye başlamıştı. 2008'de küresel krizle birleştiği zaman düşme daha da vahimleşti ki işte 2008'in son çeyreğine baktığımız zaman 6,2'lik bir küçülmeyi yaşadık" dedi.
Türkiye'deki sıkıntının aslında küresel krizden önce başladığını, "Aman ne olur kendi içimizde kavga çıkartamayalım. Siyasetin kendi mecrasına müdahale olmasın" diyerek rehavet ortamının körüklendiğine işaret eden Hisarcıklıoğlu, "Rehavet ülkede kardeş kardeşe, kendi kendimizle kavgaya itti. Kendi kendimize problem yaratacak alanlara girdik. Ama işin ilginç tarafı bu küresel krizi çıkartanlar bizden daha hafif etkilenmiş durumda" diye konuştu.
Rifat Hisarcıklıoğlu, kriz öncesinde Türkiye'nin de hataları bulunduğunu, 2006'dan sonra Türkiye'de ekonominin geri planda kaldığını, reform süreçlerinin aksadığını belirterek, "Büyüme rakamlarına bakın, iyi mi gidiyor kötü mü gidiyor anlarsınız" ifadesini kullandı.