30
Nisan
2025
Çarşamba
ANASAYFA

İnanç ve Hoşgörüsüzlük (57)

MEZHEP KAVGALARINA SON VERME ARAYIŞLARI VE ULUSAL DEVLET İLKESİNE GİDİŞ (Dinsel uzlaşmanın ve ulusalcılığın, inanç grupları içinde taktiksel kaynakları):

Kutsal Roma İmparatoru Şarl V., Latinlerin, İtalyanın, Fransanın Kralı, Avusturya Arşidük’ü,Bugondy Dük’ü. Münih’de Alte Pinakothek’de sergileniyor. Önceleri Titiano atfedilirdi. Şimdi Sustris’in eseri olduğu sanılıyor.

Protestanlığın büyük ölçüde yayıldığı Alman Prensliklerinde, güçlü Kutsal Roma-Germen İmparatoru Şarlken (V. Carlos) ile silahlı mücadeleyi daha fazla göze alamayan Lutherci kiliselerin, barışcıl yollarla kendilerini kabûl ettirme arayışı 1530 tarihinde, Lüteryen inancın İsa dinine karşı olmadığını, iki mezhebin uzlaşabileceğini açıklayan “Augsbourg İtikadnamesi”ni (Confessio Augustana) İmparator’a Augsbourg Meclis’inde (Diet) sunmaları ile başlar. Almanca ve Latince kaleme alınan İtikadname ünlü Reformcu Philip Melanchton’un yönetiminde, katoliklerin gönlünü okşar tarzda yazılmıştı. Buna rağmen Katolik din adamları buna karşıt bir reddiye (confutation) ile yazdılar. Dirayetli bir lider olan Şarlken ise, İmparatorluk sınırları içinde daha fazla gaile çıkarmama gayesi ile iki metni kaynaştırmış; ibadetlerde Katolik ilkelerin ağır bastığı bir düzenlemeyi kabul ettirmişti.

İki tarafın da hoşnutsuzluğu karşısında, 1548 yılında, Augsbourg Meclisinde yapılan müzakerede, Şarlken ağırlığını koyup, din birliğini muhafazaya yönelik geçici bir anlaşma yaptırdı. “Augsbourg Interimi” denilen bu geçici uzlaşmada İmparator, Protestanlar için papazlara evlenme serbestîsi, papaz olmayanların ayinlere yalnız ekmekle değil şarapla da katılmalarına ödün veren bir iki ödünle göz boyamak istiyor, fakat ilk fırsatta din birliğini yeniden tesise niyetleniyordu. Bununla tatmin olmayan Protestanlar Leipzig Meclisinde kendi görüşlerini dikte ettirdiler. İki anlaşma da askıda kaldı.

1552’de, Protestan elektör (seçici prens) Saksonyalı Moritz’in başını çektiği bir ayaklanma zaferle sonuçlanmıştı. Paniğe uğrayan katolikler, kalıcı bir uzlaşmaya razı olup aktedilen “Passau Barışı” ile güç dengesi kazanan Lüteryenlere din özgürlüğü tanımışlardı. Fakat İmparatorluk içinde sürekli bir dinsel bölünmeyi hazmedemeyen Şarlken, ayak sürüyerek, antlaşmanın gelecek “Diet” toplantısına kadar geçerli olmasını dikte etti. Ayrıca, Kalvinizm, Anabaptizm gibi (1648 “Westphalia Barışı”na mezhepleri kabul edilmeyecek çeşitli dinsel azınlıkların) sorunları bu antlaşma tarafından öngörülmemişti.

