'Suyla Yaşayan Kral' bir kez daha ölümsüzleşiyor

Van’da, Uzay Yapım tarafından yapımcılığı üstlenilen ve 2 bin 800 yıl önce inşa edilen Menua (Şamran) kanalını konu alan ’Suyla Yaşayan Kral’ isimli belgesel filmin çekimlerine başlandı.

Belgesel çekimleriyle ilgili ekipte görev alanlarla birlikte Akdamar Oteli’nde bir basın toplantısı düzenleyen yönetmen Prof. Dr. Sedat Cereci, 20 kişinin görev aldığı yapımda herkesin amatör bir ruhla profesyonelce çalıştığını söyledi.

’Suyla Yaşayan Kral’ adlı belgesel filminin deneyim sahibi bir ekipçe gerçekleştirildiğini belirten Prof. Dr. Cereci, kendisinin 7 yıldır bu proje üzerinde çalışma yaptığını ifade etti. Filmin ulusal televizyon kanallarından çok uluslararası belgesel kanallarında yayınlanması için görüşmeler yaptığını anlatan Prof. Dr. Cereci, bu yapıtla tüm dünyada Van’ın ve Van yöresindeki değerlerin adının duyuracaklarını sözlerine ekledi.

Uzay Yapımı’nın sahibi Semra Odabaşı ise filmin uluslararası alanda iş yapabilmesi için çekimler sırasında en son teknolojinin kullandığını söyledi. Daha önce belgesel film ve televizyon yapımları alanında kendilerinin kanıtlanmış başarılı bulunan kişilerle çalıştıklarını anlatan Odabaşı, Van yöresinin tanıtımında eşi bulunmaz bir araç olacak belgesel filmin yapımında pek çok kişinin gönüllü olarak çekimlerde çalışmak istediğini kaydetti.

20 Mayıs 2005 tarihinde çekimlerine başlanan ve Eylül ayında bitirilmesi planlanan ’Suyla Yaşayan Kral’ isimli belgeselin 25 bin YTL’ye mal olacağı tahmin edildiği kaydedildi. Yapılan konuşmaların ardında kamera arkası çekimleri katılımcılara izletildi.

Şamran Kanalı, bundan 2 bin 800 yıl önce Urartu Kralı Menua tarafından Van’ın Gürpınar İlçesi’nden, Urartu Devleti’nin başkenti Tuşba’ya su getirmek amacıyla yaptırılmış. Halen Van’ın su ihtiyacını karşılayan kanalın kültürel yansımaları belgesel filmin temasını oluşturuyor.

Kanalın, Urartu Devleti’nde devlet yönetimi, yaşam tarzı, komşu devletlerle ilişkileri, Asur Devleti ile çatışmaları, Asur Kraliçesi Semiramis’in Urartu Devleti üzerindeki etkilerinin gün ışığına çıktığı çalışmanın gelecek kuşaklar için çok önemli bir belge niteliği taşıdığı belirtildi.