Kemankeş Ali Paşa (? –1624)
Ali Paşa’nın kimliği hakkında, bütün belgelerde kesin bir bilgi yoktur. Bu yüzden doğum tarihi de bilinmemektedir. Hep birbirine kaynak olduğu anlaşılan yerli ve yabancı tarihlerde (Hamidi) kaydı vardır.
Hamidi, Hamid’e mensup, Hamid’li demek. Tarihimizde : Hamid-Hamidi-Hamidabat-Hamideli deyimleri hep “ Hamidoğulları Beyliğinden sonra bu Beyliği hatırlatır. Bilindiği üzere, Hamidoğulları Beyliği’nin yurt yeri Isparta-Burdur-Antalya ve merkezi de Eğridir’dir. Bir ara Felekabat da denilen Eğridir’in Sancağı Isparta’dır. Ali Paşa bu bakımdan Ispartalı Eğirdir’li sayılmaktadır. Ali Paşa’nın Hamidoğullarından olup olmadığı hakkında da kesin bir belge yoktur.
Aslı elimizde bulunan " esma-üt tevarih " adlı serde, Ali Paşa’nın memleketinin Eğridir olduğu kaydına göre; Ali Paşa küçük yaşta İstanbul’a gitmiştir. Saray’a nasıl alındığı, Enderun’da nasıl yetiştiği, Silâhtarlık ve Vezirliğe hangi bir destekle veya hizmetle yükseldiği hakkında, tarihlerdeki ortak bilgiye rağmen, kişiliği üstüne bilgiler çok değişiktir. Daha ilk Valiliğinde adam öldürtmek,- rüşvet yemek- gibi huylarının belirdiğinden söz edilir. Bu yüzden Bağdat Valiliği’ne atandığının yılı dolmadan görevden alındığı, bunun için İstanbul"a dönmekten çekindiği, Kayseri’de yerleştiği anlatılır.
Acımasız ve yiyiciliği ile 1. Ahmet döneminde -Kara- adını alan Ali Paşanın bu kadar anılan bir adı da -Kemankeş- olup, bunun yetişme çağında çok iyi-yay-çekmesinden ileri geldiği Ali Paşa’nın adının, 1. Mustafa’nın 3 ay 4 gün süren ilk Padişahlığımın tahtan indirilişine, bu yüzden 2. Osman’ın 4 yıl süren Saltanatı sırasında kendisini gözlerden ırak tutmaya çalıştığı, ancak 1. Mustafa’nın 2. Saltanatı zamanında ortaya çıktığı ve İstanbul’a dönebildiği ileri sürülür.
4. Vezir olarak “Kubbealtı”na girebilen Ali Paşa, 2. defa Sadrazam olan Merre Hüseyin Paşa’nın Padişah aleyhine oyunlara girişmesinden dolayı asılmasından doğan kargaşadan yararlanmasını bilmiş, içyüzü bugün dahi anlaşılamamış olan bir entrika ile Sadrazam olmuştur.
30 Ağustos 1624’de Sadrazam olan Ali Paşa, ilk iş olarak, aklı tamam olmayan 1. Mustafa’nın yerine, 11 yaşındaki şehzade lV. Murat’ı taht’a çıkarmış ve tam bağımsız hareket edebilmek için, yiyiciliğini yüzüne söylemek cesaretini gösteren zamanın Şeyh-ül İslam’ı Yahya Efendinin yerine, bilgisi tamam olmayan kayınbabasını bu mevkie getirmek suretiyle imparatorluğun en önemli bu ikinci makamını ele geçirmek istemiş ise de buna muvaffak olamamış fakat, yeni Padişahı tahttan indirmeye çalıştığı bahanesiyle Merre Hüseyin Paşa’yı kinine kurban etmiştir.
Kendisine rakip gördüğü daha bir çok devlet adamını İstanbul’dan sürüp çıkarmış ve iktidar ihtirasını Sadrazamlığının son gününe kadar sürdürmüştür.
Kemankeş kara Ali Paşa’nın, gerçekliği ancak yazarlarınca savunulabilecek, bu yolda daha bir çok işlem ve eylemleri bulunduğu hakkında uzun uzun yazılmıştır.
Ali Paşa’nın rakiplerini yok etme silahı sanılandan çok şiddetle geri tepmiş ve en yakınları bile onun vücudunun ortadan kaldırılmasında birleşmişlerdir.
Ali Paşa’nın Bağdat yöresinde İran ile süren savaşın Osmanlı Ordusu aleyhine döndüğünü ve buna kayıtsız kaldığını ve Bağdat’ın düşüşünü Padişahtan sakladığı öğrenilince Saray’a çağırılan Sadrazam 3 Nisan 1624 tarihinde idam ettirildi, malları da hazineye alındı.
Mezarı, İstanbul’da Atik Ali Paşa Camii avlusundadır.