Sonuçla, Lüteryenliğin varlığının bir emr-i vaki olarak görülmesi üzerine, İmparatorluk ile Lüteryen prenslerin oluşturduğu “Schmalkaldic İttifakı” güçleri arasında 25.Eylûl.1555 tarihli “Augsbourg Antlaşması”na varılmıştır. Ancak, Kutsal Roma-Germen İmparatorluğu sınırları içinde farklı dinlere tahammülü olmayan İspanyol asıllı Şarlken verilecek inanç ödünlerinin bizzat muhatabı olmayı içi götürmediğinden oturumlara katılmamış, kardeşi I. Fernando’ya temsilcilik yetkisi vermişti. Artık din savaşlarını önlemek uğruna Lutheranism’e, Kutsal Roma-Germen İmparatorluğu topraklarında resmî statü veriliyordu. “Cuius regio, eius religio-Prens’in ülkesinde Prensin dini geçer” kuralına uyularak, bir prensin topraklarında onun dininden olmayan yerleşikler, mülklerini satıp, çoluk çocuklarını toplayarak, kendi dinlerinden olan bir prensin ülkesine göçeceklerdi. Ancak, dinsel homojenliği daha önce kaybetmiş büyük kentler bundan müstesna tutuluyordu. Tarafları tatmin etmese de, insanlar kendilerini perişan eden din kavgalarından (“30 Yıl Savaşları”na değin) yarım asır boyunca uzakta kaldılar. Bu kavgalar, hukuk bilginlerini uluslararası ilişkileri ve savaşları hukuk açısından incelemeye ve farklı kimlikteki toplumlar arasında dengeli yaşam çözümü araştırmaya sevk etmiştir. Bu bilginlerin kuramsal çalışmalarına göz attıktan sonra, 30 Yıl Savaşlarının ürünü 1648 “Westphalia Barış Antlaşması”na gireceğiz.

Ulusalcılığın kuramsal kaynakları- 1) Alberico Gentili): Bilim dünyasında, adının Latince versiyonu olan “Albericus Gentilis olarak tanınan Alberico Gentili, Avrupa’daki dinsel ve etnik karmaşaya son vermek için çare aramaya soyunan ilk bilim adamı ve uluslararası hukukun ilk kurucusu sayılır. İtalya’nın bugün Marche olarak bilinen “San Ginesio” kasabasında, 1552 yılında soylu bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Perugia üniversitesinde hukuk öğrenimi yaptı. 1572’de doktorasını verdi. Doğduğu yerin kent yasalarının gözden geçirilmesi görevini aldı; bu işini 1577’de bitirdi. Toplumların yönetiminde hukuksal esaslar konusuna bu deneyimi ile girmiştir. Protestan inançlarından dolayı 2 yıl sonra, bir tıp doktoru olan babası Matteo Gentili ve Scipione adındaki kardeşi ile birlikte İtalya’yı terk etmek zorunda kalmışlardır.

Avrupa’nın çeşitli kentlerinden sonra bir süre Almanya’nın Tübingen ve Heidelberg üniversitelerini dolaştı. Leicester 1. Lord’u Robert Dudley’in çağırısı üzerine İngilterede Oxford’da, yaşamının sonuna kadar sürecek “regius (kral tarafından tayin edilen) medenî hukuk profesörlüğü” yaptı. Ancak, 1590’dan itibaren kendini daha çok pratik çalışmalara adamıştır. 1605-1608 arası üç yıllık süre içinde İspanya sefaretine avukatlık hizmeti de verdi.

