30
Nisan
2025
Çarşamba
ANASAYFA

Gerektiğinde Don Kişot da olmak lazım

Bu sene Don Kişot’un yazılışının 400. senesi. Özellikle İspanya’nın teşviki ile kutlamalar yapılıyor. Don Kişot’un 400. yılının kutlaması ile ilgili çeşitli yazılar yazıldı. Bunların bir tanesi özellikle Don Kişot’un yazarı Servantes’in metnini kurgularken Arap bir yazarın metnini esas aldığını söylemesi, Endülüs Emevilerinden etkilendiğini anlatması hususunun altını çizmesi. Arkasından da ilave ediyor:

“Doğunun olmadığı bir batının ne kadar yürek yoksulu, Batının olmadığı bir doğunun ne kadar yalnız ve tenha olduğunu görmek için 400. yılında bir kez daha okumalı Don Kişot’u.

Hayatının bütün evrelerinde Don Kişot kalmak için değil belki, gerektiğinde Don Kişot olmak için.”

Don Kişot şartlar ne olursa olsun haksızlığın karşısında durarak ezilenlerin yanında yer almak duygusunu ve misyonunu ifade eder. Pek tabii kitabın yazılış şekli, bu duygunun ne kadar samimi ve asil olursa olsun gerçekleştirilemeyecek bir duygu ve misyon olduğunu da vurguluyor.

Olsun varsın. Hele kamu hizmetine soyunanlar için Don Kişot duygusunu taşımak yanlış değil doğru bir olgu.

Bakın, klasik anlamda, daha doğrusu vülger anlamda politikacı olursanız, Don Kişot’luktan da biraz uzaklaşırsanız nasıl algılanıyorsunuz?

Usta kalem Çetin Atlan yazıyor:

“ABD Başkanı Bush’a sormuşlar:

Kime iyi bir politikacı derler? diye.

Başkan Bush da: Sandalı kendisi sallayıp da denizde korkunç bir fırtına olduğuna ve ancak kendisinin durumu kurtaracağına herkesi inandıran kişiye derler” demiş.

Şayet aynı soruyu Başbakan Tayyip Erdoğan’a sorsalar herhalde o da şöyle diyecektir:

Tayfun patlamış, dalgalar kabarmış, sandal alabora olmak üzereyken dümene kurulup, gülümseyen bir yüzle:

Hava enfes, denizde kırışık yok, pupa yelken gidiyoruz diyen kişiye derler.”

Çetin Atlan usta devam ediyor:

“Doğan Koloğlu’na sordular:

Futbolcu ile politikacı arasında ne fark var?

Koloğlu: Futbolcu dedi, ‘ayakları ile oynadığı topu gole çevirdiği zaman coşup taşar. Politikacı da çeşitli ayak oyunları ile dolaşır ortalıkta ve yediği golleri dahi, attığı gollermiş gibi gösterip coşup taşar.”

****

Evet, hele hele kamu hizmetindeyseniz, bir de üzerine politika ile uğraşıyorsanız meselenin politikacı olarak değil, devlet adamı olarak anılmak için çalışmaktan geçtiğini hem bilmek, hem de hissetmek gerekli.

****

Hadi Özışık'a Not:

Hadi Özışık, bugün, "Sigaraya Şirin zam" başlığıyla şöyle bir haber yapmış.



"Sigaraya yapılan zamlar, iktidarı her fırsatta eleştiren Emin Şirin'i sevindirecek gibi. Çünkü Şirin sigara paketinin 5 milyon lira olmasını istiyor."



Kendisine şöyle bir notum var:



"Hadi Bey,



Evet, hakkımda ilk defa doğru bir haber verdiniz. Sizi tebrik ederim. Gazetelerde büyük bir kazık gibi takdim edilen, bir büyük gazetemizde de tenkit edilerek manşetlere çıkarılan sigara zammına fevkalade memnun oldum. Israrla bu zammın da yetersiz olduğunu savunuyorum. Sen de bu konuyu Türkiye’de bu dönemde gündeme getiren tek milletvekili olduğumu da hatırlatmışsın.



Zira, dünyanın en pahalı benzininin satıldığı, dünyanın en pahalı motorininin satıldığı Türkiye’de hala Avrupa’nın en ucuz sigarası satılıyor. Böyle saçma sapan şey olur mu?



Maliye açıklarını, köylünün belini büken mazot zamları ile değil, sigara zamları ile karşılamalı.



Sigara, zaman içinde dünyada yasak edilecek bir ürün. Daha geçen gün Sağlık Bakanı “sigara içen herkes cebinde bir Çernobil taşıyor” diyordu. Sigaranın sağlık sistemimizde yarattığı sıkıntılar da müthiş. Sigaradan toplanan vergi muhtemelen sigaranın yarattığı hastalıkların tedavisine harcanan parayı bile karşılamıyordur.



Sigara zammı kaçakçılığı teşvik eder safsatası da boş laf. Sigara lobilerinin gazete ve gayet iyi geçindikleri, hediyeye boğdukları, seyahate götürdükleri gazetecilerimizin, biraz da konuyu bilmedikleri için kandıkları bir safsata. Zira, gayet basitçe söyleyeyim sigara kaçakçılığını da sigarayı üreten büyük şirketlerin kendileri organize ederler. Büyük şirketler sattıkları her karton sigaranın kime, nasıl satıldığının farkındadırlar. Ellerinden ve gözlerinden hiçbir şey kaçmaz. Yapacağınız iş bu sigara şirketlerinin sorumluları ile konuyu gayet iyi bildiğinizi de ortaya koyar bir şekilde “ciddi” bir konuşma yapmaktır.



Hatırladığın için teşekkür ederim. Benim hakkımda ilk defa doğru bir haber yaptığın için de seni tebrik ederim."


Yayın Tarihi : 29 Temmuz 2005 Cuma 14:25:30


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?