2
Haziran
2025
Pazertesi
ANASAYFA

Müthiş iddia: ’Koç, YKB’ye 5 sene önce göz koymuş...’

Müthiş, tam kelimesiyle müthiş bir başlık: “Koç ilk üçe girmek için YKB’ye 2001 krizinden önce göz koydu.”

Referans Gazetesinin 18.01.2005 tarihli nüshasının “para ve piyasa” sayfasında bu manşeti okurken, ister istemez o günleri hatırladım. 2002 yılının Haziran ayında BDDK anlaşılmaz bir kararla, Çukurova Grubu’na ait Pamukbank’la Yapı Kredi Bankası’nın birleştirilmesi teklifine hayır demiş ve Pamukbank’a el koymuş, YKB’nini de, ileride sahibi Çukurova’nın elinden alınarak başkasına satılmasını kararlaştırmıştı…

Referans Gazetesindeki haberi okumaya devam ettim: “Pamukbank Fon bünyesine alınmadan önce YKB’yi gözüne kestiren Koç Grubu”…

Koç Holding Onursal Başkanı Rahmi Koç, 2000 yılında yaptığı açıklamada, “Koç Grubu’nun bankacılıkta adına yakışır bir büyüklüğe ulaşmayı hedeflediğini” söylemişti. YKB’nin satın alınmasıyla Koç Grubu, 2000 yılında çizdiği stratejiyi hayata geçirmiş olacak. Koç Grubu’nun stratejisi içinde, o dönemde de YKB’nin satın alınması birinci sıradaydı. Başka bir ifade ile henüz Pamukbank daha Fon bünyesine alınmadan önce, Koç Grubu ilk üç arasına girmek için gözüne YKB’yi kestirmişti!”

Müthiş!.. Hakikaten müthiş…

2000 senesinde Koç’un YKB’yi satın almayı gözüne kestirdiği günlerde, (her ne kadar YKB’nin Murahhas Üyesi ve Çukurova Grubu’nun bankacılıktan çıkmasını telkin eden kişi Koçlar’ın yakını idi ise de) Çukurova’nın sahibi Mehmet Emin Karamehmet’in YKB’yi satması veya satmaya ikna edilmesi imkanız gibi görünüyordu…

Bugün tarih 2005 senesinin başı. Şimdi geriye dönüp bu beş seneye bakmakta ve hem Türkiye’nin Aarjantinleşme, Endonezyalılaşma sürecini, hem gruplar arası rekabetin boyutlarını, hem de Türkiye’nin en önemli gruplarından birinin devlete, hükümete ve hatta uluslar arası kuruluşlara nasıl etkin olduğunun anlamak açısından büyük fayda var.

2000 senesinde Koç Grubu’nun bankacılık kısmında mesul olarak çalışan kişi Rasih Engin Akçakoca idi. Engin Akçakoca, 1991-2000 tarihleri arasında Koçbank Genel Müdürlüğünü yürütmüştü. Yani, Onursal Başkan Rahmi Koç’un Referans’ın haberine göre YKB’yi almayı gözüne kestirdiği günlerde Koç’un bankacılık hizmetlerini yürütüyordu.

Bir başka bürokrat daha Koç’la TMSF arasındaki ilişkilerde sanki rol oynamıştı. Hazine Eski Müsteşarı Tevfik Altınok, Koçbank’ta Yönetim Kurulu Başkanlığı yapmış, sonra da Kasım 2000 ila Aralık 2001 tarihleri arasında TMSF’ye devredilen Bankaların Ortak Yönetim Kurulu Başkanlığını yapmıştı. Sanki, BDDK-TMSF Başkanı olmak için Koçbank’ta çalışmış olmak gerekiyordu...

Sonra…

Sonra… Engin Akçakoca, BDDK-TMSF’nin Başkanlığına getirildi…

Sonra…

Sonra… Engin Akçakoca Başkanlığındaki BDDK-TMSF, anlaşılmaz bir şekilde, güya projeyi birkaç saat içinde inceleyerek Pamukbank-YKB’nin birleşmesine izin vermedi. Gitti Pamukbank’a el koydu, YKB’yi de hacir altına aldı, Çukurova Grubu’nu ve Karamehmet’i bankacılık yapamayacak hale getirdi. “Hale getirdi” derken bu hususu kanuni müeyyidelere bağladı.

Bütün bu operasyonlarda da Türkiye’yi, “Endonezyalılaştırma” misyonunu başarıyla yürüten, ekonomiyi tamamen yabancı güçlerin ve kendine Türkiye’de yakın hissettiği birkaç grubun emrine vermeye çalışan, siyaseti de küreselleşmenin aracılarına teslim etme misyonunu yüklenen Kemal Derviş başroldeydi.

İnsan ister istemez “ben dememiş miydim” diyor. Haber.com’daki benim yazı arşivime girip, bu konuda yazdığım yazıları okursanız bütün bunları seneler evvel yazdığımı göreceksiniz.

Evet, Referans sayesinde Koç Grubu’nun, YKB’ye daha 2000 senesinde, YKB Karamehmet’e aitken göz koyduğunun teyidini almış olduk. Karamehmet’in, “YKB’yi dünyada satmam” diye konuştuğu günlerdi…

Sonra…

Sonra… Kemal Dervişler, Tevfik Altınoklar, Engin Akçakocalar, Amerikalardan telefon eden ve “bankalara el koyacaksınız, yoksa IMF anlaşması olmayacak” diye bağıran Ann Krugerler, güya birkaç saat içinde incelenen ve reddedilen dosyalar, banka sahiplerine uygulanan çifte standartlar, vs, vs, vs. Şimdi bugün Rahmi Koç’un öngörüsü galiba gerçekleşiyor ve YKB Koçlar’ın oluyor…

Hoş, İnşallah öyle olur ve banka Türk mülkiyetinde kalır.

***

En büyük üzüntüm, güya bütün bunlarla mücadele etmek ve bu uygulamalara mani olmak sözü ile iktidara gelen, gelmesi için bizim de uğraştığımız ve o zamanlar mensubu olduğumuz AK Parti’nin Başbakanı ile Şener’i ile, Babacan’ı ile, popstar Ahmet Ertürk’ü ile ve hatta hatta maalesef Tevfik Bilgin’i ile aynı yolda devam etmesi.

Yazık..

Yazık… Koca Pamukbank tasfiye edildi, Halkbank’la birleştirildi. Şimdi YKB yok pahasına satılacak ve bütün bunlara sebep olanlar ellerini kollarını sallayarak dolaşmaya ve Türkiye’nin kaderinde rol oynamaya devam edecekler.


Yayın Tarihi : 18 Ocak 2005 Salı 18:10:06


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?