Alberico Gentili, Wikimedia kullanımında

Hukuk yanında teoloji ve başka yazınsal konularda yirmiden fazla kitap kaleme almıştır. Verdiği eserlerin başlıca konusu devletlerarası ilişkilerin düzenlenmesi idi. Kendinden önceki yazarların tersine, uluslararası anlaşmazlık sorunlarının çözümünün Roma Kilisesinin takdir ve otoritesine bırakılmasını değil, sivil anlayışın ve kilise yasalarının birlikte değerlendirildiği ve ilgili ulusların çoğunluğunun oydaşmasının gözetilmesine yer veren bir enternasyonal hukukun oluşturulması gerektiğini savunuyordu. “Uluslararası Hukuk” konusunda seri halde kitaplar yayınlamıştır. 1582’d3 “De Juris Interpretibus Dialogi Sex-Karşılıklı Yoruma Dayanan Hukuk” ismindeki eseri yayınlanmıştır. XIII. asrın hukukçularından geleneksel Roma Hukuku ve Kilise hukukunun sentezini yapan Saxoferrato’lu Bartolus’un adı ile anılan “Bartolist” yöntem’in* güçlü bir destekçisi olarak, çağdaşı hümanist Fransız hukukçusu Jaques Cujas’ın Ortaçağ anlayışını terk edip Roma hukukunun özünü araştıran filolojik yöntemine karşı çıkışı onun zayıf noktasıdır; bu bakımdan bazı hatalara düşmüştür. Gene de, ulusla arası hukukun kuruşundaki hizmeti unutulamaz.

Uluslararası hukuk konusundaki ilk eseri, 1585’de yayınlanan, “De Legationibus Libri Tres-Hukuk Hakkında Üç Kitap”tır ve bunun yazımına yol açan bir de danışmanlık öyküsü vardır. 1584’de İspanyanın Londra Büyükelçisi Bernardino de Mendoza ve İskoç kraliçesi Mary anlaşıp İngiltere’yi Katolikliğe döndürmek amacı ile Kraliçe Büyük Elisabeth’e karşı bir suikast tertip etmişler ve bunun icrasını Francis Throckmorton adında birine vermişlerdi. “Throckmorton suikastı” adı verilen tertip ortaya çıkarılıp fail işkence altında itiraflarda bulununca, Sefir Mendoza’ya nasıl bir işlem yapılması gerektiği hakkında Gentili’nin ve başka bir hukuk profesörü olup gene din aykırılığı yüzünden ailesi Fransadan kaçmış olan Jean Hotman’ın mütalaâları soruldu. Her ikisi de Sefirin derhal İngiltere’den çıkarılmasını önerdiler. Gentili bu olaydan yola çıkarak, bizim “Devletler Genel Hukuku” dediğimiz “Uluslararası Hukuk”u geliştiren çalışmalarına başladı. 1589’de, üç kitaplık “De Iure Belli Commentationes Tres-Savaş Hukuku Yorumları Üçlemesi”nin ilki “De Iure Belli Commentatio Prima-Savaş Hukukunun İlk Yorumu”nu yazdı ki bu çağdaş görüşü ustalıkla işleyişi bakımından en önemli eseridir ve bir Devletler Genel Hukuku klasiğidir ve onun öngördüğü çoğu çözüm modelleri bugünün pratiğine de girmiştir. Ayrıca, İspanyol Sefirinin deporte edilmesi görüşünün fiilen tatbiki, İspanyanın öfkesini çekip İngiltere’yi işgale kalkışmasının bahanelerinden olmuşsa da, 1588’de İngiliz amirali Sir Francis Drake’in İspanyol Büyük Armadası’nı denizin dibine yollaması ile bu Dünyanın kabadayısı ülkenin çöküşünün başlamasına vesile vermekle hayırlı bir sonuç da elde edilmiştir.

Fakat Gentili’nin ünü, Uluslar arası hukukun asıl babası olarak bilinen Hugo Gtrotius’un ortaya çıkması ile gölgelenmiştir.
 

Yayın Tarihi : 17 Şubat 2009 Salı 00:02:25


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Cemail Yenigün IP: 88.243.71.xxx Tarih : 19.02.2009 20:07:06

Ağabey Merhaba. Yorum yazamıyorum ama hal ve hatırınızı sormak istiyorum. İnşallah iyi ve sıhhattesinizdir. Terapileriniz bittimi. Kendinizi nasıl hissediyorsunuz. Dileğim Yüce Yaradanın sizi bir an önce sağlığınıza kavuşturmasıdır. Allaha emanet olun. Sevgilerimle