21
Kasım
2024
Perşembe
NİĞDE

Akkaya Barajı'na Niğde'nin duyarsızlığı

Akkaya Barajı ile ilgili çok kere yazdım. Bilimsel çaba ve çalışmalarda bulunan bilim adamları 2 yıl önce Niğde Raporunda konuya ciddi dikkat çektiler.Akkaya için yapılan olmadı. Mayıs ayında elden gidiyor diye feryat ettiğimiz Akkaya Barajında bir SÜPRİZ yaşandı. Yüzlerce kuş göç etti geldi. Akkaya bu kere kuşlar ile gündeme yerleşti. Akkaya gelen kuşlara sahip çıkma yerine onları yok etme uğraşında olanların varlığı da işe karışınca konu dikkat çeker boyuta erdi.

Hamle gazetesi Akkaya afişi ile gündem oluşturma uğraşına girdi. Yerel basın köşe yazarları konuya dikkat kesildi. Doç.Dr. Bekir Necati Altın,Doç Dr Ahmet Karataş ve Üniversitede duyarlı öğretim üyeleri konuyu ciddi ele aldı. Akkaya için deyim yerinde ise küçükte olsa KIYAMET KOPARILDI. Ama çok değişen olmadı.

Bekir Necati Altın Hamle’de Akkaya konusunu ne güzel ele alıp tekrar tekrar yazdı. Ve bir dikkat çekici yazıda Dr. Y.Nadi Özdamar’dan geldi. Niğde Başkent Dergisinde Akkaya Barajına Niğde’nin duyarsızlığı başlığı ile yazdığı yazıda olayı çok net olarak anlatıp uyarıyor ve Niğde için önemli tespitlerde yapıyordu.

Katip Çelebi 1648 yılında Cihannüma adlı eserden Niğde ile ilgili bölümle giriş yaptığı yazısında diyordu ki:
“1960’lı yıllarda liseli akranlarım ve hayatta olan öğretmenlerim hatırlayacaktır;Akkaya Barajı’nın temelini atılırken çevresinin ağaçlandırılmasında hepimiz büyük bir heyecanla çalışmış,Niğdemize yeşil alan ve orman kazandırmanın huzur ve mutluluğunu hep birlikte yaşamıştık. O günlerde Katip Çelebinin Niğde suyu berrak akardı.Öyle ki fidan çukuru açmaktan kan ter içinde kalan çoğu arkadaşımız bu akar suya atlar,kana kana su içerlerdi..400 yıl önce değil 40 yıl önce bügün Akkaya Barajında toplanacak olan su içilebilecek kadar berraktı.

Ya şimdi.!

O günden bugüne Niğdemiz imar uygulamaları ve çarpık yapılaşma nedeniyle yıkıma uğramış,çirkin betonlaşmadan nasibini alarak,tarihi ve kültürel kimliği ile birlikte doğal yapısını kayb etmiştir.Modernleşiyoruz zırvasıyla dar sokaklar cadde yapılmış,cumbalı,zarif balkonlu ,kesme taştan nazenin klasik Niğde evleri yerle bir edilmiştir.Yerinede ne olduğu belirsiz,her an yıkılmaya yüz tutmuş,zevksiz,kap kaçtı zihniyetiyle yapılmış beton yığınları dikivermişiz. Şimdilerde ise uyanık Kayserili misali güya dış cephelerini boyayarak el alame Niğde’yi hoş gösteremeye çabalıyoruz.

Kısa zaman dilimi bile olumsuz yönde büyük bir değişim ve kaybolan tarihi ve doğal dokuyu farketmeye yetiyor. Özellikle yaz aylarında Üniversite kampüsünü ziyaret ederseniz Akkaya Barajı ve çevresinin nereye geldiğini kahrederek izlersiniz.

Ülkemizin üç-dört Kuş cennetinden biri olan Kayseri ve Tuz gölündeki Kuş Cenneti doğaya ihanet edilerek,kurutulup katledildikten sonra,yaşam şavaşı veren,nesli tükenmekte olanlarla birlikte yüzlerce türdeki pek çok kuş Niğde Akkaya Barajına sığınmıştır.Onların gün be gün izleyen batılı kuş bilimciler ile doğa sevenlerde onları takip ederek Niğde’ye gelmişlerdir.Ama bundan ilgililer dahil pek çok Niğdelinin haberi olmamıştır.

Niğdenin tanıtımı başta olmak üzere bir çok yönden Niğde için bulunmaz nimet sayılabilecek böyle bir fırsatı değerlendirememek,bu konuya duyarsız kalmak asla affedilemez.”

Yunus Nadi Özdamar yazısında önemli tespitlerde bulunarak Organize Sanayi Bölgesi, Fertek Belediyesi, Üniversite,Niğde Belediyesi arıtma sorununu ciddi ele almalarını ve Niğdenin geleceğinin ahlara vahlara,keşkelere kurban edilmemesi çağrısıda yapıyor. Ve Akkaya Barajının bu aşamadan sonra kirlenmesinin mazereti olamayacağını vebalinin ilgili ve yetkililerde olduğunu yazıyor.

Yazısında bölgeye gelen kuşları avlayanlara, bölgeyi kirletenlere,sahip çıkmayanlara tam kıvamında tepki veren Özdamar yazısını mutlaka Yetkili ve ilgililer dikkatle okumuşdur umarım. Gerçi yazıda Yunus Nadi Özdamar Bölgenin mahvoluşunu anlatıyor ama o kirli sularla sulanan Bor ovası ve yeraltına inerek içme suyuna karışması olası atıklarla ilgili sanırım gelecek sayılarda yazacaktır. Çünkü Kanser konusunda uzman bir isim olarak Görünen tehlike boyutlarını en iyi o ve onun gibi yurtsever bilim adamları ve doktorlar görüyor. İnşallah toplumumuz gelinen noktada bu kanser niye arttı diye söyleşip dertleşip acı paylaşmaktan biz bu hallere hangi hatalarla geldike ererek sorunları çözmeye destek verir.

Ömer Fethi Gürer
Yayın Tarihi : 6 Eylül 2005 Salı 11:26:55


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?